"Erdoğan, Amerika'da PBS televizyonunun sunucusuna, sorduğu soru nedeniyle çok kızdı. Bu normal sayılır, çünkü karşısına çıkarılan gazeteci süsü verilmiş tiplerin, yazılıp, ellerine verilmiş soruları sormasına alışkın. Bir gazeteci, gazeteci gibi sorunca sinir bozuyor haliyle" diyen Yılmaz, şöyle devam etti:
"PBS sunucusu Amna Nawaz'ın, Cumhurbaşkanı'nı kızdıran sorusu, Osman Kavala, Selahattin Demirtaş, Sedef Kabaş gibi kişileri 'susturmaya mı çalışıyorsunuz' oldu. Erdoğan, 'hukuk devletinde bu kararları yargı verir' dedi ama nasıl olup da aynı hukuk devletinin, Anayasa'da yazmasına rağmen AİHM kararlarını uygulamadığı bahsine girmedi.
Cumhurbaşkanı'nın bu söyleşisi ile ilgili haberleri okurken, bazı konularda bilgilendirilmediğini düşündüm. Birincisi 'hukuk devleti' meselesi ki Cumhurbaşkanı'nın Türkiye'yi hâlâ bir hukuk devleti zannediyor olması, hoş olmadı.
İkinci konu Osman Kavala ile ilgili: Cumhurbaşkanı Osman Kavala için 'bahsettiğiniz bu kişi gösterilerin finansörüydü' dedi.
Hem Türkiye'nin hukuk devleti olduğunu söylemek hem de hapiste esir tutulan bir kişi için 'gösterilerin finansörüydü' demek, kusura bakmasınlar ama oksimoron. Bu ikisi bir arada olamayacak şeyler.
Türkiye gibi bir 'hukuk devletinde' vatandaşların protesto gösterileri yapmaları suç olmaz çünkü bu Anayasal bir hak. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ni de buna eklemek gerek.
Gösteri yapmak suç olmayınca da gösterilere finansman sağlamak gibi bir suç da olmaz. Öte yandan Cumhurbaşkanı yanlış biliyor çünkü Kavala'nın, bu gösterileri finanse ettiğine ilişkin herhangi bir delil yok.
'KUMPASIN KOKUSUNU ALIR GİBİYİM'
İbrahim Kalın Bey, bu işlere bir baksın bakalım, Cumhurbaşkanı'nı yanlış bilgilerle doldurup, oraya kim çıkarttı? (...)"