CHP Mülteci ve Sığınmacıların Sorunlarını Araştırma Komisyonu üyeleri, mülteci krizi konusunda Avrupa Birliği ile Türkiye arasında 18 Mart 2016 günü imzalanan anlaşmaya ilişkin yazılı basın açıklaması yaptı.
CHP'nin komisyon üyeleri; Genel Başkan Yardımcısı Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, Muğla Milletvekili Nurettin Demir, İzmir Milletvekili Özcan Purçu, Adana Milletvekili Elif Doğan Türkmen, İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, İstanbul Milletvekili Selina Doğan, İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu imzalı açıklamasında, mülteci sorunu çözümünün ancak, işbirliği ve dayanışma ekseninde yük paylaşımını benimseyen bir anlayışla mümkün olacağına dikkat çekildi.
Türkiye'nin AB üyelik sürecine ilişkin hususlar da içeren anlaşmanın ana çerçevesi uyarınca, 20 Mart'tan itibaren Türkiye'den Yunan adalarına giden bütün düzensiz göçmenlerin 4 Nisan'da Türkiye'ye gönderilmeye başlanacağına dikkat çekilerek, AB de Yunan adalarından Türkiye'ye gönderilen her bir Suriyeli karşılığında Türkiye'deki kamplardan bir Suriyeli mülteci alacağına işaret edildi.
CHP'nin açıklaması, şöyle devam etti: "Her ne kadar bu anlaşma Ege Denizi üzerinden Yunanistan'a giden mültecilerin sayısını azaltacak olsa da genel itibariyle mülteci krizini çözmekten uzaktır. Düzensiz göç olgusunun genel seyrine baktığımızda, kapanan bir rotanın yerine mutlaka başka bir rota açılmaktadır. Hatta yeni açılan rotalar daha tehlikeli olmakta, sığınmacılar daha fazla insan kaçakçılarının eline düşmekte ve can kayıplarını artırmaktadır. Bu nedenle, biz CHP olarak başından beri, sorunun bölgesel ve küresel boyutuna dikkat çekip yük atan değil yük paylaşan bir anlaşma yapılması gerektiğini vurguluyoruz. "
Ayrıca, Türkiye ile AB arasında varılan anlaşmanın insan hakları ve uluslararası hukuka aykırı olduğuna ilişkin ciddi eleştiriler olduğunu belirtilerek, "Ülkelerindeki savaştan kaçan insanların sığınma ve iltica gibi temel haklarının gasp edileceğinden endişeliyiz. Söz konusu anlaşmanın sığınmacılar arasında bir ayrımcılık yaptığını, Suriyelilere yönelik hükümleri diğer sığınmacılar için geçerli kılmadığını ileri süren insan hakları kuruluşlarının görüşlerine katılıyoruz. Koruma altına alınması gereken insanların milliyet ve ülkelerine göre ayrımcılığa uğramalarının sadece uluslararası hukuka değil aynı zamanda insanlığın temel değerlerine aykırı olduğunu bir kez daha hatırlatmak isteriz." denildi.
CİHAN