CHP'den Suruç saldırısıyla ilgili flaş talep

CHP'li bazı milletvekilleri, Suruç ilçesindeki saldırıya ilişkin Meclis Araştırması açılmasını isterken CHP Genel Başkan Yardımcıları Sezgin Tanrıkulu ile Veli Ağbaba sorumluları istifaya davet etti.

CHP'den Suruç saldırısıyla ilgili flaş talep

CHP'li bazı milletvekilleri, Şanlıufa'nın Suruç ilçesindeki saldırı faillerinin ve arkasındaki güçlerin tüm boyutlarıyla ortaya konulması ve herhangi bir istihbarat zayiatının olup olmadığı konusunda Anayasanın 98'inci, İçtüzüğün 104 ve 105'inci maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılmasını istedi.
CHP HEYETİ AÇIKLAMA YAPTI
CHP Genel Başkan Yardımcıları Sezgin Tanrıkulu ile Veli Ağbaba, Suruç'taki terör saldırısına ilişkin gazetecilere açıklamada bulundu. CHP'de açıklamayı heyetin başındaki CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba yaptı.  Suruç'ta dün gerçekleşen saldırıda ölen gençlerin bu amacı doğrultusunda CHP'nin kütüphane kuracağını belirten Ağbaba, "Milletvekili aday adayı olmak için istifa eden MİT Müsteşarı istifa etmelidir" dedi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu da, Şanlıurfa Valisi'ni istifaya davet etti.


CHP MECLİS ARAŞTIRMASI İSTEDİ

CHP'nin Suruç'taki saldırı ile ilgili TBMM Başkanlığı'na Meclis Araştırması açılması için sunduğu dilekçe şöyle; "İnsanlık tarihinin en vahşi katliamlarını birini gerçekleştiren IŞID isimli barbar terör örgütünün, Türkiye'deki faaliyetlerinin ortaya çıkartılarak gerekli tedbirlerin kapsamlı biçimde derhal alınması ve 20 Temmuz 2015 tarihinde Suruç'ta yaşanan ve 30'dan fazla yurttaşımızın yaşamını yitirmesiyle sonuçlanan alçakça katliamın faillerinin ve arkasındaki güçlerin tüm boyutlarıyla ortaya konulması ve herhangi bir istihbarat zayiatının olup olmadığı konusunda Anayasanın 98'inci, İçtüzüğün 104 ve 105'inci maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılması için gereğini saygılarımla arz ederiz."

GEREKÇE

"Tarihin gördüğü en vahşi yöntemlerle katliamlar yaparak Ortadoğu coğrafyasını kana bulayan IŞİD isimli katliam örgütünün tüm insanlığı hedef alan terör faaliyetlerinin hedeflerinden birinin Türkiye olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır. Suriye krizinin başlangıcından bu yana Türkiye'nin sınır güvenliği başta olmak üzere, istihbarat, güvenlik ve dış politika alanlarında gösterdiği zaaftan yararlanarak ülkemiz içinde de yaygın biçimde örgütlenmiş olduğu ve eylem hazırlığında bulunduğu kamuoyunda, ulusal ve uluslararası basında ve TBMM'de defalarca gündeme gelmiştir. Ancak IŞİD'in yarattığı büyük tehlike bugüne dek ne yazık ki göz ardı edilmiş, , IŞİD terör örgütüyle mücadele etmek için gereken kapsamlı yaklaşım ortaya konulamamıştır.

Bunun sonucunda ne yazık ki, dün Şanlıurfa'nın Suruç ilçesinde düzenlenen alçakça saldırı sonucunda 30'dan fazla yurttaşımız yaşamını yitirmiş, çok sayıda yurttaşımız yaralanmıştır. Kobane'nin yeniden imar edilmesine katkı sunmak için sınırı geçmeye hazırlanan yurttaşlarımızın maruz kaldığı ve tüm Türkiye'yi derin bir kedere boğan bu katliamın da IŞİD tarafından düzenlenmiş olduğu yönünde kuvvetli şüphe bulunmaktadır. Söz konusu örgütün daha önce de Reyhanlı, Adana, Mersin ve Diyarbakır'da düzenlenen kanlı saldırılardan da sorumlu olduğunu düşündürecek çeşitli deliller mevcuttur. Dolayısıyla dün Suruç'ta yaşanan ve ülkemizi derin kedere boğan katliamın sorumlularının ortaya çıkarılması, IŞİD isimli insanlık düşmanı terör örgütüne karşı kapsamlı bir mücadele stratejisi geliştirilmesi, Türkiye'nin sınır hattında can kaybıyla sonuçlanan ağır insan hakları ihlallerinin önlenmesi ve gerekli tedbirlerin alınması ertelenemez bir siyasi öncelik haline gelmiştir. Bu konuda, tüm siyasi partilerimizin aktif sorumluluk alacağı bir Meclis Araştırmasının açılması ve bu araştırma sonucunda kapsamlı bir ortak mücadele stratejisi geliştirilmesi zorunludur. "

