Gümrük Muhafaza ekipleri, Gaziosmanpaşa Savcılığı’nı bilgilendirdi ve gizli soruşturma başlatıldı. Ekipler, konşimentoda belirtilen eşyanın 24 Mart 2022 günü ABD New York’taki JFK Havalimanı’ndan İstanbul Havalimanı’na gelecek Türk Hava Yolları uçağında bulunduğunu tespit etti. Bu uçak saat 07.00’de havalimanına inerken ekipler rutin bir inceleme yapıyormuş gibi eşyaların indirilme alanında bekliyordu. İhbarda belirtilen 6 kap eşyanın uçaktan indiği belirlendi. Uçaktan ilk olarak bu eşyanın indirilmesi dikkat çekmişti. Üstelik traktörü kullanan ‘Mücahit’ isimli şahıs, çok sayıda bekleyen eşya varken ilk olarak kaçak eşyanın bulunduğu paleti götürmek istemişti. Ekipler bunu engelleyerek tüm eşyaların aynı anda antrepoya götürülmesi talimatı verdi.
SORUŞTURMADAN HABERLERİ OLDU
Antrepoda yapılan incelemede 6 kap içinde plastik borular değil binlerce puro ve vitamin olduğu tespit edildi. Toplam 633 kiloluk paketlere 3 adet takip cihazı konularak izleme başladı. Bu sırada kaçak puro ve vitaminlerin göndericisi ve alıcısı tespit edilmişti. Gönderici ABD’deki Priceless Trading INC isimli firmaydı. Sahibi Türkiye vatandaşı Mustafa Ersoy’du. Alıcı ise İstanbul Fatih adresindeki Almas Diamond Kıymetli Taş ve Kuyumculuk Şirketi görünüyordu. Bu şirketin sahibi Yüksel Baran’dı. Ancak ihbarcının anlatımları ve yapılan incelemeler kaçakçılığın başındaki ismin Sabri Ökke olduğunu ortaya koydu. Onun Sanikom Uluslararası Pazaralma A.Ş. isimli bir firması vardı.
Bu sırada gizli soruşturmanın haberi kaçakçılara gitmişti. Bir ay geçmesine karşın antrepoda içerine takip cihazı konulmuş 6 kap eşya alınmadı. Bunun üzerine savcılık talimatıyla paketler açıldı. Toplam 16 bin 145 puro (330 kilo), bin 715 kutu ilaca el konuldu.
GÜMRÜK DEĞERİ 25,5 MİLYON TL
Sabri Ökke, Yüksel Baran ve Mustafa Ersoy’un arasında olduğu tespit edilen şüphelilerin depoları da belirlenmişti. Şişli’de bulunan Perpa’daki depolara yapılan çok sayıda baskında 61 bin adet puro, 4 bin 725 kutu ilaç ele geçirildi. Kaçak olarak yurda sokulan bu puro ve ilaçlar, İstanbul Havalimanı’nda ele geçirilenlerle aynı cins ve markadaydı. Bir ay süren operasyonlarda toplam 77 bin adet puro, 20 bin adet kozmetik eşya, 5 binden fazla ilaç ele geçirilmişti. Bunların gümrüklenmiş değeri; 25,5 milyon TL’ydi.
Soruşturma genişletilince söz konusu firmaların kaçakçılık faaliyetlerinin 2017’den beri devam ettiği belirlendi. Bu geçmiş kayıtlar incelendiğinde büyük bir skandal ortaya çıkacaktı.
