Başbakan Ahmet Davutoğlu, 7 Haziran'dan bu yana birilerinin yine terör kartına sarıldığını belirterek, "Bilsinler ki kim terör kartına tevessül ederse hak ettiği cevabı alır." dedi. Davutoğlu, konuşmasının başlarında bir gaf yaptı. Davutoğlu, "Nerede bir zalim varsa onun yanında olacağız." ifadesini kullandı.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, HAK-İŞ Konfederasyonu'nun 13. Olağan Genel Kurulu ve 40. Kuruluş Yıldönümü etkinlikleri kapsamında Ankara Meyra Palas'ta düzenlediği programa katıldı. Burada bir konuşma yapan Davutoğlu, konuşmasının başlarında bir gaf yaptı.
'ZALİMLERİN YANINDA OLACAĞIZ' GAFI
Davutoğlu, şunları kaydetti: "Hakkın emeğin adaletin konuşulduğu bu salondan dünyaya bir kez daha haykırıyorum. Nerede bir zalim varsa onun yanında olacağız ve Hz. Hüseyin'in bugünkü yürüyen öncüleri, takipçileri olmaya devam edeceğiz. Yine ülkemiz hangi zorluklarla karşılaşırsa karşılaşsın, hangi köşesinde ne tür problemlerle karşılaşırsa karşılaşsın, ister deprem gibi afetler, isterse terör gibi insan eliyle sürdürülen fitne çabaları karşısında da milli birliğimizi kardeşliğimiz ve ülkemizin her köşesindeki ihtiyaç sahiplerine ulaşma gücümüzü koruyacağız."
Konuşmasında 7 Haziran sonrasında artan terör olaylarına da değinen Davutoğlu, şu ifadeleri kullandı: "7 Haziran'dan sonra kimi hayallere kapılan çevreler bir kez daha bazı kumpasları bazı ayak oyunlarını siyasete sokmaya çalıştılar. Eskinin vesayet odakları, baskı grupları akıllarınca bir yönetim boşluğu olacağını düşünüp eski oyunlarından medet umdular. Onların en kullanışlı aleti de terördür, terör örgütleridir. 7 Haziran'dan bu yana birileri yine terör kartına sarıldı ve terörün her türlü rengini alfabenin içinden her türlü harflerle oluşan terör örgütlerini; PKK'yı DEAŞ'ı, DHKP-C'yi, MDKP'yi Şebbiha'ları hepsini üstümüze saldılar. Alçakça saldırılarla birliğimize kardeşliğimize kastediyorlar."
KİM TERÖR KARTINA TEVESSÜL EDERSE HAK ETTİĞİ CEVABI ALIR
Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kahraman güvenlik güçlerimizi masum vatandaşlarımızı bakın, buradan barış iddiasında bulunanlara sesleniyorum, emek dünyasının merkezinden sesleniyorum. Diyarbakır'da bayram namazını kıldıktan sonra bütün Anadolu adetinde olduğu gibi kahvaltı ailelerle yapılır, biz de kendi ailemiz bilerek terör saldırısında şehit edilen katledilen iki aileyi ziyaret ettik. Biri garson Şehmuz'un ailesi. Bir çorbacıda garson olarak çalışıyordu. Diğeri Osman bey. O çorbacıda çorba içmeye gitmişti. Osman beyin evinde her iki aileyle buluştuk. Bunların her ikisi de emekçiydi. Her ikisi de zor şartlarda ailelerinin geçimlerini temin etmeye çalışıyorlardı. Osman bey oğlunun evlilik hazırlığı için şehre inmişti. Nefeslenmek bir çorba içmek için çorbacıya girmişti. Şehmuz o çorbacıda çalışan ve akşam ailesine bir nebze rızık götürmeye gayret eden biriydi. Her ikisi de hain terör örgütünün saldırısında canlarını feda ettiler. İşte bu dahi emeğin en büyük düşmanının emeğe yönelik en büyük saldırının şiddet olduğunu, şiddet ortamı kaos ortamı olduğunu ortaya koyuyor. Bilsinler ki kim terör kartına tevessül ederse hak ettiği cevabı alır. Terörün kimliğine bakmayız. Dayandığı ideolojiye bakmayız. Başkaları gibi şu terörist, şu terör örgütüne karşı mücadele gerekir, bu terör örgütüne ise sırtımızı yaslarız gibi ayrım yapmaz, DEAŞ'a da DHKP-C'ye de PKK'ya da aynı yaklaşımla dimdik mücadelemizi sürdürürüz. Türkiye artık eski Türkiye değil. Kimse boş heveslere kapılmasın. O günlere Allah'ın izniyle bir daha asla geri dönülmeyecek."
Davutoğlu, konuşmasında ayrıca taşeron işçilere şu vaatte bulundu: "Toplu sözleşme süreci devam eden taşeron işçilerin toplu sözleşmelerinin ivedilikle sonuçlandırılması için gereken talimatları da buradan veriyorum."
CİHAN