Büyük Birlik Partisi Eski Genel Başkanı Mustafa Destici, partinin yakın bir zamanda kongreye gitmesi gerektiğini söyleyerek, büyük kurultayın 12 Temmuz'da gerçekleştirileceğini açıkladı.
Destici, partisinin genel merkezinde gündeme ilişkin basın toplantısı düzenledi. Destici, Saadet Partisi ile seçim iş birliği yaptıkları için kendisiyle birlikte 200'ün üzerinde partilinin istifa ettiğini hatırlattı. Destici, "Bu prosedürün yerine getirilmesiydi. Siyasi Partiler yasasının getirmiş olduğu bir zorunluluk var. Partimizin belli bir süre içerisinde kongreye gitmesi lazım genel başkanı olmadığı için. En son yapılan Merkez Karar ve Yönetim Kurulu toplantısında da 12 Temmuz tarihinde partimiz büyük kurultayını toplayacak. Orada yeni genel başkanını ve üyelerini de seçecek. Ben de arkadaşlarımla ve ailemle istişare ediyorum. İnşallah önümüzdeki günlerde hem kendimle ilgili hem de partimizle ilgili daha geniş net kararımı da açıklamış olacağız." ifadelerini kullandı.
SİZDEN ÖNCEKİLERİN YAPTIĞI VEFASIZLIĞI TELAFİ ETMEK TBMM'YE DÜŞECEKTİR
Helikopter kazasında hayatını kaybeden Muhsin Yazıcıoğlu'nun Kahramanmaraş Adliyesi'ndeki 5. duruşmasının dün gerçekleştiğini hatırlatan Destici, şunları kaydetti: "Aynı saatlerde Meclis'te yemin töreni yapılıyordu. 6 aydan fazla süre geçti. Muhsin Yazıcıoğlu, hayatını kaybettiği gün Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin en şerefli üyelerinin başında gelmekteydi. Aradan 6 yıl geçmesine rağmen hala bu süreç aydınlatılamadı. O dönemin meclis üyeleri, siyasi parti grupları birer önerge vererek bu hadisenin aydınlatılmasıyla ilgili mecliste bir soruşturma komisyonu kurulmasına öncülük ettiler. Fakat bize göre Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin Muhsin Yazıcıoğlu'na karşı sorumlulukları, bu Muhsin Yazıcıoğlu da olmayabilirdi, başka bir milletvekili de olabilirdi. Kim olursa olsun Meclis'in bir üyesinin bu şekilde şüpheli bir helikopter kazasında hayatını kaybetmesi ve bu hadisenin aydınlatılmamış olması Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin de üzerine düşen sorumluluğu tam olarak yerine getirilmediğinin göstergesidir. Onun için ben dün yemin eden milletvekillerine seslendim. Sizden öncekilerin yaptığı vefasızlığı telafi etmek Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne düşecektir. Vicdan sahibi milletvekillerinin bu olayın üstüne düşmesi, olay aydınlatılıncaya kadar bizimle birlikte bu yolu yürümesini bekliyoruz."
"6- 7 tane ana şüphenin hiçbirisinin aydınlatılamamış olduğunu görüyoruz." diyen Destici, "Aslında bu şüpheler aydınlatılmış da bunların hepsinin arkasındakiler belli, önündekiler belli, sağındakiler, solundakiler belli ama maalesef bunlar hukuk içerisinde yeteri kadar soruşturularak aydınlatılabilmiş değil. Dünkü duruşmada da İstihbarat Şube Müdürü'nün Kayseri başta olmak üzere çeşitli vilayetlere çektiği 'Muhsin Yazıcıoğlu kurtuldu, geliyor' bilgisinin notunun müsebbibi olarak bu duruşma yapılıyor. Bu hadise hala aydınlatılabilmiş değil." diye konuştu.
ŞU FOTOĞRAF, TÜRKİYE'YE YAŞATILIR MI?
Destici, şöyle devam etti: "Şu fotoğraf Türkiye'ye yaşatılır mı? 2 tane bakan Türkiye İhracatçılar Meclis Başkanı ile birlikte, iş adamı sıfatı taşıyan, aslında gerçekte olmayan ve ne iş yaptığı bütün kamuoyu tarafından açık ve net olarak bilinen birisine ödül verdiler. Bir bakan yetmedi, iki bakan birden bu ödülü verdiler. Şimdi, birisi çıkmış 'bilseydim o karenin içinde yer almazdım' biri de 'ben bundan vicdanen rahatsızlık duymadım' diyor. Bu açıklamaların da kabul edilebilir bir tarafı yoktur. İsminiz anons edildiğinde kime hediye vereceğiniz belli. Çıkmazsınız ve tepkinizi orada koyarsınız. Diğer Bakan'ın pişkin bir halde kullanmış olduğu ifade aslında milletimize ikinci defa bir hakarettir. Bütün milletin vicdanını yaralayan bir hadisede bir Bakan'ın böyle bir söz söylemiş olması kabul edilebilir değil."
NİYE TÜRKİYE SURİYE'NİN KUZEYİNDE OLUP BİTENLERİ SEYREDİYOR?
Suriye'nin kuzeyinin PYD adıyla PKK tarafından işgal edileceğini orada PKK bölgesi oluşturulacağını çözüm süreci başladığından beri dile getirdiklerini kaydeden Destici, şunları söyledi: "Türkiye'yi yönetenlerin izlemiş olduğu Suriye politikasının sonucudur bu. Eğer Türkiye'yi yönetenler doğru bir Suriye politikası izlemiş olsaydı bugün ne Suriye böyle bir iç savaşla karşı karşıya kalacaktı ne Suriye'de yüz binlerce insan hayatını kaybedecekti ne de bugün biz Suriye'nin kuzeyinin PKK tarafından işgalinden bahsedecektik. Peki şu anda niye bunu seyrediyoruz. Niye Türkiye Suriye'nin kuzeyinde olup bitenleri seyrediyor?"
KENDİLERİ İÇİN KAZILMIŞ OLAN ÇUKURA DÜŞTÜLER
Destici, daha dün dağda olanların bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde yer aldığını belirterek, "Bunların hepsinin sicili belli. Ama maalesef Türkiye'yi yönetenler 'biz bu süreci uygularsak menfaat elde ederiz, toplumsal barışı sağlarız' sandılar. Yanıltıldılar kandırıldılar. Birileri çok kötü bir şekilde iktidarı yönetenlere tuzak kurdu. Neticede kendi kazdıkları çukura, kendileri için kazılmış olan çukura düştüler. Başka yerde sorumlu aramayacaklar. Sorumluluk kendilerine ait. Bunun başında da çözüm süreci ve Suriye politikaları gelmektedir." dedi. CİHAN