TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Hükümlü ve Tutuklu Hakları Alt Komisyonu üyeleri, Sincan Ceza İnfaz Kurumları İnceleme Raporu’nu tamamladı. Bugün komisyonda ele alınacak raporda, tutuklu ve hükümlülerin koronavirüs pandemisine rağmen sağlık koşullarının düzeltilmemesi, gardiyanların keyfi tutum ve davranışları, fiziki koşulların yetersizliği gibi şikayetleri ele alındı.
“ÇIPLAK ARAMA VAR VE TBMM TV YASAK”
Sincan Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda kalan kadınlar, kuruma ilk girişte çıplak arama, hastaneye ve duruşmaya gidiş- gelişlerde ise üst araması yapıldığını bildirdi. Kadınlar kurumun tekstil atölyesinde 26 gün çalışmalarına karşın 22 günlük ücret alabildiklerini aktararak, 4 günlük ücretlerinin verilmemesinden şikayet etti. Sıcak suyun paslı akması, pandemi nedeniyle kronik hastalığı olanların hastaneye sevklerinin aksaması, jandarmanın doktora kelepçenin çıkarılmaması yönünde baskı yapması, TBMM TV’nin izin verilen televizyon kanalları arasına konulmaması da şikayetler arasında yer aldı. Kadınlar müebbet hapis alan hükümlülere kişiye göre muamele yapıldığını da dile getirerek, “Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan bazıları günde 4 saat havalandırmaya çıkarılırken, bazıları 1 saat havalandırmaya çıkarılıyor. Havalandırmaya başkalarıyla beraber çıkarılanlar olduğu gibi tek başına çıkarılanlar da var” dedi.
“YENİ İNFAZ REJİMİNE GEÇİLMELİ”
2 No’lu Yüksek Güvenlikli Kapalı İnfaz Kurumu’ndaki tutuklu ve hükümlüler, cenazeleri olduğu zaman yol ücretlerinin kendilerinden alınması nedeniyle maddi durumu kötü olan kişilerin mağdur edildiğini bildirdi. F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı İnfaz Kurumu’ndaki tutuklu ve hükümlüler, kapalı görüş öncesi ve sonrasında yapılan aramanın “onur kırıcı” boyutta olduğunu ifade etti. Ayrıca ceza infaz sisteminden de şikayet edilerek, “Bu haliyle ıslahı değil salt ayrı bir yerde tutma amacını güdüyor. Sosyal ilişkileri kısıtlamak ıslah açısından faydalı değil. Sosyalleşmeyi temin edecek bir sisteme geçmek gerek” dedi.
ÇIPLAK ARAMAYI “USULÜNE UYGUN” OLARAK KABUL ETTİLER
Tutuklu ve hükümlülerin şikayetleri sonucu değerlendirmede bulunan komisyon üyelerinin tavsiyelerinden bazıları şöyle:
-Verilen yemek miktarında artışa gidilmeli.
-Kütüphaneden verilen kitapların değiştirilme süresi ile dışarıdan gelen kitaplar konusunda iyileştirmeye gitmenin yerinde olacağı değerlendirilmektedir.
-Meclis TV mevcut televizyon kanallarına eklenmeli.
-Hükümlü ve tutuklularla yapılan görüşmelerde kuruma ilk girişte istisna durumlar haricinde çıplak arama yapılmadığı, aramanın sadece X-Ray cihazından geçirilmek suretiyle yapıldığı, istisna durumlarda da usulüne uygun olarak aramaların gerçekleştirildiği bilgisi edinilmiştir.
-Fazla çalışma süresinin ödenmesi konusunda hassasiyet gösterilmeli.
-Komisyon üyeleri gardiyanların ağır ve yoğun iş yükü olduğunu belirterek, personel sayısının attırılması ve özlük haklarında iyileştirme yapılması gerektiğini de kaydetti.
Bununla birlikte komisyonun CHP’li üyeleri ise rapora muhalefet şerhi koydu. CHP’li üyeler infaz kurumlarındaki bazı tespitlerini şöyle aktardı:
"4 Mart 2021 tarihindeki ziyarette koronavirüs salgını nedeniyle hücre ve koğuşlara girilemedi. Pandemi nedeniyle yüzeysel yapılan görüşmelerden istenilen verimli sonuç alınamadı. Olumsuz ve iyileştirmeye muhtaç alanlar gözlemlenemedi, az sayıda mahkumdan alınan şifahi beyanlarla yetinilmek zorunda kalındı. Heyetimiz görevini tam olarak yerine getirememiştir.
Çıplak aramadan kesin bir biçimden vazgeçilmelidir, suç vasfı, ayrımı ve istisna yapılmamalıdır."
“KADIN MAHPUSTAN IKINMASI İSTENDİ”
CHP’li üyeler çıplak aramanın mevzuata dayandırılmasına karşın bunun kötü muamelede bir araç olarak kullanıldığının altını çizerek, şunları ekledi:
“Mahpusların kimileri cezaevine ilk girdikleri 2016, 2020 yıllarında cezaevi girişinde çıplak aramaya maruz bırakıldıkların beyan etmişlerdir. Bir kadın mahpus 10 yıl önce çıplak arandığını, arama sırasında kendisinden çömelerek ıkınmasının istendiğini beyan etmiştir. Ayrıca 19 Kasım 2020 tarihinde F Tipi Ceza infaz Kurumunda tutulan Yücel Yavuz ve Taylan Devrim Eryılmaz ayakta sayım vermedikleri gerekçesiyle darp edildiklerini, kıyafetlerinin zorla çıkartılması suretiyle çıplak aramaya maruz bırakıldıklarını beyan etmişlerdir.
“ÇIPLAK ARAMA İŞKENCEDİR”
Bu durumun incelenmesi için Adalet Bakanlığı’na soru önergesi verilmiştir. Ancak ceza infaz kurumu ziyaretinde kendileri ile görüşülmemiştir. Mahpusların temel hak ve hürriyetlerine aykırı olan, kamuoyu vicdanını ciddi oranda rahatsız eden çıplak aramanın uygulandığı bu mahpuslarla görüşme yapılmaması önemli bir eksiklik olmuştur. Her ne kadar cezaevi girişinde çıplak aramanın uygulanması mevzuata dayandırılsa ve zorunlu durumlarda yapılması belirtilse de halihazırda bir kötü muamele aracı olarak çıplak arama uygulanmaktadır. Bu suçtur, işkencedir.”