Sezgin Tanrıkulu: Gün IŞİD'e karşı birlikte olma günüdür

Cumhuriyet Halk Partisi(CHP) Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, "Doğru ve yerinde uyarılarımızı görmezden geldiler, duymazdan geldiler, kulakların kapattılar. Her türlü işbirliği önerilerimiz reddettiler. 'Sizin görüşlerinize ihtiyacımız yok' dediler. Bugün geldiğimiz nokta ortaklaşma noktasıdır, beraber Türkiye'nin bütün demokrasi güçlerinin, yurttaşlarını, siyasi güçlerinin IŞİD denen küresel cihat örgütüne ve onların muhtemel eylemlerine karşı birlikte olma günüdür." dedi.

Kamu yetkisi kullanan yetkililere seslenen Tanrıkulu, "Nerede bir ihmal zinciri varsa, nerede görmezden gelmişseniz bunların hesabını sizlerden soracağız. Bu gençlerin kanı yerde kalmayacak. bunları görmezden gelenlere, duymazdan gelenlere ve ortaya çıkarmayanlara bir kez daha sesleniyorum; elinizde imkan ve yetki varken bundan sonrasını önlemek zorundasınız. Türkiye'yi bir kaostan kurtarmak zorundasınız. Bunun vebali boynunuzda olacak ve bizim elimiz de sizin iki yakanızda olacak." diye konuştu. Ortada güvenlik zafiyeti olduğunu belirten Tanrıkulu, Şanlıurfa Valisi'ni istifaya davet etti.

Ağbaba: MİT maalesef hiçbir katliamı ortaya çıkaramadı
"CHP'li belediyeler olarak hem yasını tutacağız, hem de kütüphaneyi oraya kuracağız. Çocuk parkı inşa edeceğiz katledilen gençlerimiz adına" diyen Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba şunları söyledi;
"MİT Müsteşarı derhal görevi bırakmalıdır. Geçici İçişleri Bakanı istifa etmelidir"
"Günlerdir Türkiye'nin 19 ilinden gençlerin Suruç'a geleceği, basın toplantısı yapacağı biliniyor. Ama maalesef müthiş bir güvenlik zafiyeti var. MİT'in ne işe yaradığı insanın sorası geliyor. MİT maalesef, son dönemde hiçbir katliamı ortaya çıkaramadı, istihbarat yapamadı. MİT, Milli İstihbarat Teşkilatı'ndan çıktı KİT'e döndü, kişisel istihbarat teşkilatına döndü. Recep Tayyip Erdoğan'ın kişisel istihbaratı, örgütü şeklinde çalışıyor. Muhalefeti, solcuları, milletvekillerini, CHP milletvekillerini fişlemekten başka bir şey görev yapmıyor. Bu da Reyhanlı katliamında 50 kişinin, Cilvegözü'nde 13 kişinin ölmesi, Diyarbakır mitingde ve Niğde'de insanların katledilmesi ayrıca bunların arkasındaki güç ortaya çıkaramadı ve çıkarılmak istenmedi MİT tarafından. Reyhanlı'da, Diyarbakır'daki katliamın arkasından hangi güç varsa Suruç'ta da aynı güç var. Dünyanın hangi ülkesinde olursa olsun, demokrasi olsun olmasın, bunun bir sonucu olmalı. MİT zaten siyasallaşmış. MİT Müsteşarı derhal görevi bırakmalıdır. Geçici İçişleri Bakanı istifa etmelidir. Siyasi sorumluluk hükümetindir. Hükümetin siyasi sorumluluk alması için çağrı yapıyoruz. Bu bir sonuçtur aslında yaşanan. AKP ve MİT'in Suriye politikalarının sonucudur, bunun meyvesidir."
<< Önceki Haber CHP'den Suruç saldırısıyla ilgili flaş talep Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER