CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Türkiye'nin teröre mahkum olmadığını, Türkiye'nin kaderinin terör de olmadığını belirterek, "Oslo, İmralı, Dolmabahçe tutanakları, gerekirse bir kapalı oturumda TBMM üyeleriyle paylaşılmadır. Bu tutanaklar açıklanmadan terör bitmez. Neye evet, neye hayır denildi, ne verildi, ne alındı, ne sözler verildi bunları bilmemiz lazım. Türk milleti adına bilmemiz lazım." dedi.
Meclis'te basın toplantısı düzenleyen Engin Altay, Türkiye'nin dün 6, bugün 3 şehit haberiyle uyandığını belirterek 7 Haziran'dan bu yana 280 asker, polisi hükümetin tutarsız, beceriksiz Güneydoğu politikalarına, terörle mücadelesizlik politikalarına şehit verdiklerine dikkat çekti. Bunun kabul edilebilecek durumun çok ötesine geçtiğini vurgulayan Altay, terör örgütü PKK'nın, AK Parti döneminde ne kadar büyüdüğü, güçlendiğinin ortada olduğunu kaydetti.
TBMM Başkanı İsmail Kahraman'a bir çağrıda bulunan Engin Altay, şöyle konuştu: "Hükümetin bu beceriksizliği, Türkiye'de akan kanın artarak devam etmesi, TBMM'nin seyirci kalacağı bir durum değildir. Her vesileyle hükümetin terörle mücadelesine destek vereceğimizi belirtmemize rağmen kimi zaman terör örgütleriyle masaya oturan, kucaklaşan, kimi zaman verilen sözleri tutmayıp terör örgütleriyle kavga eden ama sonuçta hemen hemen bütün terör örgütlerine yardım, yataklık yaptığı tescillenmiş bir hükümet, Türkiye'nin, terör sorununu çözemez. Milli iradenin tecelligahı dediğimiz, en büyük güç, organ olan TBMM'nin, bu sorunu daha fazla seyretmesi kabul edilemez. TBMM'nin, bu sorunu daha fazla seyretmesi, Meclis'in kuruluş ve varlık nedenini inkar anlamına gelir. Meclis, bu vahim duruma derhal el koymalıdır."
Hiçbir hak talebinin, teröriste masumiyet, terörizme meşruiyet sağlamayacağını, hükümetin terörle etkin mücadele edebilmesi gerektiğinin altını çizen Altay, terörle, teröristle pazarlık yaparak terörün bitirildiği bir ülkenin bulunmadığına dikkat çekti. Hükümetin, terörle mücadelesini, terör örgütü perspektifiyle yapamayacağını ifade eden Altay, hiçbir güvenlik kaygısının temel hak ve özgürlüklerin gaspına dayanak olamayacağını söyledi.
"Hükümetin bu mücadeleyi bu şekilde sürdürmesini becerebilmesini çok isterdik. Ama geldiğimiz noktada artık bir, iki, üç tane olduğunda kanıksanan, normal sayılan tabloyu kabul etmemiz mümkün değildir." diyen Altay, TBMM'nin taziye çadırı olmadığını, Meclis'in gong sesiyle açılmasının ardından bütün partilerin grup başkanvekillerinin söz alarak "Şu kadar şehidimiz var, Allah rahmet eylesin" dediğini aktardı.
Meclis'in rahmet okuma değil, sorunu çözme yeri olduğunu dile getiren Altay, şunları anlattı: "Devlet hukuk çerçevesinde mücadele edebilmeliydi. Artık 'etsin' demiyorum. Hükümetin bitiremeyeceği kesinleşmiştir. Türkiye içindeki terörü bitiremeyen, körükleyen hükümetin, Suriye'de kimi terör örgütlerine destek vermesi, Suriye merkezi yönetimine savaş ilan etmesini de tam bir aymazlık olarak değerlendiriyoruz. Pişkin diktatör, BOP eş başkanlığından Riyad ittifakının taşeronluğuna tenzili rütbe ettirilmiştir. Kendisi de bu durumdan memnun görünmektedir. Türkiye ne emperyal güçlerin ne Riyad ittifakının taşeronluğunu üstlenecek bir devlet olmayı hak ediyor. Türkiye'nin itibarını daha fazla zedelemeye diktatörün hakkı ve haddi yoktur. Meclis Başkanı'ndan, diktatör istiyor diye partilere mektup yazıp, anayasa uzlaşma komisyonu adı altına bir komisyon kurmak için göstereceği gayreti, terörün bitirilmesi konusunda da bekliyoruz. Meclis Başkanı'nın en asli işidir."
Konuya ilişkin 4 somut şey söylediklerini anlatan Altay, "Türkiye teröre mahkum değil, terör Türkiye'nin kaderi değil. İlk olarak Oslo, İmralı, Dolmabahçe tutanakları, gerekirse bir kapalı oturumda TBMM üyeleriyle paylaşılmadır. Bu tutanaklar açıklanmadan terör bitmez. Neye evet, neye hayır denildi, ne verildi, ne alındı, ne sözler verildi bunları bilmemiz lazım. Türk milleti adına bilmemiz lazım." dedi.
Bütün siyasi partilerin eşit temsil edileceği, terörle mücadele, Kürt sorunuyla ilgili bir komisyonun Mecliste kurulması gerektiğini ifade eden Altay, ayrıca partilerin önereceği isimler arasından Meclis dışında ortak akıl kurulu ve TBMM'de gerçekleri araştırma komisyonu kurulması gerektiğini belirtti.
"Türkiye terör belasından kurtulmak istiyorsa, bu 4 şeyin acilen yapılması lazım. Öncelikle beklediğimiz TBMM Başkanı'nın, sorumluluklarının bilinciyle hareket etmesi ve bu işin asıl sahibinin, beceriksiz hükümet değil TBMM olduğu şuuruna varabilmesidir. Daha fazla şehit cenazesi, sivil kayıplar görmek istemiyoruz." diyen Altay, CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu'nun PYD'ye terör örgütü diyemediğine yönelik haberler hakkında ise "Tanrıkulu'nun metninin bütününe baktığınızda, 'PYD terör örgütü değildir' gibi bir anlam çıkarmıyorum. Bu terör örgütüne kim yardım, yataklık yaptı derseniz Türkiye Cumhuriyeti hükümeti ve hükümetleri, PYD terör örgütünü Ankara'da krallar gibi ağırladı. Suriye'de türbeye giderken TSK kiminle işbirliği yaptı? Salih Müslim'i kim ağırladı?" diye konuştu.
Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Bülent Arınç, Hüseyin Çelik görüşmesinin sorulması üzerine de Altay, "Belli ki AK Parti'yi Tayyip Erdoğan ile kuran en üst düzey arkadaşları bile Erdoğan'ın çılgın politikalarına daha fazla tahammül edemedikleri için Erdoğan ile yollarını ayırmış görünüyorlar. Erdoğan'ın süratle siyaseten yalnızlaştığının bir işareti olarak yorumlanabilir. Belli ki ayrılan arkadaşların, vatanseverlik, dürüstlük, barışçıllık konusunda Erdoğan'dan birkaç gömlek üstte olduklarının işaretidir." karşılığını verdi. CİHAN