Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu 1 Mayıs'ta 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nde üzerindeki bir kişiyi intihardan vazgeçirdiği görüntülerin kurgu olduğu iddiaları üzerine açıklama yayınladı.
Davutoğlu'nun basın ofisinden yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Geçtiğimiz hafta içinde 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nde meydana gelen bir intihar girişimi vakasına o esnada köprüden geçmekte olan Sayın Ahmet Davutoğlu’nun müdahalesi üzerine sosyal medyada yakışıksız, gerçek dışı, yer yer ahlak sınırlarını zorlayan bir tartışma ortamı oluşmuştur.
Bu tür bir seviyesiz yakıştırmayı yalanlamaya çalışmak bile abesle iştigal olacağı için açıklama yapılmamıştır. Ancak art niyetli ve Sayın Davutoğlu’nu yıpratma gayesi güden ithamlara kamuoyunda bilinen bazı isimlerin de dahil olmaları üzerine kamuoyu ile bazı hususların paylaşılması ihtiyacı doğmuştur.
Yaşanan hadisenin sahiciliğini izah etmeye çalışmak bile züldür. Kaldı ki olayı çarpıtarak yorumlayanlar kamu görevi yapmakta olan güvenlik görevlisi polisleri de bir kurgunun parçası olmakla itham etmektedirler. Bir haber ajansının olayı duyururken artık yerleşik uygulama haline geldiği gibi Sayın Davutoğlu’nu yok sayması üzerine kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla hadisenin gerçek boyutu birçok basın kuruluşu ile paylaşılmıştır.
Her siyasetçi yaptıklarına ve yapmadıklarına dair sert, kimi zaman sınırları aşan eleştirilere muhatap olabilir. Bu anlamda elbette Sayın Davutoğlu da bir istisna değildir. Demokrasi kamuoyuna mal olmuş kişilerin her yaptığının kamuoyu önünde ve sorgulanmaya açık olduğu sistemin adıdır.
Ancak, Sayın Davutoğlu’nun milletimiz nezdinde itibar kazanmak için herhangi bir kurguya ihtiyacı yoktur. Yaşanan bu hadiseyi sahicilik ve samimiyet adına değerlendirmeye kalkanlar Gazze’de evladı İsrail tarafından şehit edilen babaya sarılan, Myanmar’da Müslüman kardeşlerimizi Allah’ın selamı ile selamlayan, Anadolu’nun her köşesinde binlerce insanımızı bizzat kucaklayan, Urumçi’den Bosna-Hersek’e kadar yüreğine basmadığı coğrafya kalmayan Sayın Davutoğlu’nun duruşu üzerine yorum yapamazlar.
Bu samimiyeti sosyal medyanın ahlakın, edebin, insanlığın ve asgari nezaketin askıya alındığı bir mecra olduğunu düşünerek fütursuzca kul hakkına girenler bilmeyebilir. Aziz milletimiz bu samimiyeti hakkıyla değerlendirmektedir."