CHP İzmir Milletvekili Atilla Sertel, çalıp çırpanların dışarıda, yazanların ve konuşanların içeride olduğu bir Türkiye'nin yaşandığını söyledi. "Namuslu polisler, görevini yapan polisler cezaevinde, sizin o suçlanan çocuklarınız kim bilir şimdi hangi keyiflerde, hangi eylemlerde, hangi işlerde." diyen Sertel, "17 Aralık soruşturmasını yürüten savcıları, hâkimleri görevden aldınız, 97 hâkim ve savcının yerini değiştirdiniz. Aklandınız mı? Toplum sizi akladı mı? Bence değil." dedi.
"Bir gün hukukun size de lazım olduğunu göreceksiniz. Size de adaletsizlik yapılsa samimiyetle söylüyorum, ben sizin de yanınızda olacağıma söz veriyorum." diyen Sertel, "İlhan İşbilen'e yapılanın olduğu gibi, sizin arkadaşınıza yapılanın olduğu gibi; onu da söylemek istiyorum. O da sizin sıralarınızda geçen dönemde Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekili olarak oturuyordu, ona yapıldığı gibi." değerlendirmesinde bulundu.
Geçici bütçe görüşmelerinin yapıldığı TBMM Genel Kurulu'nda konuşan Sertel, sözlerine "17-25 Aralık Yolsuzluk ve Rüşvet Haftası kutlu olsun." diyerek başladı. "Böyle bir haftayı Türk siyasi yaşamına bir gölge gibi düşüren ve haramla ve hırsızlıkla anılan AKP'li bazı bakanlara ve siyasilere de yazıklar olsun." diyen Sertel, var olan tapelerin gün yüzü gibi bütün yolsuzlukları ortaya koyduğunu vurguladı.
"HAKİM, SAVCI AYARLADINIZ; AKLANDIĞINIZI ZANNEDİYORSUNUZ"
"Hırsız savunulmaz, hırsız kimse, yargı önüne çıkarmak zorundasınız." diyen Sertel, şöyle devam etti: "Eğer hırsızlık yok ise bağırarak, çağırarak, yok'la aklayamazsınız. 'Akladık, Mecliste akladık çoğunlukla.' diyerek toplum gözünde asla aklayamazsınız. Adınız gibi olmanız gerekir, ak olmalısınız. Ak olmak için de siz bizden çok bu olayların sonuçlanması için karar almalısınız. Yoksa hepiniz zan altında kalırsınız. Siz ne yaptınız arkadaşlar biliyor musunuz? Yıllardır birlikte yürüdüğünüz, o büyük stadyumlarda 'Seni özeldik Hocam.', 'Neredesin Hocam?' diye nağmeler düzdüğünüz paralele yıktınız bu işi. Namuslu polisler, görev yapan polisler cezaevinde, sizin o suçlanan çocuklarınız kim bilir şimdi hangi keyiflerde, hangi eylemlerde, hangi işlerde. Başbakanın o dönemde Ergenekon davalarında bir cellat gibi kullandığı ve sonra yurt dışına kaçan Zekeriya Öz'ün altına zırhlı arabayı siz yolladınız ve Zekeriya Öz bu davayı yürütmeye başladığında Zekeriya Öz'ün ipini çektiniz. Sonra ne yaptınız? 80 rütbeli, 609 polisi görevden aldınız, hâkimleri, savcıları görevden aldınız, yer değiştirdiniz, savcı ayarladınız, hâkim ayarladınız ve aklandığınızı zannediyorsunuz. Asla değil. 17 Aralık soruşturmasını yürüten savcıları, hâkimleri görevden aldınız, 97 hâkim ve savcının yerini değiştirdiniz. Aklandınız mı, toplum sizi akladı mı? Bence değil."
Gerçeklerin bir gün gelip ortaya çıkacağını ve o zaman herkesin mahcup olacağının altını çizen Sertel, çalıp çırpanların dışarıda, yazanların, konuşların içeride olduğu bir Türkiye'de yaşandığına dikkat çekti. Sertel, "Hırsız, hırsızlığını yapar ve utanmaz. Asıl utanması gerekenler hırsızlığa göz yumanlardır, hırsızlığı hoş görenlerdir, hırsızlığı aklamaya çalışanlardır. Ama hırsızlık asla aklanmaz." ifadelerini kullandı.
"BİR GÜN HUKUKUN SİZE DE LAZIM OLDUĞUNU GÖRECEKSİNİZ"
Hukuku çok iyi bildiğini ve 6 yıl boyunca Ergenekon davalarını izleyen bir gazeteci olduğunu dile getiren Sertel, şunları söyledi: "Gazeteciler Cemiyeti Başkanıyım. Orada biz hâkimlerce, hâkimler tarafından yapılan bütün hukuksuzlukları, oradan, yerimizden bağırırken, buradaki, Meclisteki konuşmaları da çok iyi dinliyorduk. 'Bu davanın savcısı benim.' diyen kişiyi de çok iyi biliyorum, o davanın savcısına kimin araç gönderdiğini de siz çok iyi biliyorsunuz. Biz o davaları başından sonuna izledik. Arkadaşlarımız altı yıl hücrelerde, altı yıl boyunca o Silivri zindanlarında tutuldu, şimdi burada, Meclisteler. O arkadaşlarımızın çoluk çocuğundan ayrı kaldığı süreç ve ailelerinden ayrı kaldığı süreç sizin hukuksuzluğunuzdur. Ben hukuku çok iyi biliyorum. Ayrıca, bugün Can Dündar ve Erdem Gül cezaevinde yatıyorsa bu yeni bir hukuksuzluktur. Bu hukuksuzluğu yapan da Sayın Cumhurbaşkanıdır. Bu arkadaşlarımızla ilgili 'Görecekler gününü.' diyen ve savcılara işaret ederek, çoktan yazılmış, hiçbir şekilde suç unsuru taşımayan... Ve birçok bilinen konuyu yazan gazeteci arkadaşlarımız devlet sırrını ifşa etmek ve başka suçlarla haksız ve hukuksuz yere Silivri zindanlarına kapatılmıştır. Onlar da çıkacaktır ve siz onlardan da özür dileyeceksiniz ve gerçekten bir gün hukukun size de lazım olduğunu göreceksiniz. Size de adaletsizlik yapılsa samimiyetle söylüyorum, ben sizin de yanınızda olacağıma söz veriyorum, İlhan İşbilen'e yapılanın olduğu gibi. Sizin arkadaşınıza yapılanın olduğu gibi; onu da söylemek istiyorum. O da sizin sıralarınızda geçen dönemde Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekili olarak oturuyordu, ona yapıldığı gibi."
CİHAN