Başbakan Ahmet Davutoğlu, kadınların en fazla mağdur olduğu ve şiddete maruz kaldığı bir dönemde yaşandığını söyledi. Kadına karşı en fazla şiddetin Suriye'de devam ettiğini ve bu zulme artık bir dur denilmesi gerektiğini belirten Davutoğlu, "Burada BM ve bütün dünyaya sesleniyorum. Kadına karşı şiddetin en fazla devam ettiği Suriye'de bu zulme artık bir dur diyelim. Dünya istemediğimiz kadar kadına yönelik şiddet görüntüleri ile dolu. Oysa kadınlar merhametin şefkatin sembolüdür." dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın ev sahipliğinde Şişli Mariott Otel'de düzenlenen 'Kadına Yönelik Şiddetin Sonlandırılması: İlerleme Temelinde Değişimi Hızlandırma' konulu toplantıda kadın katılımcılara hitap etti. Bugün kadına karşı şiddet için buradayız diyen Davutoğlu, "Maalesef dünyanın dört bir yanında kadınlar mağdur oluyor. Çoğu zaman erkeklerin aldığı kararlarla daha çok mağdur oluyor. Kadınlar savaşlarda sosyal çalkantılarda hep mağdur oluyor." diye konuştu.
Kadınların yaşadığı dramla ilgili yaşadığı iki olayı anlatan Başbakan Davutoğlu, "Dışişleri Bakanı olarak 2012 Kasımında Gazze'de İsrail'in yaptığı bombardıman esnasında yaralanarak Şifa Hastanesi'ne gelip hayatının kaybeden kızın hikayesi. Ben o dönem eşimle Gazze'de idik. Birçok dişleri olarak Gazze'yi ziyaret ederken İsrail bombardıman başladı. Yaralılar akın akın Şifa Hastanesi'ne getirildi. Ben Şifa Hastanesi'ne eşimle beraber gittik. Hastane içi yaralı dolu ama bir sahne var ki hayatım boyu unutamayacağım. Bir baba kızının cesedi yerde yatarken hastaneye getirilmişi 17 yaşında bir kız. Filistinli Basilin kızı. Baba o cesedi görünce birbirimize sarılarak ağladık. Kendi kızımı düşündüm hergün öperek okula gönderdiğim kızlarımı. O gün o baba belki kızını öperek güne başlamıştır. Hatta o gün o kız elbise denerken bombardımana maruz kalmış. O baba bize misafir oldu. Dedim ki mademki o kızın acısını beraber yaşadık siz ebediyen bizim ailemizsiniz. İkincisi Esed rejiminde kaçarak gelen mültecileri ziyaret etmiştik. Önce fark edemediğimiz 17-18 yaşlarında bir kız tebessümle yüzümüze baktı. Yanına vardığımızda iki bacağını kaybetmiş. O kız bize şunu şöyle söyledi, bana ortopedik bir bacak bulabilir misiniz? O kızımızın ihtiyacı karşılandı. Bu hiç bir zaman gözümden gitmeyecek." şeklinde konuştu.
Suriyeli mülteciler ve kadın şiddeti ile ilgili Davutoğlu şunları dile getirdi: "Türkiye'de 2 milyon 300 bin Suriyeli mülteci var. Bunların çoğu kadın ve genç kız. Hala Süriye'de bombardıman devan ediyor. Hala DEAŞ terör örgütünün ve rejimin zulmü hüküm sürüyor. Burada BM ve bütün dünyaya sesleniyorum. Kadına karşı şiddetin en fazla devam ettiği Suriye'de bu zulme artık bir dur diyelim. Dünyanın neresinde olursa olsun bir kadınının çığlığı bize ulaştığında o çığlığın yanında önce Türkiye devleti olacaktır. O çığlığa ilk sesi biz vereceğiz. Paris'teki son kanlı DEAŞ'ın saldırısında pencerede sarkan Fransız kadının, hamileyim yardım edin sözleri hepimizin zihninde. Paris'teki saldırı bir kızımız Elif Doğan'ın canını aldı. Malesef kadınların en fazla mağdur olduğu bir dönemde yaşıyoruz. Dünya istemediğimiz kadar kadına yönelik şiddet görüntüleri ile dolu. Oysa kadınlar merhametin şefkatin sembolüdür." şeklinde konuştu.
Türkiye kadına karşı şiddeti önlemek için tedbirler aldıklarını dile getiren Davutoğlu, "Tabiki Türkiye de kadınlarımıza karşı şiddetin sembolü olan Özgecan kızımız dava sonucu ne olursa olusun 3 kız 2 kız torun babası olarak benim bile o elim olaydan ötürü yüreğim hala soyumadı. Buradan Özgecan'ın anne ve babasına hürmetlerimi sunarım. Bir daha hiç bir kadına el kalkmasın diye gerekli tedbirleri alıyoruz. Eminim ki Türk yargısı da üzerine düşeni yapıp kadınların bir daha mağdur edilmesine izin vermeyecek kararlar alacak." ifadelerini kullandı.
CİHAN