İzmir Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sinema ve Televizyon Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ali Emre Bilis, hedef kitlesi 6-12 yaş arası çocuklar olan Pepee, Dede Korkut Hikâyeleri ve Keloğlan isimli yerli yapım çizgi filmlerin aktardığı toplumsal değerleri inceledi. Bilis, çocukları eğlendiren ve beğenilerini kazanacak şekilde kurgulanan Türk yapımı çizgi filmlerin roller, görevler, sorumluluk, ilişkiler ve değerlerin aktarımı konusunda önemli bir paya sahip olduğunu dile getirdi.
Çocukların izledikleri çizgi filmlerin, kendi yaş gruplarına yönelik olup olmadığına dikkat edilmesi gerektiğinin altını çizen Bilis, üst yaş grubuna yönelik çizgi filmlerin çocukların olumsuz değer ve yönelimlere ilgi göstermesine sebep olabileceğini hatırlattı. Medya ve değer ilişkisini çizgi filmler çerçevesinde değerlendiren Ali Emre Bilis, "Çocuklar, izledikleri çizgi filmler ile gerçek hayatı karşılaştırıyor ve birbirini destekleyen değerleri, rolleri daha kolay benimsiyor. Çocuk, çizgi filmlerdeki bir değer ile gerçek hayatta yakınlarının benimsediği değerler arasında çatışma fark ettiğinde ise bu durumu sorguluyor." dedi.
"ÇİZGİ FİLM SEÇİMİNİ ÇOCUĞUNUZLA BİRLİKTE YAPIN"
Aileler için çizgi filmlere çoğu zaman bir kurtarıcı gözüyle bakıldığını belirten Yrd. Doç. Dr. Bilis, çocuğun yemek yemesi, çevreye zarar vermemesi veya ebeveynleri rahatsız etmemesi için özellikle okul öncesi dönemde çizgi filmlerden yararlanıldığını söyledi. Çizgi filmlerin, okul dönemindeki çocukların eğitim başarısını olumsuz etkileyebileceğine de değinen Bilis, ailelerin küçük yaştaki çocuklarının izlediği çizgi filmleri kontrol etmesi gerektiğini ancak bunun çoğu zaman gözden kaçtığını söyledi.
Bunun, çocukların nasıl değerler edindiğinin fark edilememesine yol açtığını belirten Bilis, "Bu durumu engellemek için çocuklar ile iletişim içerisinde olunması, izledikleri çizgi filmlerin neyi anlatmak istediğinin çocuklara sorulması, aktarılan değerlerin çocuklarla birlikte tartışılması gerekiyor. Ebeveynler, çocuklarının giyim kuşamı ve beslenmesi ile ilgilendikleri gibi medya ürünlerinin tüketilmesiyle de ilgilenmeli ve bu konuda bilinçli olmalı." açıklamasında bulundu.
"ÇOCUĞUN DÜNYASINI PAYLAŞABİLİRLER"
İzmir Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Çocuk Gelişimi Programı Öğretim Görevlisi Aynur Işık da ailelerin çocuklarının çizgi film izleme saatlerini kendi özel işlerini tamamlama ya da dinlenme zamanı olarak görmek yerine çizgi film saatini çocuğun ailesiyle geçirebileceği nitelikli zamanlar olarak değerlendirmesini tavsiye etti. Aynur Işık, şöyle dedi: "Ailenin çocuğun yaşına ve gelişim seviyesine uygun olarak daha önceden belirlemiş olduğu çizgi filmler arasından çocukla birlikte bir seçim yapılıp, bu çizgi film çocukla birlikte izlenebilir. Böylece aile, çocuğun dünyasını onunla birlikte paylaşmış olur."
CİHAN