Başbakan Ahmet Davutoğlu, şehirlerin sosyal, kültürel ve mimari değerleriyle bir milletin zenginliği, medeniyetin aynası olduğuna işaret ederek, "Şehirlerimizin tarihi ve kültürel dokusuyla uyumlu bir yapılanmanın gerçekleştirilmesi birinci önceliğimizdir." dedi.
Davutoğlu, dünyanın savaş ve kriz bölgelerinde şehirlerin tarumar edilmesinin insanlığın ortak hafızasını da silen insanlık dışı eylemler olduğunu, insanın hayat hakkını en mukaddes hak olarak gördükleri gibi, şehirlerin hayat hakkının da korunması gereken mukaddes bir hak olduğunu vurguladı.
'Dünya Şehircilik Günü' mesajı yayımlayan Başbakan Davutoğlu, şehirlerin sosyal, kültürel ve mimari değerleriyle bir milletin zenginliği, medeniyetin aynası olduğuna işaret etti. Başbakan, her medeniyetin, şehirlerin oluşturduğu maddi ve manevi zemin üzerinde doğup büyüdüğünü, şehirlerin medeniyetlerin hem beşiği hem de ilerleme kaynağı olduğunu dile getirdi.
Davutoğlu, bir milletin sahip olduğu değerler birikimini şehirlerine kazandırdığı özellikler vasıtasıyla ortaya koyduğuna vurgu yaparak, şöyle devam etti: "İçerdiği hayat tarzları, insan ilişkileri, üretim yapıları, doğal ve mimari özellikleriyle şehirler kendi özgün kimliklerini kazanmaktadır. Her şehir kendi hayat üslubunu, maddi ve manevi zenginliğini üretir. Bu itibarla sakinlerini de kendi ruh iklimiyle yoğurup şekillendirir. Şehirler, aynı zamanda geçmişi geleceğe bağlayan köprülerdir. Bu köprüler kadim medeniyetlerle günümüzün modern şehir yapıları arasında maddi ve manevi bağların kurulmasını sağlamaktadır. Bu bağları muhafaza ederek geleceğe taşımak ise bizlerin öncelikli görev ve sorumlulukları arasında yer almaktadır. Bizler, dünyanın ticaret, kültür, sanat ve din merkezi olan şehirlerini inşa etmiş ve yönetmiş bir millet olarak bugün de şehirlerimize sahip çıkmanın gayreti içindeyiz. Bunu bir medeniyet perspektifi içinde gerçekleştirmek temel ilkelerimizden biridir."
"ŞEHİRLERİN HAYAT HAKKI DA KORUNMASI GEREKEN MUKADDES BİR HAKTIR"
Kentsel dönüşüm projelerinin bu anlayış ve istikamet üzere bugün hızla devam ederken, şehirlerin tarihi ve kültürel dokusuyla uyumlu bir yapılanmanın gerçekleştirilmesinin birinci öncelikleri olduğuna dikkati çeken Davutoğlu, "Dünyanın savaş ve kriz bölgelerinde şehirlerin tarumar edilmesi insanlığın ortak hafızasını da silen insanlık dışı eylemlerdir. İnsanın hayat hakkını en mukaddes hak olarak gördüğümüz gibi, şehirlerin hayat hakkı da bize göre korunması gereken mukaddes bir haktır. Birçok kurum ve kuruluşun desteğiyle yürütmekte olduğumuz büyük dönüşüm projesi, medeniyetimizle şehirlerimiz arasındaki kadim bağları tesis etme konusunda sahip olduğumuz gayret ve hassasiyetin somut birer ifadesidir." düşüncesini paylaştı. CİHAN