Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi, Cizre ilçesinde uygulanan sokağa çıkma yasağı nedeniyle bazı cesetlerin buzdolaplarında veya akrabalarının yaşadığı evlerde bekletildiğini söyledi. Elçi, "Eceliyle bile yaşamını yitirenlerin cenazeleri 40 derecenin üzerindeki bir sıcakta dini vecibelere uygun defnedilememektedir." dedi.
Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi, Cizre ilçesinde ilan edilen sokağa çıkma yasağı nedeniyle baro binasında basın toplantısı düzenledi. Sokağa çıkma yasağının altıncı gününde girdiğini hatırlatan Elçi, ilçede yaşamın durduğunu belirtti. Cizre halkının elektrik, su, çöp, sağlık ve eğitimlerden yoksun olduğunu kaydeden Elçi, yiyecek, ilaç ve çocuk maması gibi temel yaşam gereksinimlerinden de mahrum bırakıldığını söyledi. Cizre'nin dört bir yanının askeri ablukaya alındığını belirten Elçi, ilçe merkezinden geçen Uluslararası İpek Yolu dahil tüm yolların güvenlik güçlerince kapatıldığını ifade etti.
Elçi, şöyle konuştu: "Güvenlik görevlileri, ilçe merkezinin bazı bölgelerinde daha önce kimi gruplarca oluşturulan barikat veya hendeklerin kaldırılması amacıyla zırhlı araçlarla başlattığı operasyon halen Cizre'nin dar sokaklarında, sivil ve masum insanların yaşadığı evlerin arasından sürdürülmektedir. Sivil halk özellikle Nur, Cudi ve Sur mahallelerinde bodrum katlarında veya sığınaklarda kalarak ağır silahlara hedef olmaktan sakınmakta ve kendini korumaya çalışmaktadır. Yaralanan sivil insanlar, uzun süre kan kaybetmekte ve bir sağlık merkezine ulaşamamaktadır. Eceliyle bile yaşamını yitirenlerin cenazeleri 40 derecenin üzerindeki bir sıcakta dini vecibelere uygun defnedilememekte, cesetler buzdolaplarında veya yakınlarının yaşadığı evlerde bekletilmektedir. Dün itibariyle namaz kılarken sağ bacağından aldığı kurşunla yaralanan Abdullah Özcan adlı Cizre/Cudi Mahallesi'nden sivil yurttaş 12 saat boyunca hiçbir sağlık merkezine ulaşamamış, ancak üç gün sonra Diyarbakır'a ulaşabilmiştir. Adı geçen yaralı uzun bir süre kan kaybına uğramış ve tıbbi müdahaleden yoksun kaldığından dün akşam saat 16.00 sularında Diyarbakır merkezindeki bir özel hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen sağ bacağı diz altından ampute olmuştur/ayağını kaybetmiştir."
Cizre halkının fiziki varlığını sürdürmesinin tehlikeye girdiğini anlatan Elçi, hastalıkların yayılması ve kitlesel ölümlerin yaşanması tehlikesi ile karşı karşıya olduklarını kaydetti. Elçi, "Dünden beri istisnai iletişim imkanlarıyla bize ulaşan çok sayıda Cizreli acil yardım çağrısında bulunmuştur. Cizre halkı bugün artık 1982'de Filistin halkının Sabra ve Şatilla kamplarında yaşadığı koşullara benzer bir durumla karşı karşıyadır. Cizre halkı, hükümetin Cizre şehir merkezindeki mahallelere yönelik sürdürülmekte olan askeri operasyonun derhal durdurulma talimatı vermesini, aynı şekilde Anayasal ve yasal hükümlerin açıkça ihlaline yol açan sokağa çıkma yasağının sona erdirilmesini talep etmektedir. Cizre halkının yaşadığı acılar ve karşı karşıya kaldığı büyük tehlikelerin yanı sıra tüm toplumumuzu derin acılara gark eden olaylar yaşanmaktadır. Son birkaç gün içerisinde otuzu (30) aşkın asker/polis güvenlik görevlisi ve çok sayıda sivil insanımız yaşamını yitirmiştir. Halen sürmekte olan olay ve operasyonlar sonucu daha fazla güvenlik görevlisi veya silahlı militan hayatını kaybetmiş olabilir. Hayatını kaybedenlerin ailelerinin acısını yürekten paylaşıyoruz. Öte yandan giderek artan silahlı çatışma ve operasyonlara paralel şekilde Türkiye'nin batı illerinde sivil, masum ve genellikle de yoksul Kürt yurttaşlara saldırılar yaygınlaşmakta, batı illerine seyreden yolcu otobüsleri saldırılara uğramaktadır." şeklinde konuştu.
CİHAN