Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, kendisi hukuksuz olan OHAL Komisyonunu’ndan adalet beklemenin ve ya da hukuka uygun kararlar beklemenin abesle iştigal olduğunun ifade etti.

Karaca, KHK TV’de Münir Korkmaz’ın sorularını cevapladı. Karaca, OHAL komisyonu başkanının hukukçu olmadığına işaret ederek, “Yaptığımız görüşmede de kendisinin hukukçu olmadığını ve komisyonun bir yargı kararı vermediğini, idari bir kurumun idari karar verdiğini, hele de hiçbir delil bulamaz isek kurum görüşü ile talepleri reddediyoruz ya da kabul ediyoruz dedikten sonra, OHAL Komisyonun kendisi hukuksuzdur” dedi.

Karaca, OHAL komisyonunun 5 yıldır başvuruları sürüncemede bıraktığını belirterek, “Özellikle barış akademisyenleri, beraat ya da takipsizlik alanları, kalan 9 bin dosyanın günlük dosya sayısına baktığımız zaman en az 2 yıl daha sürüncemede bırakacağı sonucu çıkıyor” değerlendirmesinde bulundu.

Karaca, programda şunları söyledi:

“OHAL komisyonu Türk yargı sistemindeki yargılama, suç ve suçluyu ortaya çıkartma misyonuna sahip değildir. Verdiği kararlarla son olarak da gazeteci olduğunu iddia eden Süleyman Özışık’ın da ifadelerinde belirttiği gibi siyasi tercihlerle ve siyasetten aldığı talimatla karar veren bir siyasi makamdır. O nedenle KHK ile ihraç edilmiş hiçbir vatandaşımızın adalet arama özgürlüklerinin karşılık bulacağı bir komisyon değildir. OHAL komisyonu hukuksuzdur.

CHP olarak KHK ile ihraç edilmiş, 5 yıldır sivil ölüme terk edilen vatandaşlarımızın yaşadığı hak ihlallerini raporlaştırmak istedik.

Biz şunu istiyoruz; OHAL komisyonu lağvedilecek, KHK'lar ortadan kaldırılacak. Kimlerin ihraç edileceği, kimlere ceza verilip verilmeyeceğine ilişkin listelerin gelmediği bağımsız mahkemelerde yargılanacaklar; adil yargılanarak delillere, vicdani ve kanuna göre suçsuz bulunanlarda görevlerine derhal iade edilecektir.

Toplumsal barışı sağlamanın en temel önceliklerinden birisi de KHK ile ihraç edilenlerin adil yargılanma hakkı, kullandırılmadığı için bu hakkın tanınmasıdır. KHK ihraçlarında 5 yıldır yaşanan çoklu hak ihlallerini; ihraçların aileleri ve çevrelerinin de bu ihlallere maruz kaldıklarını raporla gördükten sonra bu alanda çalışmayı düşündük. KHK’lı Platformları Birliği ile yaptığımız toplantı sonrasında da MYK’da genel başkanımıza ifade ettikten sonra; sayın genel başkanımızın da talimatıyla KHK’lıların ve ailelerinin yaşadığı çoklu hak ihlallerini kapsamlı rapor hazırlayarak gündeme taşımak ve adalete olan inançlarını tekrar tesis etmek istedik.

Genel başkanımızın da ifade ettiği gibi Bank Asya’nın önünden geçenler yargılandı, ihraç edildi, sivil ölüme terk edildi; ama Bank Asya’yı açanlar elini kolunu sallayarak geziyorlar.

Sözümüzdür KHK ile ihraç edilen her yurttaşımız adil yargılanma hakkına kavuşacak, mağduriyetleri ve yaşadıkları hak ihlallerinin karşılığı da mutlaka kendilerine iade edilecektir.

Benim KHK’lılar ile ilgili yaptığım konuşmalar ve vaatler CHP’nin parti politikasıdır; sayın genel başkanımız da aynı cümleleri tekrar etmiştir.

21 Eylül’de Aydın ve çevre illerinden gelen KHKlılar ile buluşacağız. Karadeniz’de, Trabzon’da Van’da, Malatya, Diyarbakır, Bursa ve son olarakda Ankara’da gerçekleştireceğiz.

15 Temmuzdan sonra ilan edilen OHAL ile yaşanan hak ihlalleri 12 Eylülde yaşananların kat be kat üstündedir. O dönem beyaz toroslarla kaçırılanlar vardı, şimdi siyah transporterlerle kaçırılanlar. İnsanları kaybedemezsiniz, kaçıramazsınız varsa suçları mahkemede görülmelidir.

CHP olarak kaygımız oy değil , adaletin yerini bulmasıdır. Sivil ölüme terk edilmiş adalete susamış yurttaşlarımızın sesini duyurmak , vicdanlarda adaletin tecelli edeceği toplumsal barışı bağımsız yargıyla sağlamak istiyoruz.”