Gazeteciler Ahmet Memiş, Ali Akkuş, Cemal Azmi Kalyoncu, Gökçe Fırat Çulhaoğlu, Ünal Tanık, Yakup Çetin ve Yetkin Yıldız’ın yeniden yargılandıkları davanın 14. duruşması bugün İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.
Duruşmaya Ahmet Memiş, Ali Akkuş, Cemal Azmi Kalyoncu, Ünal Tanık, Gökçe Fırat Çulhaoğlu, Yakup Çetin ve Yetkin Yıldız ile avukatları katıldı. Davayı takip eden Punto 24’ün aktardığına göre, 20 Nisan 2024 günü sunduğu esas hakkındaki mütalaasını tekrar eden savcı, eylemlerinin “süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk arz ettiği” gerekçesiyle Yakup Çetin, Yetkin Yıldız ve Ünal Tanık’ın “örgüt üyeliği” suçundan; Ahmet Memiş, Ali Akkuş, Cemal Azmi Kalyoncu ve Gökçe Fırat Çulhaoğlu’nun ise “örgüt hiyerarşisine dahil olduğuna ve örgüt üyesi olduğuna dair her türlü şüpheden uzak kesin ve somut delil elde edilemediği” anlaşıldığından “örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme” suçundan cezalandırılmalarını talep etti.
Esas hakkındaki mütalaaya karşı savunmasını yapan Gökçe Fırat Çulhaoğlu, Türk Solu dergisinde Hizmet Hareketi'ni eleştirdiği yazıları mahkemeye sundu. Çulhaoğlu savunmasında, “Muhalif kişiliğim nedeniyle beni itibarsızlaştırmak için, ‘kara leke sürelim’ diye ben bu torbaya atıldım. Dosyada birlikte yargılandığım 25 kişiyle burada tanıştım. Hiçbir bağım yok. Hukuk delil arar. Ancak bu dosyada hakkımda bir tane delil yok. 8 yıl oldu bu dosyada AİHM’e başvurmayan tek benim. Ben anti emperyalistim, batıdan hukuk dilenecek değilim. Önünde sonunda beni aklamanız lazım.” ifadelerini kullandı.
Çulhaoğlu’nun avukatı esasa ilişkin beyanında, müvekkilinin Hizmet Hareketi ile iltisaklı olduğuna ilişkin herhangi bir delil olmadığını söyledi ve beraat talep etti.
AKKUŞ: ”ZAMAN GAZETESİNDE İŞÇİ İŞ VEREN ÇERÇEVESİNDE GEÇİMİMİ SAĞLAMAK İÇİN ÇALIŞTIM”
Esas hakkındaki mütalaaya karşı savunmasını yapan Ali Akkuş, “Zaman gazetesinde işçi iş veren çerçevesinde geçimimi sağlamak için çalıştım. Örgüt okullarında okumadım, dershanelerine gitmedim. Bylock kullanmadım. Bank Asya’da çalıştığım gazetenin maaş hesabı bulunmaktaydı. Ben bu hesaba 1 lira dahi yatırmadım. Örgütle uzaktan yakından illiyet bağım bulunmamaktadır. Üye olduğum tek dernek Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’dir. Bu davada sadece ben değil tüm ailem araştırıldı. Ben bu örgütün tedrisatından geçmedim. Beraatımı istiyorum.” diye konuştu.
GAZETECİ TANIK İDDİALARI REDDETTİ
Esas hakkındaki savunmasını yapan Ünal Tanık, “35 yıllık meslek hayatımda pek çok farklı yayın organında çalıştım ama bir kez olsun bu örgütün yayın organlarıyla yolum kesişmedi. Sadece medya kuruluşlarıyla değil okullarıyla da bağlantım olmadı. Bank Asya’da hiç hesabım olmadı. Nasıl bir örgüt üyesiyim ki Fethullah Gülen’in benim hakkımda açtığı iki dava var. Beraatımı talep ediyorum” şeklinde konuştu.
Ünal Tanık’ın avukatı Mesut Yazıcı esasa karşı beyanında, “Önceki mütalaaya benzer şekilde verilen bu mütalaa usul ve yasaya aykırıdır. Müvekkilin örgüte yardım mahiyetinde herhangi bir eylemi ve fiili olmadığından beraatını talep ederiz” dedi.
