Gerçek Gündem'de yer alan habere göre Erdoğan, açıklamalarında ABD'yi İsrail'in Gazze'de yaptığı 'soykırım'dan sorumlu tutarken, İslam ülkelerine de "Daha neyi bekliyorsunuz" sorusunu sordu.
Erdoğan ayrıca kamuoyundan büyük tepki çeken sokak köpeklerine ilişkin düzenlemeye dair de konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan konuya ilişkin, " Bizim siyaset ilkemiz bellidir. Yaratılanı severiz yaratandan ötürü. Hiç kimse bizim merhametimizi sorgulamasın. Kimse bize merhamet üzerinden ders vermeye kalkmasın" dedi.
Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
İstanbul'un Fethi'nin 571. seneyi devriyesini milletçe kutluyoruz. Abidevi kişiliğiyle, ilmiyle, cesaretiyle İstanbul'u millete armağan eden Fatih Sultan Mehmet'i ve ordusunu bir kez daha rahmetle yad ediyoruz. Fetih İstanbul'un karanlık bahtını aydınlığa çevirmek demektir. Fetih anlaşılmadan gemileri kjaradan yürüten inanç, azim, inanç, ufuk ve strateji anlaşılmaz. Fetih bayındır kılmak, sadece toprağı, şehirleri değil gönülleri de masur etmek demektir. Birileri hala kabul etmese de İstanbul Türk'tür, İstanbul Müslümandır ve ebediyen öyle kalacaktır. Fethe işgal diyenlerin İstanbul'ın duvarlarını 'Zulüm 1453'te başladı' diye kirletenlerin haçlı sürülerinden hiçbir farkı yoktur.İstanbul'a şehirlerden bir şehir olarak bakmadık. Bize o kutlu ordunun neferlerinin bişze emanetidir. İstanbul bizim göz bebeğimizdir, Ayasofya'yı Fatih'in mirasına uygun şekilde ibadete açtık. Eserlerimizle, hizmetimizle mührümüzü vurduk. Güzelleştirmeye devam edeceğiz. Başta Fethi Mübarek'te yer almış tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum.
28 Mayıs seçimleri sonrasında ifşa olan gizli anlaşmalar ülkemizin nasıl bir felakatten döndüğünü ortaya koyuyor. Koltuk uğruna tüm değerleri nasıl sattıklarını ibretle takip ediyoruz. Ortaya dökülenler buz dağının sadece bir kısmıdır. Türk siyasetini zehirlemek vakit, enerji kaybettirmek çıksın milletin soru işaretlerini gidersin. İşaret diliyle ve imalarla konuşmayı bıraksın. Biz kimi kimin hançerlediği kısmıyla ilgilenmedik ama 14-28 Mayıs seçimlerinde milletimizin sırtına saplanmasına da izin vermedik. Ağır mesuliyetin farkındayız. AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak teminatıyız. Farklı tercihte bulunanların da haklarına sıkı sıkıya emanetine sahip çıkıyoruz. Türkiye Yüzyılı'nın inşası için küresel siyasette iddia sahibi bir Türkiye için canla başla çalışıyoruz.
Refah'taki görüntülere can dayanmıyor. Refah'a saldırılarla daha kanlı safhaya girildi. İçinizde insanlıktan kırıntı kalmadı mı? 15 bin masum çocuktan ne istediniz. Ey Amerikan devleti bu kan senin eline de bulaşmıştır. Bu soykırımdan en az onlar kadar siz de sorumlusunuz. Çünkü sustunuz. Gazze'de insanlık ölürken Avrupa'da demokrasi ölüyor, ifade özgürlüğü ve çocuk hakları da ölüyor. Dünya bir manyağın barbarlığını izliyor. Ey BM sen ne işe yararsın. Dünya barbarlığı canlı yayında izliyor.
Buradan İslam dünyasına bir çift sözüm var. Daha neyi bekliyorsunuz? Bebeklerin boynu koparılıyor çadırlarda insanlar yakılıyor. Ne zaman bir araya geleceksiniz? İslam alemi ne zaman Filistinli kardeşlerimin hukukunu onurunu koruyacak? Vallahi Allah bunun hesabını soracak. Tepkisiz kalana Allah bunun hesabını sorar. Bu barbarlık Gazze ile sınırlı mı sanıyorsunuz. Asla ve asla kan içmeye doymayacaklar. Bunlar sadece Gazze için değil bütün insanlık için tehdittir.
İsrail, uluslararası hukukun kontrolüne girmeden hiçbir devlet güvende değildir, açık açık söylüyorum; Buna Türkiye de dahildir. Netanyahu ve cinayet şebekesi tamamen kontrolden çıkmadan bu soykırım insanlığın ittifakıyla artık derhal durdurulmalı."
Bir defa şunu çok açık ve net kabul etmemiz lazım. Gelişmiş hiçbir ülkede olmayan bir başıboş köpek sorunumuz var. Maalesef bazı ülkeler Türkiye’ye gelecek vatandaşlarını kuduz ve sahipsiz köpekler için uyarmaya başladı. Kuduz riski açısından Türkiye şu an Afrika ve Asya ülkeleriyle aynı risk kategorisinde yer alıyor.
Bunun yanında zoonoz, yani hayvanlardan insanlara bulaşan hastalık riski de giderek yükseliyor. Bizim medeniyetimiz bir merhamet medeniyetidir. Biz doğum yapacak bir köpek için ordusunun yolunu değiştiren, köpeğe zarar gelmesin diye başına nöbetçi diken bir peygamberin ümmetiyiz. Canlıya, hayvan olsun bitki olsun her zaman merhametle yaklaştık.
Batılıların bitmeyen savaşlarda birbirlerini boğazladıkları bir dönemde, bizim medeniyetimiz, düşkün leylekler evi kurarak göç eden leylekleri, bunun yanında tüm hayvanları tedavi ediyor. Bizim siyaset ilkemiz bellidir. Yaratılanı severiz yaratandan ötürü. Hiç kimse bizim merhametimizi sorgulamasın. Kimse bize merhamet üzerinden ders vermeye kalkmasın.
Şu anda bizim artık bu sorunu köklü şekilde bir çözüme kavuşturmamız şart. Bu meseleyi çözmüş ülke örneklerini inceliyoruz. Tarım Bakanlığımız tüm boyutlarıyla sahipsiz köpek sorununu uzun bir süredir zaten en ince ayrıntısına çalışmaktaydı.
Gerçek şudur, toplumun çok büyük bir kesimi bu meselenin bir an önce çözülmesini, sokaklarımızın başta çocuklar olmak üzere herkes için güvenli hale gelmesini istemektedir."