CHP'nin PKK ile yürütülen yeni sürece bakışı ne?

İktidarın belediyelerine kayyum atadığı CHP, yeni sürece karşı nasıl bir tutum almalı? Erdoğan’ın yeniden seçilmesini sağlayacak bir anayasa pazarlığına girmeyi düşünmeyen CHP, temkinli mi olmalı?

SHABER3.COM

PKK lideri Abdullah Öcalan’ın çağrısının ardından DEM Parti İmralı heyeti, siyasi partilere yapacağı yeni tura gelecek hafta CHP’den başlamaya hazırlanıyor. Bu sırada, iktidarın "yargı kıskacı" altındaki CHP ise Kürt sorununu da içine alan geniş bir demokratikleşme paketi üzerinde çalışıyor.

Öcalan’ın örgütüne 27 Şubat’ta yaptığı silah bırakma ve kongre toplayarak kendini feshetme çağrısının ardından örgütten ve Cumhur İttifakı’ndan gelecek olası adımlara odaklanılmış durumda. DEM Parti daha önce yaptığı siyasi parti görüşmelerini yeniden başlatacağını açıklarken, ilk ziyaret edeceği CHP ise bu yeni süreçle hemen hemen aynı tarihlerde iktidarın başlattığı operasyon ve soruşturmaların baskısı altında.

CHP’li Esenyurt Belediyesi Başkanı Ahmet Özer ile Ekim ayında başlayan operasyonlar daha sonra Beşiktaş, Kartal, Ataşehir ve Beykoz Belediyeleri ile devam etmişti. 23 Mart’ta düzenlenecek ön seçime hazırlanan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında çok sayıda soruşturma ve yargı süreci de sürerken, İBB’ye bağlı Medya AŞ’ye de soruşturma başlatılmıştı.

CHP iki farklı süreçteki gelişmeleri hafta başında yapılan Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısında ele alırken, CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Deniz Yücel, "Sürecin şeffaf bir şekilde yürütülmesi, sorunun çözüm yerinin TBMM olması, şehit ailelerini ve gazilerimizi incitecek bir adım atılmaması kırmızı çizgimizdir" dedi.

DEM Parti-CHP görüşmesinde neler konuşulacak?

DEM Parti, Öcalan'ın çağrısının ardından siyasi partileri bir kez daha ziyaret etme kararı aldı. Eş Başkanların da içinde olduğu İmralı heyeti ilk olarak CHP'ye gidecek ve görüşme 10 Mart Pazartesi günü gerçekleşecek. CHP ile DEM Parti'nin bir önceki görüşmesi ise 7 Ocak'ta olmuştu. DEM Parti'nin İmralı heyeti, CHP Genel Başkanı Özgür Özel başkanlığındaki CHP heyetini ziyaret etmiş ve yeni başlayan sürece dair görüş alışverişinde bulunulmuştu. Görüşmede son gelişmeler ele alınırken, CHP’nin sürece dair olumlu görüşlerinin yanı sıra eleştirilerini de aktarması bekleniyor. Bu arada CHP, TBMM’de tüm siyasi partilerin katılımıyla bir komisyon kurulması gerektiğini de düşünüyor ve görüşmede bu konunun da ele alınabileceği kaydediliyor.

CHP demokratikleşme paketi üstünde çalışıyor

CHP’nin yeni sürecin başlamasının ardından oluşturduğu Demokrasi ve Adalet komisyonu çalışmalarına devam ederken, bir demokratikleşme paketinin hazırlıklarında sona yaklaşılmakta olunduğu belirtiliyor. DW Türkçe’nin CHP’li yetkililerden edindiği bilgiye göre, 10 kişiden oluşan ve başkanlığını CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen’in yaptığı komisyon, Kürt sorununu da barındıran geniş bir demokratikleşme paketi için çalışıyor. İktidarın anayasanın istediği maddelerini uygulayıp istemediğini uygulamadığına, aynı şekilde Anayasa Mahkemesi kararlarına ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına da uymadığına dikkat çeken CHP’liler, paket ile demokratikleşme için hangi kanunların ve uygulamaların değişmesi gerektiğini çalıştıklarını belirtiyorlar.

CHP yeni sürece dair nasıl tutum almalı?

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, son grup toplantısında Öcalan’ın çağrısı hakkında konuşarak, "Böyle bir sorun çözülecekse demokratikleşme ile Meclis çatısı altında çözülecek" demiş ve TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’a seslenerek, "Despotik bir iktidar herkesi pataklayıp hapse tıkacak, sonra da demokratikleşme konuşulacak. TBMM Başkanı sorumluluk almalıdır" ifadelerini kullanmıştı.

