Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun iptal ettiği randevunun tekrar gündeme alınması gerektiğini söyledi. Demirtaş, "Başbakan yeni anayasa ile ilgili teklifleri görüşmek istiyorsa bugün de görüşmeye hazırız, yarın da görüşmeye hazırız. Görüşmemiz de gerekir. Siyasetçilerin konuşabilmesi gerekir. İptal edilen randevunun yeniden gündeme alınması gerekir. Yüz yıllık Kürt sorunu devasal bir sorun. Her gün insanlar ölüyor. Tankla, topla kara kuvvetleri şehirlere girmiş. Savaş var. Ülkenin Başbakanı çay bahanesiyle görüşmeyi iptal edebiliyor. Bunun adı ciddiyetsizliktir. Sırrı Süreyya Önder beyin alay etme, hafife alma, espiri yapma gibi bir niyeti de yok." dedi.
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Diyarbakır İl Başkanlığı'nda basın toplantısı düzenledi. Diyaloğa inanan bir siyasetçi olduğunu anlatan Demirtaş, en zor koşullarda bile diyalogların kesilmemesi gerektiğini vurguladı.
Demirtaş, sözlerini şöyle sürdürdü: "7 Haziran ve 1 Kasım sonrası da bunu denedik. Görüşülmesi Türkiye toplumuna ve herkese fayda sağlar dedik. Olumlu dönüş olmadı. Şimdi en son Başbakan'ın randevu sonrası tutumunu izlediniz. Bir Başbakan olarak son derece ciddiyetsiz bir yaklaşımla sorunları çözmekten uzak bir yaklaşımla partimizi hedefe koyan suçlayan bir tutumla görüşmeyi reddedebiliyor. Bakın üslupla ilgili bir sorun varsa görüşmeye gelir. Eleştiri varsa görüşmede bunu söyler. Ama onu bahane ederek görüşmeyi reddetmek diyalog kanallarını kapatmak savaşta ısrardır. Ben savaş politikalarına ısrar edeceğim demektir. Başbakan bunu yapıyor, yapmaya çalışıyor. Başbakan yeni anayasa ile ilgili teklifleri ile ilgili görüşmek istiyorsa bugün de görüşmeye hazırız, yarın da görüşmeye hazırız. Görüşmemiz de gerekir. Siyasetçilerin konuşabilmesi gerekir. İptal edilen randevunun yeniden gündeme alınması gerekir. Biz AKP'ye herhangi bir proje ile gitme ihtiyacı içerisinde değiliz. Yeni Anayasa hazırlığı olan gündeme getiren görüşme trafiği başlatan AKP'nin hükümetinin kendisidir. Bunu sürdürecekse HDP'siz yapamayacağını görmeli ve diyalog kanallarının açılması için daha sağduyulu ve sabırlı bir politika izleyebilmelidirler. Bütün toplum bizden bunu bekliyor."
Yaşanan gelişmeler sebebiyle gidişatın iyi olmadığını belirten HDP Eş Genel Başkanı, insanların umutlu olmasını gerektirecek bir gelişmenin olmadığını vurguladı. Selahattin Demirtaş, "Hükümetin bütün bu çılgınca savaş ve şiddet politikaları toplumda büyük bir öfkeye dönüşmüş. Biz savaşın artması ve büyümesi ihtimalini bir bekleme hali içerisinde karşılayamayız. Diyalog kanallarını açmaya dönük özellikle DTK'nın son toplantısı ve açıkladığı deklerasyon savaşın büyümesini önlemine yönelik girişimlerdir. Fakat karşımızdaki muhatap çılgınca bir ruh hali içerisinde ve adeta kendinden geçmiş bir savaş sarhoşluğu içerisinde. Cenazelere işkence yapabilecekleri kadar düşmüş bir anlayışla savaşı sürdürmek istiyorsa biz ne yapabiliriz." şeklinde konuştu.
