Denizli Baro Başkanı Müjdat İlhan, Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül'ün tutuklanması kararını üzüntüyle karşıladıklarını iki gazetecinin yapılan haberden dolayı kurbanı seçilip basına mesaj vermek için tutuklandığını söyledi. Denizli Barosu'nda tutuklamalarla ilgili yönetim kurulu avukatlarıyla birlikte basın toplantısı düzenleyen İlhan, söz konusu haberin yayınlanmasının gazetecinin halka karşı görevi olduğunu belirtti. Denizli Baro Başkanı, "Halkımızın haber alma hakkının teminatıdır. Gazetecinin görevi devletin çıkarlarını korumak değildir. Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi'ndeki, 'gazeteci basın özgürlüğünü, halkın doğru haber alma, bilgi edinme hakkı adına dürüst biçimde kullanır. Bu amaçla her türlü sansür ve oto sansürle mücadele etmeli, halkı da bu yönde bilgilendirmelidir. Gazetecinin halka karşı sorumluluğu, başta işverenine ve kamu otoritelerine karşı olmak üzere, öteki tüm sorumluluklardan önce gelir" şeklinde ifade edilmektedir." dedi.

GAZETECİLERİN TUTUKLANMASI ANAYASAYA AYKIRI

Dündar ve Gül hakkında verilen tutuklama kararının Anayasa, 5187 Sayılı Basın Kanunu, Türk Ceza Kanunu, Avrupa Birliği İnsan Hakları Sözleşmesi, mevcut Anayasa Mahkemesi kararlarına aykırılık oluşturduğunu belirten İlhan sözlerine şöyle devam etti: "Sadece habercilik yapan gazetecilerin cezalandırılarak tutuklanması, demokratik hukuk devleti anlayışına aykırıdır. Son dönemlerde hukukun ülkemizdeki geldiği duruma ve antidemokratik uygulamalara izin vermesine ve birileri tarafından demoklesin kılıcı gibi kullanılmasına ve bu uygulamaların meslektaşımız kabul ettiğimiz savcı ve yargıçlar tarafından gerçekleştirilmesine daha da üzülmekteyiz. Bu durum ülkemizde hukukun geldiği son çaresizlik değilse, özgürlükler alanında vardığımız son karanlık evredir."

'KARAR BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNE İNDİRİLEN BİR DARBE'

Denizli Barosu olarak verilen kararı içlerine sindiremediklerini ve hukukçu kimliklerine bağdaştıramadıklarını vurgulayan Müjdat İlhan, şunları ifade etti: "Bu karar, halkımızın haber alma özgürlüğüne indirilen bir darbe niteliğindedir. Belki bundan daha da önemlisi, gelecekte böyle haberlerin yapılmasına engel olabilecek korkunun yaratılmış olmasıdır. Karar, bu haliyle ülkemizdeki basın özgürlüğüne indirilen bir darbe ve kara bir lekedir. Karar, ülkemizde hukukun açmaz içinde bulunduğunun ve yargıya müdahalenin ne düzeye geldiğinin somut bir göstergesidir. Mevcut iktidara basın ve düşünceyi ifade özgürlüğü üzerindeki engelleri kaldırıp, gazetecileri tutuklanmadan mesleklerini yapabilir hale getirecek reformlara başlamayı öneriyoruz."

Tutuklamaların gazetecilikten değil casusluktan olduğunu savunulmasına da tepki gösteren İlhan, bu haberlerin daha önce başka yayın organlarında da çıktığını burada basın çalışanlarına mesaj verilmek istendiğini savundu.

Denizli Baro Başkanı, sözlerini şöyle tamamladı: "Yapılan haberin devletin gizlilik ilkesi ile ilgili yasal düzenlemelere aykırılığından bahsediliyor. Kaldı ki bu haber yayınlanıncaya kadar ilgililerin savunmalarında da var kamuoyuna mal olmuş haberlerden başka haber değildir. Dolayısıyla bu gizlilik ihlali gerekçesiyle yapılan bir tutuklama ise o güne kadar bu yayını yapan televizyonlarda yorumcular çıkartıp bunu yorumlatan hiç bir yayın kuruluşuna bir işlem yapılmaması da ortada bir casusluk faaliyetinin olmadığının göstergesidir. Bence bu iki gazeteci geçmişte gördüğünüz örnekler gibi belirlenen bir konunun kurbanı seçilip basın mensuplarına bir mesaj verme niteliğindedir." CİHAN