CHP’nin yeni sürece dair genel tutumu kapsamında, "Eşit yurttaşlık sorununun varlığı kabul edilir, terörün bitirilmesi ve kalıcı bir barış sağlanması istenirken, diğer yandan sürecin şeffaf olmasına, görüşmelerin TBMM çatısı altında yürütülmesine ve kayyumların son bulmasına" önem veriliyor. Ayrıca şehit ve gazilerin anısının incitilmemesi gerektiğinin de altı çiziliyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeniden seçilmesinin önünü açacak yeni anayasa pazarlıklarına girmeyeceğini açıklayan CHP’ye göre, belediyelere düzenlenen operasyonlar ve kayyum uygulamaları iktidarın bu süreçte samimi olmadığının önemli göstergelerinden biri.

"Terör örgütünün silah bırakması ve terörün duracak olmasının" Türkiye için çok olumlu ve herkesin memnun olacağı bir şey olduğunu söyleyen CHP’li bir yetkili, ancak dünyadaki örneklere bakıldığı zaman bu sürecin toplumsal barış ve adaletle birleşmemesi durumunda ya başarısızlığa uğradığını ya da başarılı olsa bile kalıcılığı olmayıp tekrar tartışmaya açıldığına dikkat çekiyor.

CHP’li yetkililer, belediyelere kayyum atanırken aynı zamanda birçok farklı siyasi parti ya da sivil toplum faaliyetlerinde çalışmış, çeşitli komisyonlarda görüşlerini dile getirmiş olan insanların kendilerini tehdit altında hissettiğine işaret ederek, insanlarda sürece dair soru işaretleri oluşmasının nedeninin iktidarın tutarsızlığı olduğunu kaydediyor.

Aksoy Araştırma’nın kurucusu Ertan Aksoy da iktidarın samimi olmadığını düşünen isimlerden. Aksoy, "Gerçek anlamda bir demokratikleşme arayışı olsa bugün demokrasi ihlallerini konuşmamız gerekirdi. Ama haftada birkaç kez yeni kayyum atandığı bir süreçte bunlar konuşulmuyor" diyerek, yaptıkları son anketlere göre halkın gündeminde ise ağırlıklı olarak ekonomi olduğunu vurguluyor.

Aksoy, CHP’nin üstündeki baskılara rağmen sürece dair temkinli kalması gerektiğini söyleyerek, bunun nedenini şöyle açıklıyor: "Çünkü bu sürecin sonunda arzu ettikleri anayasa değişikliğini yaparlarsa Erdoğan'ın görev süresini uzatmanın önünü açmış olacaklar. CHP eğer bunun bir aktörü olursa kendi tabanına hiçbir zaman izah edemeyeceği bir sonucun sebebi olmuş olacak."

Aksoy bununla birlikte sol ve sosyal demokrat çizgideki bir parti olarak CHP’nin Kürt sorununa çözüm için daha sağlıklı bir alternatif yol planı koymakla da yükümlü olduğunu belirterek, şöyle konuşuyor: "Siyaset sadece kayıplar ya da kazançlar üstünden okunuyor ama bir de sorumluluk noktası var. Yani sosyal demokrat bir partinin bu düzeydeki bir soruna kayıtsız kalmaması gerek. Bu nedenle kayıp kazanç meselesinin dışında büyük bir sorumluluğu var CHP’nin."

DEM Parti ise devletin demokratikleşme ve Kürt sorununun çözümü yönünde bazı adımlar atması için CHP’nin de etkili olması gerektiğini düşünüyor. DW Türkçe’nin konuştuğu DEM Partili yetkililere göre, CHP son yerel seçimden birinci olarak çıkan bir parti olarak yapıcı rol üstlenmeli ve sorunun çözümünde iktidarın adımlar atması için teşvik edici olmalı. "Bu sürecin garantörü bir anlamda CHP olmalı" diyen bir yetkili, olumsuz yönde özellikle de DEM Parti'yi hedef gösteren açıklamaların seçmenlerinde etki yaptığına dikkat çekerek CHP'nin sorumluluk alarak bazı adımların atılması için "çıtayı yükseğe koyarak" AKP'yi zorlayabileceğini belirtiyor.
<< Önceki Haber CHP'nin PKK ile yürütülen yeni sürece bakışı ne? Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER