CHP Edirne Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köy İşleri Komisyonu üyesi Okan Gaytancıoğlu, Türkiye'deki tarım politikalarını eleştirdi. Gaytancıoğlu, "Türkiye'yi tarım yapamaz hale getirirseniz, dışarıdan 'saman' ithal edecek pozisyona getirirseniz, hayvancılığı bitirirseniz doğu ve güneydoğuyu boşaltırsanız terör de gelir, göç de gelir" dedi.
Türkiye'de Tarım Öğreniminin 170. Yıldönümü nedeniyle Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanlık Konferans Salonu'nda bir program gerçekleştirildi. Burada açılış konuşmalarını yapan Okan Gaytancıoğlu, Türkiye'deki tarım politikalarını eleştirdi. Türk tarımının temelinde yapısal sorunların olduğunun altını çizen Gaytancıoğlu tarımda ve eğitimde bir politika oluşturamadıklarından yakındı.
Gaytancıoğlu, şunları kaydetti: "Ziraat Fakültesi'ne girdiğim 1984 yılında Türk tarımının ciddi sorunları var diyorduk. Bu sorunların temelinde yapısal sorunlar var diyorduk. Hala bu yapısal sorunlar devam ediyor. Benim seçildiğim Keşan ilçesi Türkiye'nin en kirli havası olan yerlerinden biri. Bir ziraat mühendisi olarak konuyu mutlaka tarıma getirmemiz gerektiği için dün bir sempozyumda konuya şöyle başladım. 5 milyon hektar alanı boş bırakırsanız. Türkiye'yi tarım yapamaz hale getirirseniz. Dışarıdan 'saman' ithal edecek pozisyona getirirseniz. Kırsalı boşaltırsanız İstanbul'un Ankara'nın İzmir'in nüfusunu çoğaltırsanız varoşlarla insanları yerleştirirseniz ve plansız kentleşme oluşturursanız, tabii ki hava kirliliği olur. Bu Keşan için de olur, Ankara için de olur. Türkiye bir tezatlar ülkesi yani her şeyimiz var ama ithalat yapıyoruz. Anadolu bir 'gen' bankasıdır. Biz ciddi tarımsal potansiyeli olan bir ülke iken neden ithalat yapıyoruz? Ciddi manada ihracat potansiyelimiz de var bununla da övünüyoruz. Türkiye bitkisel yağ ihracatında tekstil ihracatında ön sıralarda bunların hammaddesi tarım. Ama baktığımızda bunların hammaddelerini ithal ediyoruz. Demek ki politika oluşturamıyoruz ve maalesef aynı politikayı eğitimde de oluşturamadık."
Ziraat fakültelerinin bir çekim merkeziyken neden bu hale geldiklerini anlatan Gaytancıoğlu şöyle devam etti: "Çok sayıda program değiştirdik niteliği artırabildik mi? Ziraat fakülteleri bir çekim merkeziydi neden bu hale geldik neden isim değiştirerek kurtarabileceğimizi düşünebiliyoruz. Sorun aslında yönetimde başlıyor. 2006 yılında bir yasayla tarım kanunu çıkartıyorsunuz. Diyorsunuz ki Gayri Safi Milli Hasıla'nın yüzde 1'ini tarıma destek olarak vereceğim diyorsunuz ve bunu vermiyorsunuz. Sonra'da Türk tarımını kalkındırmaya çalışıyorsunuz. Mühendislerinize iş bulmaya çalışıyorsunuz. İthalatı önlemeye çalışıyorsunuz önleyemezsiniz. Bir ülke üretmezse ve halkça bölüşmezse sorunlar çoğalır. İşte Türkiye'nin en önemli sorunlarından birisi de göçtür. Terörde bunun ana nedenlerinden bir tanesidir. Hayvancılığı bitirirseniz doğu ve güneydoğuyu boşaltırsanız terörde gelir göçte gelir. Bu ciddi sorunlar Türkiye'nin önemli konularıdır. Ben burada 2 gün sürecek bu sempozyumun sonunda tarım öğretiminin daha iyi dizayn edilmesini gerektiğini sektör için de ülkemiz adına da bekliyorum. Gerçekten en uygun modeli bulalım ama fakülte açarak ya da bölümlerin isimlerini değiştirerek bir cazibe merkezi oluşturmayalım. Çünkü kamuda da olsa özel sektörde de olsa herkes ziraat mühendisi arıyor. Bu noktada bazı anlayışların değişmesi gerektiğini düşünüyorum."
CİHAN