CHP Grup Başkan Vekili ve Milletvekili Özgür Özel, Milli Eğitim Bakanlığı'nın, Manisa'daki tutuklu öğretmenlerin çalıştıkları özel okullara yazı göndererek, görevlerine son verdirdiğini söyledi. Bu yüzden maaş alamayan öğretmenlerin ailelerinin maddi yönden sıkıntı yaşadığını kaydetti.
Grup Başkan Vekili Özel, Manisa Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturma kapsamında 2015 Kasım ayında tutuklanan, aralarında öğretmen, işadamı ve esnafların da bulunduğu kişileri, Manisa T Tipi Cezaevi'nde ziyaret etti. Ziyaret çıkışında yaptığı açıklamada, "24 Kasım Öğretmenler Günü'nde tutuklanan, laboratuvarda çalışırken gözaltına alınan, öğrencilere sınıfta ders anlatırken öğrencilerinin önünde gözaltına alınan, sabah 05.00'te evlatlarının önünde gözaltına alınan öğretmenlerin sitemlerini dinledim. Daha sonra, 'Bilerek yaptık bunu 24 Kasım'da. İbret-i âlem olsun diye yaptık size.' dediklerini duyduklarını söylediler." dedi.
'AİLELER PERİŞAN DURUMDA'
Ziyaret ettiği kişilerin, çok sayıda zorluktan bahsettiğini aktaran CHP Grup Başkan Vekili Özel, "Ama hepsinin ortak sıkıntısı var. Örneğin Milli Eğitim Bakanlığı'na mensup öğretmen, tutuklandığında maaşının üçte ikisini alıyor. Daha önce bunu Balyoz davasında askerlerden de biliyoruz ama Milli Eğitim Bakanlığı, tutuklanan bu öğretmenler için çalıştıkları özel okullara yazı yazmış ve, 'Bu öğretmenler, dava bitene kadar öğretmenlik yapamaz.' demiş. Gelen bu yazı üzerine okullar da mecburen öğretmenleri işten çıkarıp maaşlarını kesmek zorunda kalmış. Bugün gelinen noktada, tutuklu öğretmenlerin çalışmayan eşleri ve aileleri maddi yönden perişan durumda. 2 bin 500 lira maaş alan, bunun 800 lirasını kiraya, neredeyse maaşının tamamını temel harcamalara harcayan öğretmenleri, terör örgütünü finanse etmekten bu cezaevinde tutuyorlar. El koyulan bir bankaya iki yıl önce 70 lira, 80 lira, 50 lira yatıran öğretmenlerin ve daha fazla miktarda para yatıran işadamlarının, terör örgütüne finans desteği sağlamaktan tutulduğunu görüyoruz ama para hala bankada, terör örgütü bunu almamış. Topa, tüfeğe, mermiye, silaha çevirmemiş ama terör örgütüne finansal destek sağlamaktan, bir bankaya para yatırdıkları için suçlanıyorlar." diye konuştu.
'İŞADAMLARI İFLAS ETME NOKTASINA GELMİŞ'
Bu kişilerden üçüyle görüşebildiklerini ve bunların birinci derece akrabalar olduğunu dile getiren Özel, "Örneğin işadamları, şirketlerinin müdürleriyle, işyerlerindeki yardımcılarıyla görüşemedikleri için iflas etme noktasına geldiklerini söylüyorlar. Özellikle yapılan operasyonlarda mimarların, mühendislerin, bunların projelerine imza atan herkesin gözaltına alındığı, tutuklandığı, yıldırıldığı yerde artık birer vebalı muamelesi görmekten, sosyal mobbinge uğramaktan ve sosyal olarak tecrit edilmiş olmaktan rahatsızlar. Hepsinin ortak söylediği, 'Bir futbol kulübü suç işlediğinde, varsa eğer bir suç, bütün taraftarları mı tutukluyorsunuz? Biz bir cemaate mensubuz, biz bu cemaatle ilgili öğrenci okutmak için burs verdik. Öğrenci evlerine zeytin, peynir almak için para verdik. Kurban kesmek istediler, para verdik. Bu cemaatte hataya karışanlar varsa eğer bunlar yüzünden bütün bir cemaat cezalandırılır mı? Çoluğumuza çocuğumuza yazık değil mi?' diyorlar. Buradaki insanlar, hukuk ve adalet arıyorlar. Burada bir hesaplaşma, bir cadı avı, bir cumhurbaşkanının ağzından hukukun ihlal edilmesi söz konusu. Bu insanlar için hukuk istiyoruz, adalet istiyoruz. Tutuksuz yargılanma esas. Bu insanların bu cezayı çekmesi doğru değil. Suç işleyen varsa cezasını çeksin ama herkes suç ispatlanana kadar suçsuzdur. Ailelerden, annelerden, babalardan, çocuklardan, eşlerden herkes elini çeksin. Kimseyi açlıkla, kimseyi işsizlikle terbiye etmesinler." şeklinde konuştu.
'KALP HASTASI OLAN VAR'
Görüştüğü kişiler arasında bir kalp hastası olduğunu söyleyen Özgür Özel, "Bu bilgilerin hepsini ayrı ayrı aldım, onları ilgililere de rapor olarak sunacağım. Bir kişi, buraya girmeden önce kalp krizi geçirmiş. Kolu uyuşuyor, kalbi ağrıyor ve saat 17.00'den sonra kalp krizi geçirirse öleceğini herkes biliyor, ölümü bekliyor burada. Bunlar çok ciddi yakınmalar. İnsan hakları temelinde yaklaşıyoruz. Mağdurun ve mazlumun yanındayız. Kimliğine bakmıyoruz, inancına, cemaatine, mezhebine bakmıyoruz ama buna bakanlar var. Bu adalet değil, hak değil. İnsan hakları temelinde bu insanlara sahip çıkmak gerekiyor. Allah, 'Bana kul hakkıyla gelmeyin.' diyor, yani bu insanlara bunları yapanlar, kul hakkıyla nasıl gidecekler, onu bir kere bilmiyoruz ama hukukun en temel ilkeleri masumiyet karinesi, herkesin suçu ispatlanana kadar suçsuz olması. Özel hayatın gizliliği ve ekonomik suça ekonomik ceza. Para yatırmaktan adam hapis tutulur mu? Hakikaten buralar çok şüpheli. Bu konuda içeride bir çığlık var. İçeridekiler sabırla bekliyorlar ama bu kadar çok kul hakkı yiyen birilerinin de sonunun hayır olmayacağını onlar da biliyorlar. Bu konuda vicdanlara sesleniyoruz, başka da bir şey söylemiyoruz." dedi. CİHAN