Olayın ardından üzerindeki şoku atlatamadığı için günlerdir sessiz kalan ve basında yer alan haberler sonrası 'sorumsuzluk'la eleştirilen Gergin, o an astım krizi geçirip nefessiz kalınca kızının ellerinin arasından kayıp gittiğini ve çok korktuğunu söyledi.
Geçen perşembe günü saat 17.00 sıralarında Küçükkuyu Beldesi halk plajında meydana gelen olayda, bindirildiği koltuk şeklindeki şişme can simidiyle birlikte poyrazın etkisiyle 1 kilometre açığa sürüklenen 10 aylık Melda bebek, plajdaki yüzlerce kişinin gözleri önünde ölümden döndü. Can simidiyle sürüklenen Melda bebeği Sahil Güvenlik Ege Deniz Bölge Komutanlığı'na bağlı TCSG-8 Botu personeli kurtardı. Dalgınlık sonucu açığa sürüklendiği sanılan 10 aylık Melda bebekle ilgili haberleri okuyan ve izleyenler, anneyi sorumsuz olduğunu yönünde eleştirip tepki gösterdi.
Damla Gergin, eleştirilerin haksız olduğunu belirtti. Canından çok sevdiği Melda bebeği yaşadığı sağlık sorunlarına rağmen dünyaya getirdiğini anlatan anne Damla Gergin, o gün kızı ile birlikte halk plajında denize girerken astım krizi geçirerek, nefes alamadığını ve fenalaştığını, her şeyinde saniyeler içinde geliştiğini, ellerinin arasından kayıp gittiğini söyledi.
Eşi Mehmet Gergin'in cam ustası olduğunu, kendisinin de veteriner olmasına rağmen 10 aylık Melda'yı dünyaya getirmeden önce işinden ayrıldığını belirten Damla Gergin, "Kendim astım hastasıyım. Hatta Melda'yı dünyaya getireceğim zaman, astım hastası olduğum için körfezde hiçbir hastane doğumumu yaptırmadı. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde bebeğimi dünyaya getirdim" dedi.
O ANLARI ANLATTI
Olayın yaşandığı gün Küçükkuyu Halk Plajı'na komşularıyla birlikte gittiklerini söyleyen anne Damla Gergin, o anları şöyle anlattı:
"O gün denize girdiğimizde su göğüs seviyemdeydi. Astım krizim tuttu. Nefesim daraldı. Bir an nefes alamadım. Elime su alıp yüzümü silerken, baktım kızım gidiyor. Yetişmek için arkasından yürüdüm. Ama o anda nefesim daralmıştı. Baktım, yetişemiyorum. Yüzmeye başladım. Can simidini tuttum. Ancak geri çekmek için destek almam gerekiyordu. O sırada çok derine gitmişim. Ayağımı dibe basmak için hamle yaptığımda dibe battım, su yuttum. Yukarıya çıkamadığım için oracıkta kaldım. Ne ileri gidebildim. Ne de geri gelebildim. Bu sırada kızım açığa doğru sürükleniyordu. Yanımdaki komşularım bana makarna denilen deniz simidini uzattı. Bende ona tutunarak kıyıya döndüm. Ayağım yere basar basmaz da hemen 'kızım gidiyor' diye bağırmaya başladım. Arkasından gençler yüzmeye başladı. Ama kızıma yetişemediler. Ben kıyıya çıktım. Çok fazla bir şey hatırlamıyorum. Çok kalabalıktı, herkesin dua et dediğini ve uzakta kızının bir su bardağı büyüklüğünde kaldığını hatırlıyorum. Daha sonra Sahil Güvenliğe haber vermişler. Bot kızımı getirdiğinde kucağıma aldım. Ama donmuştum. Hiç ağlayamadım bile. O an aklımdan birçok şey geçti. Kızımı kucağıma alıncaya kadar bana boş simidi getirecekler diye düşündüm. Gözümü kapattığımda sanki onun o bottan düşmüşte suyun içinde çırpınıyormuş hali gözümün önüne geliyor. Bu yüzden hiç uyuyamıyorum."
YORUMLARA ÜZÜLDÜ
Kendisi hakkında haksız eleştiriler yapıldığını gördüğünü ve çok üzüldüğünü söyleyen Gergin, "Çocuğum sağ salim kucağıma geldikten sonra öncelikle o oluşan ön yargıların hiçbirini düşünmedim. Zaten ön yargısı çok fazla olan bir toplumda yaşadığımız için hiçbirini silemeyeceğimi biliyorum. Keşke bu olay benim hiç başıma gelmesiydi de benim çocuğuma olan anneliğim, anne sevgim gündeme gelseydi. Çocuğuna bu kadar düşkün bir anne yaşıyormuş burada diye haberler çıksaydı. Gerçekten üzgünüm. Ama yapacak hiçbir şey yok. Rahatsızlığım olmasa ben onu hayatta bırakmazdım. Kim bırakır ki çocuğunu. Dolu dolu 9 ay oldu. Ben kızımı kışın hep kanguru ile taşıdım. Bebek arabasına bile koymadım dışarıya çıkınca üşümesin diye. Zamanımız sürekli onunla oyun oynayarak geçiyor. Evimin tamamı onun oynayabileceği her şeyle dolu. Bütün her şey onun dikkatini çekecek şekilde dizayn edildi. Ayaklanmaya başlayınca düşecek diye beşiğinde bile yatırmıyorum" dedi.
Cam ustası baba Mehmet Gergin da "Allah kızımı bana bir kere daha bağışladı. Mutluyum ve huzurluyum" dedi.
Bu arada Mehmet Girgin, eşi ve kızlarının, anneler gününde özel olarak hazırlattıkları tişörtleri giydiği görüldü. Melda bebeğin tişörtünde anne baba ve kendisinin fotoğrafı, anne Damla Gergin'in tişörtünde baba ve kızının, baba Mehmet Gergin'in tişörtünde ise anne ve kızının baskı resimleri dikkati çekti. Evin oda kıpısının camında ise aile bireylerinin isimlerinin yazılı olması ve duvarlarda Melda bebeğin dikkatini çekecek çeşitli çıkartmaların yapışık olması ise anne Damla ve baba Mehmet'in kızlarına olan sevgisini gözler önüne serdi.
DHA