KOMUTANLIK EVRAKIYLA KAÇAKÇILIK YAPILDI
Gümrük Muhafaza ekipleri, ABD’deki gönderici ve Türkiye’deki alıcı şirketlerin Ticaret Bakanlığı veri tabanındaki ithalat kayıtlarını inceledi. Şoke edici verilere ulaştılar. ABD’deki gönderici Priceless Trading Inc. ve onun uzantısı Quasar Logistics ile Allstar Prime şirketlerinin 2017 yılından itibaren Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na 73 kez eşya gönderdiği tespit edildi. Bu eşyalar ithalat beyannamelerinde ‘Askeri Malzeme’ olarak belirtilmiş ve serbest dolaşım beyannameleri düzenlenmişti. Yani söz konusu ithal eşyalar gümrükte belge kontrolü veya fiziki kontrol yapılmayan ‘Yeşil Hat’tan yurda sokulmuştu. İthalat beyannamesinde ‘Komutanlıktan alınan resmi yazı’ şeklinde not vardı.
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın evrakıyla kaçakçılık yapıldığını ortaya çıkaran Gümrük Muhafaza Kaçakçılık ve İstihbarat ekipleri, 20 Nisan 2022 günü soruşturmayı yürüten Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Savcısı’na giderek bilgi verdi. Tespit edilen belgeler Milli Savunma Bakanlığı’na gönderilerek söz konusu ithalatların kayıtları ve bunları yapan personelin kimlik bilgileri soruldu.
Deniz Kuvvetleri’nden savcılığa gelen yanıtta; ithalat beyanname numaralarının İstanbul Deniz İkmal Grup Komutanlığı’na ait olduğu belirtildi. Bu ithalat beyannamelerinin komutanlığın kullandığı internet sitesinde hazırlandığı da tespit edildi. Ancak kaydedilen beyanname numaraları, kargo muhteviyatı, kargo ağırlığı, tescil tarihleri, firma bilgileri İstanbul Deniz İkmal Grup Komutanlığı’ndaki kayıtlar ile tamamen farklıydı. Üstelik Tersaneler Genel Müdürlüğü ve Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Dış Tedarik Daire Başkanlığı tarafından şüpheli şirketler Priceless Tradin Inc, Quasar Logistics Inc ve Allstar Prime isimli firmalardan herhangi bir hizmet alınmamış, ödeme de yapılmamıştı. Yani Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın bilgisayar sistemine erişimi olan kişilerce ‘Askeri Malzeme’ adı altında evrak düzenleyerek kaçakçılık yapılmıştı. ‘Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın ithal ettiği askeri malzeme’ diye beyan edilerek İstanbul Havalimanı Gümrük Müdürlüğü’nden geçirilen kutularda kaçak puro ve ilaçlar vardı.
Askeri personeller yardımıyla sahte evrak üretilip ‘askeri malzeme’ olarak vergisi ödenmeden yurda sokulan puro ve ilaçların gümrüklenmiş değeri yaklaşık 2,5 milyar TL olarak hesaplandı. Beyannamelerdeki eşyaların tamamının puro olması durumunda hesaplanan vergi kaybı 1 milyar 280 milyon TL’ydi.
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın sisteminde skandal bir açık olduğu aşikârdı.
Peki bu rezalette kimlerin izi vardı?
Soruşturmada İstanbul Pendik’te bulunan Deniz İkmal Grup Komutanlığı’nda sivil olarak görev yapan Kamil Güneş’in kaçakçılık yapılan 73 beyannameyi düzenlediği tespit edildi. Komutanlığın Malzeme Grup Amirliği’nde Gümrük İşlem Memuru olarak çalışan Kamil Güneş’in şifresi ile girilen kurumun bilgisayar sisteminde ABD’den ‘Askeri Malzeme’ ihraç edildiğine dair sahte evrak düzenlenmişti. Bu eşyalar yeşil hattan hiçbir kontrole girmeden ve vergi ödenmeden yurda sokulmuştu.
Ancak Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın ithal ettiği eşyaların İstanbul Havalimanı Gümrük Müdürlüğü’nden askeri araçlarla alınması ve askeri personel tarafından komutanlığa getirilmesi gerekiyordu. Kaçakçılık şebekesi bunu nasıl aşmıştı? Havalimanı’ndaki kameralar incelendi. ‘Askeri Malzeme’ olarak gösterilen eşyaların, İstanbul Havalimanı’nda faaliyet gösteren kooperatif araçları ile Perpa Ticaret Merkezi’ne götürüldüğü belirlendi.
