“Cımbızlama Mühendisliği” ve Diyanet’in Fethullah Gülen raporu-1

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Pazartesi, Şubat 8 2021
İlahiyatçı yazar Dr. Ergün Çapan 'Diyanet’in Fethullah Gülen Raporu ve yapılan 'Cımbızlama Mühendisliği' ile ilgili üç yazılık bir makale dizisi kaleme aldı . Yazılan raporun nasıl bir metodla yazıldığını merak edenler için oldukça önemli bir analiz. Çalışmanın ilk bölümünü bugün yayınlıyoruz.

“Cımbızlama Mühendisliği” ve Diyanet’in Fethullah Gülen raporu-1
Dr. Ergün Çapan | Samanyoluhaber

Eski Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Prof. Dr. Mustafa Öztürk’ün sosyal medyada yer alan Kur’an’la ilgili söyleşisi konusunda kendisi ile yapılan “Özel Ropörtaj”da bir Müslümanın sözlerinden dolayı tekfîr (dinden çıktığına hükmedilmesi) ve tadlîl (dalâlet ve  sapıklıkla suçlanması) edilmesiyle ile ilgili çok önemli açıklamalarda bulundu.
Sayın Görmez; insanların söz ve yaklaşımlarının bütünlüğünden koparılarak “cımbızlama mühendisliği” yapılmasının sorgulanması gerektiğini, bu tür bir hareket tarzını doğru bulmadığını, ilgili şahsın Kur’an’ın Allah kelam’ı olmadığı yönündeki iddialarının doğru olmadığını söylemenin yanında, o kişinin Ehl-i Sünnet’in "ehl-i kıble" yaklaşımıyla değerlendirilerek tekfir ve linç edilmemesi gerektiği üzerinde çok ciddi bir şekilde vurgu yaptı. 

Yazımızda, Görmez’in bir müslümanın görüş ve yaklaşımlarının “cımbızlama mühendisliği” yapılmadan ve Ehl-i Sünnet’in kriterleri ile değerlendirilmesi gerektiği ile ilgili bu yaklaşımına Diyanet İşleri Başkanlığı döneminde Fethullah Gülen Hocaefendi ile ilgili hazırladıkları raporda ne ölçüde riayet ettiğini bir örnek üzerinde değerlendirmeye çalışacağız.

 “Cımbızlama Mühendisliği”nin Sorgulanması 

Konunun daha iyi anlaşılması adına öncelikle sayın Görmez’in bir kimsenin ifadelerinden cımbızlanarak onun hakkında hüküm verilmesi ile ilgili ifadelerini aynen aktarmada fayda vardır. Görmez söze şu şekilde başlamaktadır: “Gündeme getiriliş tarzını sorgulamamız lazım. Bir sene önceki konuşmanın içinden cımbızlanarak, belli bir kısmının sadece bir buçuk sene sonra toplumun gündemine sokulması, yani konuşmanın bütünlüğünden koparılarak takdim edilmesi ve bu şekilde bütün Müslümanların dini hassasiyeti ile

Bu haberler de ilginizi çekebilir