Davutoğlu'na akademisyenlere soruşturma ve gözaltıları sordu


HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş, Başbakan Ahmet Davutoğlu'na 1128 akademisyen hakkında başlatılan soruşturmalar ve bu kapsamda bugün Kocaeli'de gerçekleşen gözaltıları sordu.

Davutoğlu'nun cevaplandırması istemiyle Meclis Başkanlığına soru önergesi veren Beştaş, suça konu edilen bildirinin içeriğinde başta yaşam hakkı olmak üzere ihlallere ve sokağa çıkma yasaklarına son verilmesi, barış için çözüm yollarının kurulması ve ulusal ve uluslararası bağımsız gözlemcilerin yıkım bölgelerine girmesine, gözlemde bulunmasına ve rapor hazırlamasına izin verilmesi taleplerinin yer aldığını kaydetti.

Bu bağlamda Beştaş, şu soruları yöneltti:

Akademisyenler hakkında açılan soruşturmalar ve yapılan gözaltı işlemi hakkında ne düşünüyorsunuz?

Tarafınız da bir akademisyen olarak düşüncelerinizi ifadenizden ötürü daha evvel benzer ithamlara maruz kaldınız mı? Akademisyenlerin düşünce ve düşüncelerini ifade etmelerinin engellenmesini bir akademisyen olarak nasıl değerlendiriyorsunuz?

26 Aralık 2015 günü yapmış olduğunuz bir konuşmanızda "Yine bir meslektaş olarak söylüyorum. Ne şart olursa olsun ben hiç kimsenin önünde el pençe durmadım, fikrimi teslim etmedim, sizlerin de teslim etmesini beklemeyiz. Bizim görevimiz, size en uygun şartlarda fikir özgürlüğünün temin edileceği bir siyasi ortam oluşturmaktır." demiş olmanıza mukabil, 1128 akademisyenin fikrini özgürce ifade etmesini eleştirmenizin nedeni nedir?

26 Aralık 2015 günü yapmış olduğunuz konuşmanızda "Ben bugün yüzde 49,5 oy almış, demokrasi tarihimizin en yüksek oyunu almış bir seçimden çıkan başbakan olarak söylüyorum. Bizim huzurumuzda el pençe duracak bir bilim adamı istemiyoruz" şeklinde akademisyenlerin düşünsel özgürlüğünü vurguladığınız halde 14 Ocak günü bildiriye imza atan akademisyenler hakkında olumsuz ifadeler kullanmanızın nedeni nedir?

Yine 26 Aralık 2015 günü yapmış olduğunuz konuşmanızda "Türkiye'de fikir özgürlüğü mutlak anlamda hayata geçirilecektir. Bizim dönemde büyük ölçüde geçirildi ama fikir özgürlüğü anlamında karşılaşacağınız herhangi bir zorluk olursa bunun siyasi sorumluluğu bizim üzerimizdedir." demiş olduğunuz halde 1128 akademisyenin barış çağrısına dair bu fikirlerinizin devamlılığını korumamasının nedeni nedir?

Düşünce ve ifade hürriyeti anlamında siyasi sorumluluk aldığınız halde neden 1128 akademisyen için YÖK başta olmak üzere bazı üniversite yönetimleri ve savcılık derhal harekete geçmiş ve akademisyenler gözaltına alınmıştır? Konuşmanızda sözünü ettiğiniz düşünce ve ifade hürriyeti ile kastınız nedir?

Bahse konu konuşmanızda sözünü etmiş olduğunuz düşünce ve ifade özgürlüğü bağlamında Anayasa ve uluslararası mevzuata uygun biçimde sadece bir barış çağrısı olan bu bildirinin suça dönüşmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Halklar arasında barışın tesisi ve yaşam hakkı savunusu ile Devletin manevi şahsiyeti ne şekilde zarar görmüştür? Bu zararın boyutları nedir? Akademisyenler hakkında soruşturma açılması ve gözaltı işlemlerinin başlatılması devletin uğradığı zararı gidermek amacını mı taşımaktadır?

Savcılık tarafından Kocaeli Üniversitesi akademisyenleri hakkında açılan 'Devletin manevi şahsiyetini tahkir etmek' suçu kapsamında soruşturma öncesi Adalet Bakanlığı'ndan soruşturma izni alınmış mıdır?

Kocaeli ilinde başlayan gözaltı operasyonları bildiriye imza vermiş diğer akademisyenlere de sirayet edecek midir? Adalet Bakanı her bir akademisyen için soruşturma izni vermiş midir?

Akademisyenlerin barış istiyoruz vurgusu ile imzaya koymuş oldukları metin hangi yönü ile 'Terör örgütü propagandası yapmak', 'Devletin manevi şahsiyetini tahkir etmek' suçlarını teşkil etmektedir? CİHAN
<< Önceki Haber Davutoğlu'na akademisyenlere soruşturma ve gözaltıları sordu Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER