Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Washington'a hareketinden önce yaptığı açıklamada İranlı Rıza Sarraf'ın tutuklanmasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Erdoğan, "Bu konu aslında ülkemizi ilgilendiren bir konu olmadığı gibi, kara para aklama konusu mudur değil midir bunun gerekçesini bilmeden böyle bir değerlendirme yapmayı uygun bulmuyorum. Rıza Sarraf ile ilgili varsa bir şey, onu zaten orada Rıza Bey'in avukatları da gerekli cevabı vereceklerdir ve kendisini de savunacaklardır." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Washington Zirvesi'ne katılmak üzere Atatürk Havalimanı'ndan ABD'ye hareket etti. Hareket öncesi Devlet Konukevi'nde ziyarete ilişkin açıklamalarda bulunan Erdoğan, basın mensuplarının da soruların cevapladı. ABD'de tutuklanan Rıza Sarraf ile ilgili bir soruyu da değerlendiren Erdoğan, şunları söyledi: "Bu konu aslında ülkemizi ilgilendiren bir konu olmadığı gibi, kara para aklama konusu mudur değil midir bunun gerekçesini bilmeden böyle bir değerlendirme yapmayı uygun bulmuyorum. Ancak kara paranın babaları orada duruyor. Burada duranlara acaba oradaki yetkili merciler bir uygulama yaptılar mı? Bakın geçenlerde ABD'deki hukuk büroları çok ilginç suç duyurularında bulundular. Bu paralel devlet yapılanmasının Amerika'da birçok eğitim öğretim kurumları var. Bunların içinde Amerika'nın Charter Schoolları var. Bunları en güzel şekilde, çok sinsice, akıllıca sövüşlediler ve sövüşlemeye de devam ediyorlar. Bunlar ufak rakamlar değil, 100 milyon dolarları aşan rakamlar. Önce bunlara yönelik bir adım atsınlar. Bunlara yönelik bunlar daha hiçbir adım atmadılar. Bu bir kişi değil, 10 kişi değil, 100 kişi değil, binlerce kişi burada bu uygulamayı yapıyorlar. Bunların da banileri giriyorlar, çıkıyorlar. Bu konuda kendilerini uyardık. Dedik, bu kişi ülkemizde bu kara para aklamayı yaptığı gibi, bu kara para aklama noktasında, bu kişinin koordine ettiği kişiler ülkemizde ya şu anda tutuklu, bir kısmı da firarda. Bunları da duyurduğumuz halde, ne yazık ki dostumuz Amerika'daki yetkililer buna karşı en ufak bir duyarlılık göstermediler. Rıza Sarraf ile ilgili varsa bir şey, onu zaten orada Rıza Bey'in avukatları da gerekli cevabı vereceklerdir ve kendisini de savunacaklardır. Bu zaten ülkemizle alakalı bir konu da değildir."
(OBAMA İLE GÖRÜŞME) KENDİSİYLE İKİLİ GÖRÜŞME YAPACAĞIZ'
Obama ile bir görüşme olup olmayacağına yönelik soruyu da cevaplayan Erdoğan, "Birçok liderlerle görüşmeler yapacağız. Obama ile de bu şekilde görüşme planladılar ve görüşmeler yapıldı. Orada bu toplantılarda nasıl G-20'de yaptıysak aynı şekilde orada da, çünkü sadece bu Sayın Obama'nın ikili bir görüşme için davetine icabetle değil, bir zirveye davetle gittiğimiz bir toplantıdır. Takdir edersiniz ki 50'yi aşkın liderler olacak. Onların ciddi bir kısmı ile orada ikili görüşmeleri olacaktır. Biz de kendisi ile ikili bir görüşme yapacağız. Bu görüşme ne kadar sürer, o görüşmenin gündemi ile, toplantının akışı ile alakalı bir konu olacaktır." ifadelerini kullandı.
Başika Kampı'nda bir üsteğmenin şehit edilmesi sonrası ne gibi tedbirler alınacağı yönündeki soruya Erdoğan, şu cevabı verdi: "Asker artışıyla bir olay değildir. Zaten hemen olayın ardından gerek fırtına obüslerimiz en ağır şekilde cevabı vermiş ve bedelini ödetmiştir, gerek koalisyon güçleri havadan verilen hedefleri vurmuştur. Bizim hava kuvvetlerimiz DAİŞ noktalarını vurmuş ve darmadağın etmiştir. Bu süreç bu noktada artarak çok daha farklı bir şekilde devam edecektir. Oradaki potansiyel gerek teknolojik gücümüz, silah gücümüz, mühimmat gücümüz bu iş için yeterlidir. Gerektiğinde hava kuvvetlerimiz koalisyon güçleri ile koordineli olarak bu tür çalışmaları rahatlıkla yürütebilecek konumdadır."
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasının diğer satır başlardı şöyle: "Artan nükleer tehditle mücadele ve nükleer kaçakçılığa karşı alınabilecek ilave tedbirler nelerdir bunların üzerinde durulacak. Uluslararası işbirliğinin artırılması müzakere edilecek. Bütün bu çabalar ancak tüm ülkelerin beraberce hareket etmeleri halinde başarılı olabilir.
Türkiye başta terörizme karşı mücadele olmak üzere her alanda samimi ve kapsayıcı bir uluslararası işbirliğinin savunucu olmuştur. Bu zirvede de bilhassa Paris, Ankara, Brüksel, İstanbul ve Lahor'da gerçekleştirilen terör eylemleri karşısında, artık terörle mücadelede samimi işbirliği yapılması gerektiğini vurgulayacağız. Bu konuda adım atmakta geç kaldığımız her gün ülkelerimize yönelik terör belasının daha da büyümesi demektir. Türkiye olarak işbirliği eksikliğinden kaynaklanan nedenler dolayısıyla daha fazla bedel ödemeye tahammülümüz kalmadı.
Bunun yanında yeni nükleer güç santral projelerimiz, ülkemizin yüksel nükleer emniyet ve güvenlik standartlarına ulaşmasını gerekli kılıyor. Türkiye nükleer enerjiden barışçıl amaçlarla yararlanma konusunda güçlü bir iradeye sahip olmuştur, bundan sonra da sahip olacaktır. Nükleer enerji projelerimiz ile bu kapsamdaki güvenlik ve emniyet tedbirlerimiz nükleer güvenlik zirvelerinin hedefleri ile tam bir uyum içerindedir. Washington Zirvesi, ülkemizin nükleer güvenlik sürecine bağlılığının teyit edilmesi ve kaydedilen ilerlemelerin paylaşılması açısından da önemli bir fırsattır. Zirveye sunacağımız ulusal ilerleme raporumuzda bu hususları da vurgulayacağız.
Zirve vesilesi ile Washington'da bulunacağım süre içerisinde muhtelif üst düzey görüşmelerimiz olacak. Ülkelerin liderleri ile ikili görüşmeler yapacağımız gibi, iş dünyası ile geniş kapsamlı görüşmelerimiz olacağı gibi, bir de dar kapsamlı, gerek Amerika'nın çok çok ileri gelen yatırımcıları, gerek ülkemizde gerek Amerika'da farklı ülkelerde onlarla da ayrıca dar kapsamlı bir toplantımız olacak. Akademik çevrelerle görüşmelerimiz var. Basın ve kanaat önderleri ile de bir araya gelerek son dönemdeki önemli gelişmeleri değerlendirme fırsatımız olacak.
2013 yılında temelini atmış olduğum Türk-Amerikan Kültür ve Medeniyet Merkezi var. Bu muhteşem bir proje. Şu anda fiilen açılmış durumda. Resmi açılışını da 3'ünde gerçekleştireceğiz. Bünyesinde cami, kültür merkezi, İslam eserleri müzesi ve misafirhane gibi medeniyetimizi temsil eden pek çok eserin bulunduğu bu merkezin son derece önemli bir rol üstleneceğine inanıyorum. Bilhassa içinden geçtiğimiz bu sancılı süreçte özellikle de bu merkez, o çevrede yaşayan tüm Müslümanların ilgi ve alakasını çektiği ve çekeceği gibi, bunun yanında farklı inanç gruplarını, kültür gruplarını orada toplayacağına inanıyorum. Bu merkez, yükselen İslam karşıtlığı ve yabancı düşmanlığına da en anlamlı bir cevap olacaktır. Merkezin ayrıca, kültürlerarası işbirliği ve uyum açısından önemli bir misyon üstleneceğine de inanıyorum."
CİHAN