CHP'ye kapatma davası açılmalı
Geçtiğimiz hafta bugün ülkemizde Yeni Anayasa mesaisi tamamlandı. Onsekiz maddelik Anayasa değişikliği yüzde 51.4'le milletin onayından geçti. Değişikliğin millet onayından geçmesiylede yönetimdeki çift başlılık ortadan kalkmış oldu.
Değerli dostlar, bu işin sevindirici yönüdür. İşin hoşa gitmeyen yönü ise sonuçların belli olmasından itibaren, CHP'nin yenilgiyi hazmedemeyen tavırlarıdır. Bunlar geride bıraktığımız haftada uğradıkları yenilgiyi örtmek için her yola başvurdular.
Mesela, CHP'nin başındaki adam çıktı ve 16 Nisanda yapılan referandumu tanımadıklarını ilan etti. Bununlada yetinmedi partisinin gurup toplantısında YSK Üyelerini koltuklarından indirmeklede tehdit etti.
Allah aşkına söyleyin, bu adam kendini ne zannediyor? Acaba bunların YSK Üyelerini koltuklarından indirecek kadar gizli güçleri mi var? Hani bu soruyu merak ettiğim için soruyorum. Çünkü, yasalarda YSK Üyelerini CHP koltuklarından indirir diye yazan bir madde yok.
Dostlar, işin beni korkutan tarafı, CHP sözcülerinin bu tür söylemlerle Gezi benzeri olayların yaşanmasına yol açmalarıdır. Eğer CHP sözcüleri böyle ortamı gerdiren söylemlere devam ederlerse, Gezi benzeri olayların yaşanması işten bile değildir. Buradan taraftarlarını tahrik eden söylemler ne deniyle CHP'ye bir kapatma davası açılmalıdır derim.
Allah korusun, Gezi benzeri olaylar yaşandığındada insanlarımızın nasıl zarar gördüğünü yaşayarak tecrübe ettik. Hiç kusura bakılmasın, bunun vebalide davayı açmayanların üzerine olacaktır. Bu konudaki son sözüm şudur: Ya CHP adam gibi muhalefet yapacaktır, yapmıyorsada bedelini ödeyecektir.
Hakkından gelemeyeceğiniz sözü neden verdiniz?
Referandum sonrası görüştüğüm bir dostum, "Seçim sonrası çöplerde oy pusulası aramak CHP'nin adetidir" dedi. Hani bunlar insanlara oylarını koruyacaklarının sözünü vermişlerdi. Bu konuda her türlü tedbiri aldıklarını söylemişlerdi.
Şimdi kamuoyu adına şu soruları CHP'ye yöneltiyorum: Niye siz referandumda yapıldığını iddia ettiğiniz o hileyi yapılırken önleyemediniz? Niye insanlara söz verdiğiniz gibi sandıkları koruyamadınız? Hepsinden önemlisi, hakkından gelemeyeceğiniz sözü neden verdiniz?