Sitenin yapıldığı bölgenin alüvyonlu arazilerden oluştuğu ve zemin sıvılaşması tespit edildiği, aslında AFAD'ın Kahramanmaraş'a ilişkin 2022'de hazırladığı İl Afet Risk Azaltma Planı'na yansımıştı. 7,5 büyüklüğündeki bir deprem senaryosunun yapıldığı raporda, "Olası büyük bir deprem durumunda, bahse konu alanın neredeyse tamamının etkileneceği ve sıvılaşma etkilerinin belirgin şekilde görüleceği" vurgulanıyordu. Kahramanmaraş'ta zemin sıvılaşma riskine dikkat çekilen raporda, "Yapılaşmanın yoğun olduğu alüvyonların yumuşak ve gevşek zemin özelliğinde olması ve yer altı suyu seviyesinin yüzeye yakınlığı, depremin şiddetini 2-3 derece arttırabilmektedir. Bu nedenle alüvyonların bulunduğu alanlarda yeraltı su seviyesinin yüksek olduğu alanların muhtemel bir depremde sıvılaşma özelliği göstereceği beklenmektedir" denilmişti.
Ancak deprem meydana gelinceye dek Ebrar Sitesi'yle ilgili herhangi bir önlem alınmadı. Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığı'nın depremde yıkılan Ebrar Sitesi'ndeki ölümlere ilişkin soruşturması sürüyor. Depremin hemen ardından siteden savcı eşliğinde uzmanlar tarafından karot örneği alındı. Bu numuneler, incelenmesi için bilirkişi heyetine gönderdi. Ancak raporun savcılığa ulaştığına ilişkin mağdurlara herhangi bir bilgi verilmiş değil. Depremin üzerinden altı ay geçmesine karşın halen Ebrar Sitesi'ne ilişkin herhangi bir dava da şimdiye kadar açılmadı.
Mağdurlar adalet istiyor
AFAD'ın raporunda stadyum ve çevresinin, yani Ebrar Sitesi'nin, olduğu bölgenin zemin sıvılaşması olduğu, beklenen yükseklikteki depreme bölgedeki binaların dayanamayacağı uyarısında bulunduğunu anımsatan Irmak, "Raporda kentsel dönüşümüne verilmesi gerekmesine rağmen alınmayan önlemler binlerce insanın ölümüne sebebiyet vermiştir" diyor.
Ebrar Sitesi ile ilgili suç duyurusunda neler deniliyor?
Irmak'ın şikayet dilekçesinde, bu sorumlulara ilişkin "Evlerin yapıldığı arazi alüvyon topraktan olması nedeniyle yüksek katlı ve kazıksız konut yapımına uygun değildir. Ayrıca Ebrar Sitesi olarak bilinen konutların yapımı sırasında kullanılan malzemelerin gerekli niteliğe sahip olmadığı da kamuya yansımıştır. Ebrar Sitesi tek bir müteahhit tarafından imar edilmemiş olup birçok farklı müteahhittin bu yapıların yapımını üstlendiği ve bu yapılardan yüksek kârlar ettiği bilinmektedir" suçlamasında bulunuldu.
Dilekçede, bu süreçte Kahramanmaraş'ta belediye başkanlığı yapan Hanefi Mahçiçek, Veysi Kaynak, Mustafa Poyraz, Fatih Mehmet Erkoç, mevcut belediye başkanı Hayrettin Güngör ile belediye yetkilileri "sorumlular" olarak sıralandı. Kahramanmaraş'ın Ahir Dağı eteklerinde kurulduğu ancak 1970 yılından itibaren dağın ön tarafında bulunan düzlüklere doğru şehrin genişlediği belirtilen dilekçede, "şehrin genişlediği yönün deprem riski barındırdığı ve aktif bir fay hattı üzerinde olduğunun başkanlar ve ilgili belediye sorumluları tarafından bilindiği" belirtildi.
Bölgede rant uğruna yapılaşmaya izin verildiği iddia edilen dilekçede, geçmişteki ihmallere de değinilerek "Öyle ki İller Bankasının Kahramanmaraş'ın planlanması için açtığı yarışmayı kazanan Yüksek Mimar Bülent Berksan, 1984-1989 tarihleri arasına dönemin belediye başkanı olan Hacı Ali Özal'a düzlük alanların fay hattı üstünde olduğunu ve bu alanlarda yapılaşmanın gerçekleşmemesi gerektiğini bildirmiştir. Ancak Ali Sazal döneminden itibaren Veysi Kaynak, Mustafa Poyraz ve Fatih Mehmet Erkoç dönemlerinde de deprem riskinin çok yüksek olduğu ve alüvyonlu araziye sahip olması hasebiyle en ufak sarsıntıda yıkılma riski taşıyan bir bölgede sırf rant uğruna yapılaşmaya izin verilmiştir" denildi.
Alüvyonlu arazilerin yapılaşma için "son derece tehlikeli" olduğu vurgulanan dilekçede, "Üstelik bu alanlar aktif bir fay hattının üzerindedir. Bu durum 1513 yılında yaşanan depremle Maraş yerleşiminin yerle bir olmasından beri bilinen bir gerçekliktir. Öyle ki bu olaydan sonra ilgili bölgeye 'Garamaraş' ismi verilmiştir. Bu durum açıkça Kahramanmaraş ilinin deprem bölgesi içerisinde bulunduğunu göstermektedir" denildi.
Dilekçede sorumluların "olası kastla öldürme","kasten öldürme suçunu ihmali davranışla işleme", "genel güvenliği kasten tehlikeye atma" ve "görevi kötüye kullanma" suçlamalarıyla cezalandırılmaları istendi.
AFAD ve Kızılay da suçlandı
Depremde AFAD'ın Kahramanmaraş'taki binasının dahi kullanılamaz hale geldiği anlatılan dilekçede, "Deprem öncesinde gerekli tedbirlerin alınması için adım atılmamış, deprem sonrasında başkan ve yardımcılarının en önemli görevlerinden biri olan kurtarma çalışmalarının koordinasyonu sağlanmamıştır. Aralarında akrabalarımın da bulunduğu binlerce insan kurtarma planlamalarının yapılmaması nedeniyle enkaz altında yaşamını yitirmiştir" denildi.