KALYONCU: ”SUÇLAMAYA DELİL GÖSTERİLEN TWEETLERİ BİR GAZETECİ OLARAK PAYLAŞTIM”
Esas hakkındaki mütalaaya karşı savunmasını yapan Cemal Azmi Kalyoncu, “Kişiye göre hukuk olmayacağına göre kişiye göre suç da ihdas edilemez. Mütalaada suçlamaya delil gösterilen tweetleri bir gazeteci olarak paylaştım. Paylaşımların tamamı haber içerikleridir. Suç unsuru yoktur. Gazeteci, suç unsuru barındırmadığı sürece, haber değeri gördüğü her konuda paylaşım yapabilir. Paylaşımlarımın hepsi ifade özgürlüğü kapsamındadır. Sadece profesyonel gazetecilik yaptım. Hiçbir suça iştirak etmedim. Beraatımı istiyorum” ifadelerini kullandı.
Kalyoncu’nun avukatı, müvekkili aleyhine dosya içerisinde herhangi bir delil olmadığını belirterek beraat talep etti.
MEMİŞ: ”AİHM HAKKIMDA HAK İHLALİ KARARI VERDİ, AİHM KARARI DOĞRULTUSUNDA BERAATIMI TALEP EDİYORUM”
Ahmet Memiş esas hakkındaki mütalaaya karşı savunmasında, “30 yıl gazetecilik yaptım. 30 yıl içinde çalışmadığım tek yer cemaat gazeteleri. 8 yıldır yargılanıyorum ve 8 yıldır neyle yargılandığımı hala bilmiyorum. Tanıklar lehime beyanda bulundukları halde savcı sanki aleyhime beyanda bulunmuşlar gibi mütalaaya yazmış. Geçtiğimiz ay AİHM kararı çıktı hakkımda. AİHM hak ihlali verdi dosyamla ilgili. Hiçbir suçlamayı kabul etmiyorum. AİHM kararı doğrultusunda beraatımı talep ediyorum” diye konuştu.
Ahmet Memiş’in avukatı, “Müvekkilim gazetecilik dışında bir faaliyette bulunmamıştır. AİHM hak ihlali kararı verdi ve kararda savcılığın mütalaadaki suçlamalarıyla ilgili makul şüphe dahi yoktur ifadelerine yer verdi. Beraat talep ediyoruz” dedi.
Yakup Çetin de esas hakkındaki savunmasında üzerine atılı suçlamaları reddederek beraatını istedi. Çetin’in avukatı da müvekkilinin aleyhine hiçbir somut delil olmadığını belirterek beraat talep etti.
Yetkin Yıldız esas hakkındaki mütalaaya karşı savunmasında, “Yargıtay 16. Ceza Dairesi mevcut iddialarla hakkımda verilen hükmü daha önce bozmuştu. Beraatımı talep ediyorum” dedi.
ÇALIKUŞU: ”DELİLLERİN OLMADIĞINI BİLE BİLE ADALETİ ESİRGEMEYİN BERAAT VERİN”
Son sözü sorulan sanıklar beraat taleplerini yineledi. Duruşmaya karar için ara verildi.
Aradan sonra kararını açıklayan mahkeme, Ali Akkuş’un beraatına hükmederken Yakup Çetin’e “örgüt üyeliği” suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezası verdi. Mahkeme, Ahmet Memiş, Cemal Azmi Kalyoncu, Gökçe Fırat Çulhaoğlu, Ünal Tanık ve Yetkin Yıldız’ın ise “örgüte bilerek isteyerek yardım etme” suçundan 1 yıl 13 ay hapsine hükmetti.
TANIKLAR TRAJİKOMİK İTİRAFLAR: ALKOLLÜYKEN İHBAR ETMİŞİM… KARIMDAN İNTİKAM ALDIM
11 Ocak’ta gerçekleşen duruşmada tanık olarak dinlenen Muhammed Sivri isimli iftiracı, sanıklardan gazeteci Ünal Tanık’ı Eyüp’te bir kafede çay içerken gördüğünü ve ihbar ettiğini söyledi. Daha önce verdiği ifadeleri reddeden Sivri, STV’de ekranlarında gördüğü Ünal Tanık’ın ‘örgüt üyeliği’ne ilişkin herhangi bir bilgisi olmadığını savunmuştu.
Bir diğer iftiracı tanık Ali Özsoy da sanıklardan hiçbirini tanımadığını ve ‘örgüt’le bağlantılarına dair herhangi bir bilgi ve görgüsünün olmadığını anlatmıştı. Boşandığı eşinden intikam almak için gazetecilerden şikayetçi olduğunu dile getiren Özsoy, önceki ifadelerini ise kabul etmedi. Özsoy, “Alkollüydüm. Eşimin ailesi Zaman gazetesinde çalışıyordu. Onlara zarar vermek için ihbarda bulundum.” demişti.
11 Ocak’ta gerçekleşen duruşmada tanık olarak dinlenen kişilerin trajikomik itiraflarına rağmen savcı yine de ‘örgüt üyeliği’nden ceza istemişti.