İstanbul seçimlerinin büyük bir farkla Millet İttifakı lehine sonuçlanması, siyasette fay hatlarını hareketlendirdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçimlerden sonraki ilk AKP grup toplantısında Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin eksiklerinin masaya yatırılacağını söylemesi, bir yılı dolan sistemin tartışılmasını önlemek için muhalefetin önünü kesmek olarak yorumlandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hemen ardından Meclis’te kürsüye çıkan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise, tarafsız Cumhurbaşkanlığı için referandum çağrısı yaparak, seçim sonrası izleyeceği siyasetin sinyalini verdi.
Tarafsız Cumhurbaşkanlığı çağrısı ile Erdoğan’ı öncelikle muhalefetle uzlaşmaya zorlayarak, Meclis’e işlerlik kazandırmak istediği ancak nihai hedefin güçlendirilmiş parlamenter sistem olduğu belirtiliyor. CHP kurmayları, İstanbul seçimlerinin ardından partilerinin izleyeceği yol haritası hakkında DW Türkçe'ye bilgi verdi.
Yeniden siyaset umudu
İstanbul seçimlerinin en önemli sonucunun yeniden siyaset yapma umudunun doğması olduğunu belirten bir CHP kurmayı, "Yeni sistem ittifakları doğurdu, siyasi partiler olarak siyaset yapacağımız zemini kaybediyoruz. Savunduğumuz şey demokrasinin temelini oluşturan siyasi partilerdir. Bunu da AKP’yi de dışlamadan yapacağız" yorumunu yaptı.
Bu arada, CHP kulislerinde, AKP’den bir grup vekilin, eski Ekonomi Bakanı Ali Babacan’ın AKP’den ayrılmaması konusunda görüşmeler yaptığı ve kendisine Erdoğan sonrası için birlikte siyaset yapma teklifi götürüldüğü ileri sürüldü.
Bir başka CHP’li ise "Bu sistemde en zor durumda olan AKP. Meclis’te çoğunluk olduğu halde itibarsızlaştırıldı. Şimdi ise siyaset yapma umudu doğdu, o zemini oluşturmak lazım. Millet İttifakı’yla birlikte oluşturacağız" diyor.
Kılıçdaroğlu’nun siyasi partiler için siyaset zemininin önünü açmak istediğini söyleyen CHP kurmayı, hedeflerinin "AKP’yi de dışlamadan referandumsuz, bir Anayasa değişikliği yaparak güçler ayrılığı pekiştirilmiş parlamenter sistemi yeniden kurmak istediklerini ve bu olmuyorsa demokratik bir başkanlık sistemi" hedeflediklerini söyledi.
Meclis-Başkan dengesi
CHP, tüm partilerin siyaset yapabilme zeminini oluşturmak için Erdoğan’ı muhalefet ile uzlaşmaya zorlayacak. CHP, bunun ilk adımını Askerlik Yasası’nda attı. Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın muhalefet partileriyle görüşerek, Rusya’dan alınacak S-400’ler konusunda bilgi vermesi de buna örnek gösterilebilir.
Bu dengeye Erdoğan’ın mecbur kaldığını belirten kaynak, "Sadece AKP ile askerlik yasası çıkaramazsın, sadece damat kafasıyla ekonomiyi yönetemezsin ya da S-400’ün altından kalkamazsın. Anlatmaya çalıştığımız buydu. Sonunda Erdoğan bunu gördü" diye konuştu.
Önümüzdeki günlerde Erdoğan’ın muhalefet ve parlamento ile daha sıkı iş birliğine gitmesi bekleniyor. Ekonomiyle ilgili yol haritası konusunda muhalefet partilerinin kapısının çalınması bekleniyor. CHP, bir anlamda aktif bir ‘bekle-gör’ siyaseti izliyor ve tek adam rejiminin dış politika ve ekonomi gibi kritik konularda ‘tek akılla’ yürümeyeceğinin Cumhurbaşkanı tarafından da kabullenilmesini istiyor.
Partili Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin, fiilen ABD’deki gibi başkan ile senato (Meclis) arasında işleyen bir sisteme evrildiğini söyleyen CHP’li yetkili bu tezini şöyle gerekçelendiriyor:
"ABD sistemi, başkan ile senato arasında yürür. Sistem fiilen oraya doğru gidiyor. Seçimden önce, askerlikte sıkıştılar geldiler, yarın öbür gün S-400’de gelecekler, ekonomiyle ilgili gelecekler, senatoyla (Meclis) başkan dengesi kendiliğinden bir şekilde kurulacak. Ama bu nihai denge değil. Bizim kafamızdaki takviye edilmiş başkanlık sistemi değil, hedefimiz güçlendirilmiş parlamenter sistem. Bulduğumuz ilk fırsatta buna geçeceğiz."
