Adana Barosu Başkanı Mengücek Gazi Çıtırık, çocuklarını savaşa göndermeyenlerin çok rahat bir şekilde şehit cenazeleri üzerinden hamaset yaptığını söyledi. Artık vatandaşın acılarını yaşayamadığını belirten Çıtırık, "Evlatlarını, eşini, babasını yitirmiş insanlarımızın 'yeter, artık kan akmasın' dediği süreçte maalesef onların aile yapılarına, etnik köken ve mezheplerine kadar bir kusur arayışı içerisine girilmiştir. Her geçen gün bu kan, gözyaşı, terör ve şiddet artıyor. Bunları sadece bu açıklamalarla takip edenleri ve şehit kanları üzerinde hamaset yapan zihniyeti kınıyorum." dedi.
Adana Barosu, yeni adli yıl açılışı dolayısıyla Atatürk Anıtı'nda tören düzenledi. Mengücek Gazi Çıtırık, Büyükşehir Belediye Başkan Ramazan Akyürek, CHP Adana Milletvekili Zülfikar Tümer ve avukatların da katıldığı programda Atatürk Anıtı'na çelenk sundu. Daha sonra Adliye Sarayı'ndaki Mahmut Esat Bozkurt Salonu'nda düzenlenen toplantıda konuşan Çıtırık, sorgulamanın başladığı yerde siyasi iktidar ve 'kaçak sarayın' sakininin huzurunun kaçtığını kaydetti. Çözüm sürecinin iktidar tarafından sihirli bir değnek ve akan kanı durduracak havada yansıtıldığını dile getiren Çıtırık, şöyle konuştu: "Ama bu çözüm süreci nedir? Talepleri nedir? Muhataplar kimlerdir? Nerede başlayıp bitmektedir? Elbette devlet bazı çalışmaları gizli yürütecektir. Ama TBMM ve kamuoyunun gündeminden kaçırmak suretiyle 'çözüm sürecinin' başarıya ulaşamayacağı gün gibi ortadadır. Ülkeyi yönetenlerden dileğimiz 'çözüm süreci' kavramını somutlaştırmalarıdır. Muhataplarımız kimdir? Kimlerin ne gibi talepleri bulunmaktadır? Türkiye'de silahlar susmadan, silahları teslim etmesi gerekenler, teslim etmeden böylesine bir süreç başlayabilecek midir? Gizlilikle yürütülmektedir. 'Oslo'ya ben göndermedim Hakan Fidan'ı…' Oslo'ya Hakan Fidan'ı gönderenler çözüm sürecinde ne olduğunu, muhataplarının kim olduğunu, nerede başlayıp, nerede bittiğini ve kanın nasıl akmasının durdurulacağını artık kamuoyunun ve TBMM'nin gündemine getirmeleri elzemdir."
'FRANSIZ İHTİLALİ ÖNCESİNİN 'DEVLET BENİM' DİYEN 14'ÜNCÜ LOUİS'İNİ GÖRMEKTESİNİZ'
Seçim sonuçlarını hazmedemeyen hükümetin iktidara yapıştığını ifade eden Çıtırık, dillerinde 'milli iradeyi' düşürmeyenlerin milli iradeye saygı göstermediğini savundu. Türkiye'de kurumların içinin boşaltıldığını anlatan Çıtırık, görevini yerine getiren kişilerin çeşitli 'yaftalamalar' ile yerlerinden alındığını, sürgün edildiğini veya tutuklandığını hatırlattı. Çıtırık, şöyle devam etti: "Sanki ülkede bir sistem ya da rejim sorunu havası algısı verilmiştir. Bunu da bizzat yine kaçak sarayın sakini olan kişi oluşturmaktadır. Türkiye'de rejim değişikliğinin altyapısı oluşturulmaya başlanmıştır. Görevini layıkıyla yapan insanlar çeşitli yaftalamalara tabi tutulmuştur, gözaltına alınmış ve tutuklanmıştır. Halen çoğunun tutukluluğu devam etmektedir. Bugün artık karşımızda Fransız İhtilali öncesinin 'Devlet benim' diyen 14'üncü Louis'ini görmektesiniz. Hesap verebilirlik, denetlenebilirlik ölçülerinin ortadan kaldırıldığı; bırakın hukuk devleti olmayı kanun devleti bile olunamadığı açık faşizmin tüm uygulamaları sergilenmekte."
CİHAN