Türkiye'nin batısından aydınlar ve yazarların Diyarbakır'da olduğunu anlatan Demirtaş, sözlerine şöyle devam etti: "Şüphesiz ki anlamlıdır. Ben kendilerine de teşekkür ediyorum. Ama unutmasınlar barışın tıkandığı yer burası değil Ankara'dır. Diyarbakır'da zaten herkes barış istiyor. Savaş isteyenler Ankara'da. Diyarbakır'a hoş gelmişler ama burası zaten barışın kentidir. Burayı savaş kenti yapmak isteyen Ankara. Asıl basıncı Ankara'ya uygulamaları gerekiyor. Mesajı oraya vermeleri lazım. Bizler kadar Türkiye'de barış isteyen herkesin sesini yükseltmesi ve AKP'nin savaş politikalarına 'dur' diyebilmesi lazım. O zaman savaşın büyümesi önlenebilir, engellenebilir."
Kürt sorunun yüzyıllık bir sorun olduğunu kaydeden HDP Genel Başkanı Demirtaş, her gün insanların öldüğünü ifade etti. Selahattin Demirtaş, "Tankla, topla kara kuvvetleri şehirlere girmiş. Savaş var. Ülkenin Başbakan'ı çay bahanesiyle görüşmeyi iptal edebiliyor. Bunun adı ciddiyetsizliktir. Sırrı beyin alay etme, hafife alma espiri yapma gibi bir niyeti de yok. Başbakan gelirken ülkenin temel sorunları çözümüyle ilgili bir fikirle gelsin diye milletvekilimiz bir beyanda bulunmuş ki bu beyan genel merkez adına bir beyan değil. Sırrı bey genel başkanların sözcüsü de değil. Kendisi Sırrı bey ile randevusu olan bir Başbakan değil. Ama onu görüşmemek için bir bahane haline getirebiliyor. Kendi milletvekilleri bizimle ilgili söylediklerine bir bakın bunlara bakarsak parlamentoda bir çatı altında bulunmamız lazım. Her birimiz bunlara takılsa, bunları bir kriz haline getirsek, genel kurulda yüz yüze bakmamız gerekiyor. Niye varsınız, niye oy aldınız biz niye oy aldık. Ne olursa olsun siyasetçiler konuşabilmeli. Ben bu konuda ısrarcıyım. Savaş ne kadar derinleşirse derinleşsin siyasetçiler diyalog bağını koparmamalı. Siyaset bunun için vardır. AKP'nin Kürt sorunu ile ilgili bir çözüm projesi varsa onu HDP dışında hiç kimseyle çözemez. Çözebiliyorsa da buyurun CHP ile MHP ile görüşüyorlar. İnşallah çözerler. Kürt sorununu çözüp bizi mahcup edecek bir proje ile ortaya çıkarlarda biz bundan mutluluk duyarız, seviniriz, utanırız. Biz yapamadık onlar yapabildi çıkar özür dileriz. Yaptılar da biz mi engelledik. Diyalog çağrılarımız reddedilirse ısrarcı olmamız gerekiyor. Siyasetçin başka ne görevi olabilir ki." diye konuştu.
Her yerde özerlik ile ilgili panellerin, sempozyumların, çalıştayların, mitinglerin ve yürüyüşlerin yapılması gerektiğinin inancında olduklarını HDP Eş Genel Başkanı, açıklamasını şöyle tamamladı: "Türkiye'nin her yeri bunu iyi anlamalı. Asıl bölücü kimdir bunu görmeli. Türkler de Kürtler de görmeli ve kendi içinde halk toplantılar yapmalı, bu demokratik gelişmeyle ilgili bir inşa sürecidir. Sağlık, eğitim, adalet, çevre, tarım, balıkçılık efendim trafikten tutum asayişe kadar bunların hepsi Türkiye'de çözüm bekleyen sorunlar olduğunu biliyoruz."
CİHAN