Bu fiili dengenin yürümeyeceğini düşünen CHP kurmayları, "Tek adamlık sistemi sadece Meclis ayağına bakarsan anlaşılmıyor. Meclis güçler ayrılığının bir ayağıdır sadece. Güçler ayrılığı tekrar kurulmadan bu ülkeye demokrasi gelmez" diyerek şu yorumu yapıyor:
"Tek adamlık sistemi Meclis’te uzlaşmayla yürümez. Güvenoyu olmayan, denetim imkanı kalmayan bir Meclis'ten bahsediyoruz. Yürütmeyi CHP ile paylaşmak ya da yasamada bir iki adım atılması içeride ve dışarıda amaçlanan hedefe ulaşmayı sağlamaz. Dışarısı yabancı sermaye açısından önemli. Tek adama bağlı bir yargıda en azından senin iktisadi çıkarlarının Erdoğan’ın adamına karşı korunacağına inanmıyorsun. Birkaç öğrenci pankart açtığı için yargılandı. Sivil toplumu öldürüyorsun, örnek Gezi davası. Bütün bunlar ortadayken, askerlik yasasında uzlaşmak yetmez."
Babacan Erdoğan’a istifasını verdi iddiası
Eski AKP kurmaylarından Ali Babacan’ın yeni parti kuracağı ve partisinde 30-35 kadar AKP’li vekilin yer alacağı söylentileri dillendirilmeye devam ederken, geçtiğimiz günlerde Babacan’ın 24 Haziran’dan itibaren geçerli olmak üzere partisinin genel başkanı Erdoğan’a istifasını verdiği ileri sürüldü.
Alınan bilgilere göre, liberal demokrat yelpazede yer alacak partinin sonbahara doğru kurulacağı belirtiliyor. Babacan’ın uluslararası danışmanlık şirketi McKinsey’cilerle çalıştığı ve partisinin kurucuları arasında bu isimlerin yanı sıra Nesrin Nas, Ertuğrul Günay gibi isimlere de yer verileceği ileri sürüldü.
Kılıçdaroğlu’nun bu hareketliliği sadece izlemekle yetindiğini belirten CHP’li isimler, AKP’den koparak eski Bakan Babacan’ın partisine geçeceği ileri sürülen milletvekilleriyle Anayasa değişikliğinin yapılmasını mümkün görmüyor. Bu yeni sistemde Anayasa değişikliğini çok zor gören CHP, kapsamlı ve köklü bir Anayasa değişikliğini AKP gibi büyük bir partinin istemesi gerektiğine dikkat çekiliyor.
Mevcut aritmetikte, bir Anayasa değişikliği için CHP ve İYİ Parti’ye ek olarak AKP’nin 290 vekilinin en az yarısının parti değiştirmesi ve Anayasa değişikliğine onay vermesi gerekiyor. Bu nedenle, CHP, kapsamlı bir anayasa değişikliğini seçimsiz mümkün görmüyor.
Anketlere göre AKP ile CHP arasındaki fark 2 puan
Metropoll Araştırma Şirketi’nin Haziran ayı ortasında yaptıdığı ve Çarşamba günü sonuçlarını açıkladığı araştırmasında Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne destek 10 puan azalırken, yeniden parlamenter sisteme dönmek isteyenlerin oranı yüzde 58,6’a çıkmış görünüyor.
Araştırmaya göre, "Bu Pazar milletvekili seçimi olsa, hangi siyasi partiye oy verirdiniz?" sorusuna, ankete katılanların yüzde 38,2'si AKP, yüzde 36,4'ü ise CHP cevabını veriyor. Bu istatistiklere dikkat çeken CHP'liler, "AKP ve CHP kafa kafaya, İyi Parti ve MHP kafa kafaya. HDP, CHP’den yana tavır koyarsa, Erdoğan hem Meclis’te hem Cumhurbaşkanlığı’nda iktidarını kaybeder. Orta vadede bunun geleceği günü bekliyoruz" diyorlar.
(Aslı Işık - Ankara / Deutsche Welle Türkçe)