Büyük Birlik Partisi (BBP) kurucusu merhum Muhsin Yazıcıoğlu'nun şüpheli ölümüne ilişkin dönemin Kahramanmaraş Emniyet İstihbarat Müdür Yardımcısı Dursun Özmen hakkında 'görevi kötüye kullanma' suçlamasıyla açılan davanın 6. duruşması bugün görüldü. Kahramanmaraş 7. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, Ankara'da talimatla ifadesi alınan Emniyet Genel Müdürlüğü eski İstihbarat Daire Başkanlığında görevli Mehmet Gül'ün ifadesinin okunmasıyla devam edildi.
Kahramanmaraş'ta 2009 yılında helikopter kazası sonucu BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ve İHA muhabiri İsmail Güneş'in de aralarında bulunduğu 6 kişinin hayatını kaybettiği olaya ilişkin yürütülen soruşturmada açılan davanın 6. duruşması, Kahramanmaraş 7. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Davaya, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, Muhsin Yazıcıoğlu'nun eşi Gülefer Yazıcıoğlu, oğlu Furkan Yazıcıoğlu, ağabeyi Yusuf Yazıcıoğlu, Erhan Üstündağ'ın eşi Meryem Üstündağ, gazeteci İsmail Güneş'in eşi Yasemin Güneş, avukatlar ve partililer katıldı. Hakkında, 'görevi kötüye kullanmak suçundan' dava açılan Özmen, duruşmaya katılmadı. Duruşma, 22 Aralık'a ertelendi.
Dönemin Kahramanmaraş İl Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğü'nde müdür yardımcısı olarak görev yapan Dursun Özmen, 'Görevi kötüye kullanmak' ve 'Toplumu infiale sürüklemek' suçunu işlediği iddiasıyla bir yıldan 3 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanıyor. Özmen, "Helikopter enkazına ulaşıldığı, Yazıcıoğlu ve diğer şüphelilerin yaralı ve hastanede olduğu" şeklinde bilgi notu geçerek, gerçeğe aykırı ve kamuoyunu yanıltıcı bilgiyle arama kurtarma çalışmalarını geciktirmekle suçlanıyor.
BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, mahkeme sonrası yaptığı açıklamada, bıkmadan usanmadan davanın takipçisi olacaklarını söyledi. Kazanın üzerinden 6 yıla yakın bir süre geçtiğini anımsatan Destici: "Biz bu dosyayı bıkmadan, usanmadan takip etmeye devam edeceğiz. Hiç kimse bizim bıkmamızı, usanmamızı, yorulmamızı beklemesin. Biz Büyük Birlik Partisi ve aileler olarak diyoruz ki bu dosya ya aydınlanacak ya aydınlanacak. Er ya da geç Allah'ın izniyle bu dosya aydınlanacak ve bu hadisenin nasıl olduğu ortaya çıkacak. Ama biz adaletin bir an önce tecelli etmesini ve bu dosyanın aydınlatılmasını bekliyoruz. Bugün de bu davayı takip ettik, takipçi olmaya da devam edeceğiz." diye konuştu.
Yazıcıoğlu ailesinin avukatlarından Selami Ekici ise olay günü bölgede yaşanan hava hareketliliğiyle ilgili TÜBİTAK tarafından hazırlanması gereken raporu beklediklerini kaydetti. Raporun bir an önce dosya konulması gerektiğini ifade eden Ekici şöyle konuştu: "14 Şubat 2014 tarihinde Erzurum Dumlu Radar Üssü'nde Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nda ve Ahlatlıbey Mevzi Komutanlığı'nda yapmış olduğumuz keşif neticesinde TÜBİTAK tarafından hazırlanması gereken bir raporu bekliyoruz. Bu rapor şu ana kadar hazırlanıp dosyaya sunulmadı. Ben buradan yetkililere, TÜBİTAK'a, ülkeyi yönetenlere sesleniyorum. Uzunca bir süredir bu raporun hazırlanıp dosyaya girmemesinin altında yatan sebep nedir? Bir an önce bu raporun tamamlanıp dosyaya sunulmasını buradan sizler vasıtasıyla kamuoyunu arz ediyoruz."
Duruşmayla ilgili bilgi veren ailenin avukatlarından Kemal Yavuz ise şunları kaydetti: "Dosyanın özellikle Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı'nda görevlilerden tanık Mehmet Gül, orada çalışan sivil bir polis arkadaş. Mehmet Gül isminde bir tanığın talimatla alınan ifadesi üzerine daha çok değerlendirmenin gerçekleştiği bir duruşma oldu. Çünkü o gün 38 kere Dursun Özmen'in, Mehmet Gül'le görüştüğü HTS kayıtlarında sabit. Bu kayıtlara göre biz kiminle görüştüğü ve ne konuştuklarını sorguladık. Bu anlamda ulaştığımız isim Mehmet Gül'dü. Mehmet Gül de görüşmediği şeklinde talimatla alınan bir beyanı var. Bunu biz oldukça önemsiyoruz. Çünkü 38 kez, 1 gün içerisinde, olay günü 38 kez görüşme var. Kayseri Valisi'nin yaptığı açıklamanın arkasından öyle anlaşılıyor ki Kayseri Emniyet Müdürlüğü ile Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı arasında ve Kahramanmaraş'taki Dursun Özmen arasında geçen bir organizasyon olduğu anlaşılıyor. Yani burada oluşturulan bilgi kirliliği, bilerek, istenerek ve bizim daha da doğrusu korktuğumuz ve çekindiğimiz; ortada cinayeti gerçekleştiren, var olan silahlı bir örgüt var. Bu örgütle işbirliği içerisinde bir bilgi kirliliği oluşturarak arama kurtarmayı akamete uğratmak maksadıyla yani ana amaca hizmet maksadıyla böyle bir işbirliği yapılmışsa bu çok vahim bir şeydir. İşte bu anlamda Mehmet Gül'ün ifadesi önem arz ediyordu. Onun üzerinde yapılan değerlendirmeler alınarak bir duruşma gerçekleşti. Duruşma 22 Aralık'a ertelendi. HTS kayıtları üzerinde yine bir araştırma yapılacak, bilirkişi raporu alınacak. Ona göre mahkeme durum değerlendirmesi yapacak." CİHAN