Çin Cumhurbaşkanı Xi jinping'in Suudi Arabistan, Mısır ve İran. class='textetiket' title='İran haberleri'>İran'ı kapsayan stratejik Ortadoğu ziyaretinde önemli anlaşmaların yanında, Çin'in Ortadoğu'daki etkinliğini arttıran adımlar atılıyor.
Xi'nin ziyaretinin Suudi Arabistan ile İran arasında artan kriz sırasında olması ise ayrıca dikkat çekiyor. Bu ziyaretin siyasi amaçlardan ziyade ticari ve ekonomik yönleri öne çıkıyor. Dünyanın en büyük ikinci ekonomisi Çin'in, ihtiyaç duyduğu enerjiyi istikrarlı bir şekilde temin etmesinin yolu da yine Ortadoğu'dan geçiyor. Bu yönleriyle Çin için Ortadoğu, uluslararası arenada Pekin'in gücünü göstermesi için de yeni bir alan olma özelliği taşıyor. Son yıllarda özellikle uluslararası alanda artan siyasi ve ekonomik ağırlığıyla öne çıkan Çin'in, tarihten beri karmaşık sorunlarla boğuşan Ortadoğu'da, artık inisiyatif alma yoluna gideceği de ifade ediliyor.
Çin Dışişleri Bakanı Yardımcısı Zhang Ming, ülkesinin Ortadoğu'daki istikrar konusundaki görüşünü "Eğer Ortadoğu istikrarsız olursa korkarım ki dünyada barış olamaz. Eğer bir ülke ya da bir bölge istikrarsız olursa gelişmesini gerçekleştiremez" sözleriyle dile getirmişti.
Xi'nin ilk kez çıktığı Ortadoğu ziyaretinde Suudi Arabistan ve Mısır hava sahasındayken Çin'e verilen "saygı ve önemin göstergesi" olarak savaş uçakları tarafından karşılanıp uğurlanması, Xi'nin bu ziyaretin ağırlığı ve öneminin ilk yansıması oldu.
EKONOMİK YÖNÜ
Çin Cumhurbaşkanı tarafından 2013 yılında ilk kez Kazakistan'da ortaya atılan "Bir Kuşak - Bir Yol" yada "OBOR" olarak bilinen önerinin ortaya atılmasıyla tarihi İpek Yolu güzergahında bulunan ülkelerle Çin'in siyasi, ekonomik ve ticari ilişkileri geliştireceğinin işareti verilmişti. Pasifik bölgesinde sıkışan Çin'in denizden ve karadan olmak üzere OBOR'u hayata geçirmek istemesi, başta ABD olmak üzere diğer Batılı güçlerin stratejik çıkarlarına dokunuyor. Ancak Çin için OBOR'un hayata geçirilmesi, Pekin'in gelecekteki çıkarları açısından büyük önem taşıyor. Nitekim Xi'nin Ortadoğu ziyareti de OBOR'un hayata geçirilmesi için büyük çaplı altyapı ve kalkınma projeleri ile öne çıkıyor.
SUUDİ ARABİSTAN ZİYARETİ
Suudi Arabistan Kralı Selman tarafından sıcak şekilde karşılanan Xi'nin Suudi Arabistan ziyaretinde iki ülke arasında Riyad'da stratejik işbirliğini içeren 14 anlaşma imzaladı. Bunlar arasında uydu navigasyonu, endüstri, yenilenebilir enerji, bilim ve teknoloji, terörle mücadele ve yüksek ısıya sahip ve gaz ile soğutulmuş bir nükleer reaktörün kurulması gibi alanları içeriyor. Suudi Arabistan, Çin'in Arap ülkeleri arasındaki en büyük ticaret ortağı konumunda bulunuyor. Geçen yıl Ocak-Kasım ayları arasında Çin'in Suudi Arabistan ile ikili ticaret hacmi 47,6 milyar dolar oldu. İki ülke arasındaki ilişkiler, Aralık 2014'te kapsamlı stratejik ortaklık seviyesine çıkarıldı.
MISIR ZİYARETİ
Xi, ziyaretinin ikinci ayağı olan Mısır ziyaretinde de aynı şekilde Cumhurbaşkanı Abdülfettah Sisi tarafından sıcak karşılandı. Kahire'de de iki ülke arasında 14 milyar dolar tutarında elektrik, ulaşım, tarım, sivil havacılık ve inşaat sektörlerini kapsayan 21 adet işbirliği anlaşmaları imzalandı. Çin Ticaret Bakanlığı Sözcüsü Shen Danyang 'a göre Mısır, Çin'in Arap ülkeleri arasındaki üçüncü büyük ihracat piyasası konumunda. Süveyş Ekonomik ve Ticari İşbirliği Bölgesi, Çin-Mısır ortaklığıyla inşa edildi ve bu bölge, Çinli işletmelerin Mısır'a yatırım yaptığı verimli bir platform hâlini gelmiş bulunuyor. Geçen yılın ilk 11 aylık döneminde iki ülke arasındaki ticaret hacmi ise 11,6 milyar dolar oldu.