İstanbul Havalimanı Gümrük Müdürlüğü’nde kaçak eşyaların çıkışını, İstanbul Deniz İkmal Grup Komutanlığı Gümrük Şubesi’nde sivil memur olarak çalışan Mücahit Başar’ın yaptığı belirlendi. Gümrük İşlem Takip Personeli olan Mücahit Başar, ‘Askeri Malzeme’ olarak gösterilen ithal eşyaları sivil araçlara teslim edilmesini sağlamıştı. Mücahit Başar itiraflarda bulundu ve 2014-2018 yılları arasında İstanbul Deniz İkmal Grup Komutanlığı Gümrük İşleri Kısım Amiri olan Astsubay Alper Sakaklı’nın ismini verdi. Mücahit Başar, 2018 yılından itibaren eski amiri olan Astsubay Alper Sakaklı’nın talebiyle sivil araçlara eşya verdiğini anlattı. Priceless isimli şirketten gelen bu eşyaların ‘Askeri Malzeme’ olduğunu zannettiğini ve Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na gittiğini düşündüğünü savundu. Kaçakçılıktan haberinin olmadığına dair savunması savcılık tarafından inandırıcı bulunmadı.
Kaçak eşyalarla Perpa’ya gittiği belirlenen Astsubay Alper Sakaklı da ilk ifadesinde 2017 yılında Deniz İkmal Grup Komutanlığı’ndaki görevinden başka birime tayin olduğunu anlattı. Havalimanına sadece bir kez Mücahit Başar’a verdiği borcu geri almak için gittiğini savundu. Eşyaların bulunduğu kamyonla metrobüse inmek için Perpa tarafına geldiğini söyledi. Ancak 14 Nisan 2022 günü THY geçici depolama alanındaki kamera kayıtları incelendiğinde elinde evrakla eşyaların giriş ve çıkış işlemlerini yaptığı görüldü. Ayrıca kaçakçılık organizasyonundaki şahıslarla WhatsApp mesajları ve aramaları tespit edildi. 22 Haziran 2022’de Gümrük Muhafaza Müdürlüğü’ne avukatı aracılığıyla ‘İtirafımdır’ başlıklı bir yazı gönderdi. Sivil memur Kamil Güneş’in sahte evrakı düzenlediğini ve kendilerini kandırdığını iddia etti. Kamil Güneş’in hazırladığı sahte beyannamelerle yapılan kaçakçılıkta eşyaların Yunuz Ünlü isimli kişiye teslim edildiğini anlattı.
DAĞITILAN RÜŞVET AÇIĞA ÇIKTI
Kamil Güneş ise şifrelerinin başkalarınca ele geçirildiğini ve bu kişilerce sahte beyannamelerin düzenlendiğini öne sürdü. Ancak Alper Sakaklı, Kamil Güneş’in mal varlığında büyük bir artış olduğunu bile söylüyordu. Askeri personel olan şüphelilerin sık sık birbirlerine para gönderdikleri de belirlendi.
Ayrıca gizli yürütülen soruşturmanın sızdığı ortaya çıktı. Kaçakçılarla, işbirliği yaptıkları askeri personel temas kurmuş ve nasıl ifade vermeleri gerektiği konusunda görüşmeler yapmışlardı.
ABD’den kaçakçılık yapan şebeke mensuplarının el konulan telefonlarında ise rüşvet yazışmaları vardı. Kaçakçıların çok sayıda mesajında Gümrük Muhafaza personeli ve askeri personele rüşvet dağıttıkları yazılmıştı.
Savcılık soruşturmasında 24 kişinin rüşvet alma, rüşvet verme, resmi belgede sahtecilik, kaçakçılık suçlarından cezalandırılması talep edildi. Şüpheliler arasında üç askeri personel de vardı ama onlar için soruşturma izni uzun süre verilmemişti.