Depremin ardından uzmanlardan korkutan uyarı
Sarsıntı İzmir, İstanbul, Çanakkale, Tekirdağ ve Bursa'da da hissedildi. AFAD ise, depremin büyüklüğünü 6.2 olarak duyurdu.
Öte yandan, Kandilli Rasathanesi’nden Prof. Dr. Ali Pınar, Ege Denizi’nde yaşanan 6.3 büyüklüğündeki depremin ardından yaşanan artçı sarsıntıların 5.3 büyüklüğüne kadar çıkabileceğini ifade etti.
KANDİLLİ RASATHANESİ MÜDÜRÜ KONUŞTU
Boğaziçi Üniversitesi (BÜ) Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener, Ege Denizi ve Midilli'inin güneyi için 6,2 büyüklüğündeki bir depremin normal olduğunu belirterek, "Olağan bir deprem, oradaki fayların özelliğinden dolayı 6-6,5 büyüklüğünde depremlerin olması gayet doğal. Bir hafta, 15 gün, bir ay sürecek artçıları beklememiz doğal. 5-,5,5 büyüklüğünde artçılar gelebilir." dedi.
SIĞ BİR DEPREM OLDUĞU İÇİN GENİŞ ALANDA HİSSEDİLDİ
Özener, 15.28'de, 6.2 büyüklüğünde gerçekleşen depremin ilk bulgulara gören 20 kilometre derinliğinde olduğunu ifade ederek, sığ, yüzeye yakın bir deprem olması nedeniyle de 400-500 kilometre uzaklıklardan, İstanbul'dan da hissedildiğini kaydetti. Özener, şöyle devam etti: "Bu deprem yüzeye yakın olduğu için daha büyük alana yayılıyor. Ege Denizi, Midilli'inin güneyi için bu büyüklükteki bir deprem normal bir deprem. Olağan bir deprem, oradaki fayların özelliğinden dolayı 6-6,5 büyüklüğünde depremlerin olması gayet doğal. Depremin artçıları olacaktır. Bir hafta, 15 gün, bir ay sürecek artçıları beklememiz doğal. 5-,5,5 büyüklüğünde artçılar gelebilir. Onlara da biraz hazırlıklı olmamız lazım. Vatandaşların da sağ duyuyla hareket etmesi gerekir. Hasarlı binalar olabilir. Vatandaşlara, AFAD'ın uyarılarını dikkate alarak, bundan sonraki süreci geçirmelerini tavsiye ediyorum."
EGE VE MARMARA'DAKİ FAYLAR FARKLI
Ege Denizi'ndeki depremin gerçekleştiği fay hattı ile Marmara Denizi'ndeki fay hattının farklı olduğunu ifade eden Özener, "Tektonik rejim olarak farklılar. İkisi birbirinden bağımsız fay hatları. Türkiye'de 500 tane aktif fay var. Bunların sürekli hareket etmesi doğal. Kuzey Anadolu Fayı Marmara'da 17 Ağustos'tan sonra kırıldı. 12 Kasım'da da oldu, bir sonraki sismik boşluk olarak adlandırılan bölge ise Marmara Bölgesi.
İSTANBUL MERKEZLİ VE 7'NİN ÜZERİNDE...
Dünyadaki bilim insanlarının hemfikir olduğu konu, Kuzey Anadolu Fayı içindeki bir sonraki deprem Marmara Denizi'nde olacak. İstanbul merkezli ve 7'nin üzerinde bir büyüklükten bahsediyoruz." diye konuştu. Olası Marmara depreminin büyüklüğünün bilim insanları tarafından çok tartışıldığını dile getiren Özener, bunların vatandaşın önünde yapılmaması gereken bilimsel tartışmalar olduğunu, herkesin Marmara'da büyüklüğü 7 civarında bir deprem beklenildiğini bilmesi ve önlemlerin alınması gerektiğini söyledi.
Özener, depreme hazırlık için kentsel dönüşümün hızlanması, çürük yapıların bir an önce yenilenmesi gerektiğini vurgulayarak, kentsel dönüşümün sadece bina bazında değil ada, mahalle ve ilçe bazında köklü olarak yapılması gerektiğini kaydetti.
BİRİKEN ENERJİ AÇIĞA ÇIKACAK
Beklenen deprem biraz geç gelmesi durumunda deprem zararlarının azaltılmasının mümkün olduğunu belirten Özener, şunları anlattı:"Depreme karşı koyma şansımız yok, deprem önlenemez bir gerçek. Marmara'da da tarih boyunca depremler oldu. Anadolu plakası Marmara'da 2,5 santim hızla saat istikametinin tersinde güney batı yönünde hareket ediyor. Burada bir enerji birikiyor ve bu bir yerden dışarı çıkacak. Tarihsel depremler oldu, hala bu hareket sürüyor, yine bir deprem olacak. Ama ne zaman olacağını bilmediğimiz için bununla yaşamaya alışmamız lazım.
HAYVANLARIN DAVRANIŞLARI
Prof. Dr. Haluk Özener, eski CHP'li Milletvekili Melda Onur'un "şehir merkezinde görülen yılan haberleri" olduğuna ilişkin depremden 2 saat önce Twitter hesabından yaptığı paylaşım üzerine hayvanların depremle ilişkisini de değerlendirdi. Deprem öncesi hayvanların davranışlarında farklılıklar gösterebildiğini vurgulayan Özener, ancak depremin bir parametreden oluşmadığını, sadece hayvanların davranışlarına göre bir öngörüde bulunulamayacağını belirtti. Özener, depremlerin önceden belirlenmesi çalışmalarının dünya üzerinde uzun zamandan beri yapıldığını, ancak bunların bir sonuca bağlanmadığını dile getirerek, "Denizden çıkan gazları incelemek, elektromanyetik enerjideki değişim, yeraltı su seviyelerinin izlenmesi gibi çok sayıdaki parametrelerin gözlemlenmesi ve hepsinde bir anormali görülürse, bir deprem olma ihtimali yüksek denilebilir. Hayvanların duyu organları insanlardan çok daha fazla gelişmiştir. Köpeklerin havlamaları gibi farklı davranışlar var. Bunların hepsinin izlenmesi gerekir. Deprem sadece bir parametreyle kestirilmiyor, çok fazla bilinmeyen var." değerlendirmesini yaptı.