İRAN ZİYARETİ
Xi'nin ziyaretinin son durağı ise İran. 14 yıl aradan sonra İran'ı ziyaret eden ilk Çin Cumhurbaşkanı ve aynı zamanda İran'a nükleer sorunundan dolayı geçen hafta uluslararası yaptırımların kaldırılmasının ardından bu ülkeyi ziyaret eden ilk lider olan Xi, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani tarafından Sadabad Sarayı'nda resmi törenle karşıladı. Xi'nin ziyareti sırasında iki ülke arasında ekonomi, sanayi ve kültür alanlarında 17 işbirliği anlaşması imzalandı. Ayrıca, iki ülke arasındaki ticaret hacminin 10 yılda 600 milyar dolara çıkarılması da hedefleniyor. Ruhani, iki ülkenin ekonomik ve siyasi bağlarını güçlendirme kararı aldıklarını belirterek, Xi ile stratejik ilişkilere temel oluşturacak 25 yıllık bir belge imzaladıklarını dile getirdi. Xi, yarın da ülkenin dini lideri Ali Hamaney ile de görüşecek.
Geçen yılın ilk 11 ayında iki ülke arasındaki ticaret hacmi de 31 milyar doları aştı. İran, Çin'e petrol ihraç eden ülkeler arasında 6. sırada bulunuyor ve dünyada petrol üretiminde ise 5.sırada yer alıyor. Çin verilerine göre, Tahran yönetimi, ithalatının yaklaşık yüzde 40'ını en büyük ticari ortağı Çin'den gerçekleştiriyor.
ARABULUCU ROLÜ
Xi'nin ziyaretiyle ilgili olarak, bazı Arap uzmanlar, Çin'in bölgede arabulucu rolü oynayabileceğini söylüyor. Çin, özellikle Suriye'deki krizin bitmesi için uzun zamandan beri hükümet ve muhaliflerle ilişkilerini sürdürüyor. Çin, on olarak, Aralık 2015'te Suriye hükümeti ve muhaliflerin temsilcilerini Pekin'de ayrı ayrı kabul etmişti.
Çin ayrıca, bölgedeki ekonomik ve ticari ilişkilerinin yanı sıra, askeri olarak da bölgede kendini hissettirecek adımlar atıyor.
Çin, Kızıldeniz ve Aden Körfezi'ne hakim stratejik bir konumda bulunan Cibuti'de askeri bir üs inşa ediyor. Elde ettiği ekonomik başarılara paralel olarak, uzay ve havacılık ile askeri ve sanayi alanındaki ilerlemelerle adından sıkça söz ettiren Çin, kendi sınırları dışındaki ilk askeri üssünü Doğu Afrika ülkesi Cibuti'de kuruyor. Cibuti'de kurulacak askeri üs konusunda Çin ve Cibuti'nin 10 yıllık bir anlaşma imzaladığı ve bu doğrultuda kurulacak üsse 10 bin Çin askerinin yerleştirilmesi planlanıyor. Çin, barışı koruma faaliyetleri kapsamında BM öncülüğünde Somali açıklarında korsanlıkla mücadele operasyonuna katılıyordu. Çin'in ticari yollarının güvenliğine verdiği bir önem olarak da görülen bu misyonu, Çin'in Ortadoğu'da her alanda varlığını daha fazla göstereceği olarak da yorumlanıyor.
ÇİN VE ABD TEKRAR KARŞI KARŞIYA
Cibuti'de ABD ve Fransa'nın da askeri güçleri mevcut. Pekin yönetiminin Cibuti'de askeri üs kurmasının kesinleşmesi ile beraber Çin ve ABD bu kez de Aden Körfezi'nde karşı karşıya geliyor. ABD, Pasifik'te askeri üstünlüğü Çin'e kaptırmamak için yoğun mücadele veriyor, ancak Çin'in askeri savunma sanayisinin geldiği aşamayla birlikte ABD'nin, Çin'in yükselişine karşı pek fazla bir şey yapamayacağı belirtiliyor. Durum böyleyken ABD, şimdi de Çin ile Aden Körfezi'nde karşı karşıya gelmiş bulunuyor.
ABD'nin Cibuti'de hali hazırda 2 askeri üssü ve 4 bin askeri bulunduğu ve bu askeri üslerin anti terör operasyonlarında kullanıldığı haberleri sürekli olarak dünya gündeminde yer alıyordu.
Birçok askeri uzman, Pekin yönetiminin bu adımıyla birlikte ABD donanmasının Hint Okyanusu ile Kızıldeniz'deki varlığının Çin'den dolayı tehlikeye girebileceğini savunuyor.
Pekin yönetiminin askeri üs kurmasındaki asıl amacının ise gerek Doğu Afrika'daki ekonomik çıkarlarını korumak ve gerekse de Aden Körfezi başta olmak üzere Kızıldeniz ve Hint Okyanusu'nda stratejik bir bölgede mevzi kazanmak istemesi şeklinde değerlendiriliyor.
CİHAN