CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Manisa'da öğretmenlere yönelik yapılan operasyona sert tepki gösterdi. Öğrencilerin önünde öğretmenlerin gözaltına alınmasının kadınlara kelepçe takılması olayı kadar vahim bir olay olduğunu vurgulayan Özel, "Fakir öğrencilerin okutulması için, onlara burs vermek için ya da okul masraflarının ödenmesi için yapılan bu yardımların terör örgütüne ekonomik destek olarak görülmesini hukuken de son derece zorlama, son derece sorunlu bir yaklaşım olarak görüyorum. Bunların mesela lav silahı arıyorsun ama bakıyorsun kermeslerde yapılmış kol böreklerini satmış bu hanımlar mesela. Onlar 'lav silahı' ararken 'kol böreği' buldular kanıt olarak." dedi.
Cihan Haber Ajansı (Cihan)'na konuşan CHP Grup Başkanvekili Manisa Milletvekili Özgür Özel, Manisa'da polisin Öğretmenler Günü'nde düzenlediği operasyonda gözaltına aldığı 7'si öğretmen, 10 kişinin tutuklanmasını değerlendirdi. 18 yaşındayken, Manisa'nın daha sonra uzun yıllar çok kötü anılmasına sebebiyet verecek bir olayı yaşadığını dile getiren Özel, Manisa'daki akranların da Emniyet Müdürlüğü'nde işkence yaptıklarını ifade etti. 'Manisa'da gençlere işkence davası' olarak bilinen davanın kara lekesini Manisa'nın taşımak zorunda kaldığını dile getiren Özel, o dönemki emniyet müdürünü şimdi kimsenin hatırlamadığını ama bu olayın Manisa ile özdeşleştiğini kaydetti.
Manisa'da oturanların dışardan gelen herkese kuçak açtığına dikkat çeken Özel, istisnai de olsa tayin yoluyla Manisa'lı olanların gerçekten Manisa'da olanları yıllarca zorlukla sırtlarında taşıyacakları yükleri bırakıp gittiklerini belirtti. Bugünkü eminyet müdürü ve valinin tavrının da bu olduğunu dile getiren Özel, "Görevden uzaklaştırılan emniyet müdürü, kadınlara kelepçe taktığı gün ve şu anda göreve vekalet eden arkadaş da bir okulu basıp 24 Kasım Öğretmenler Günü'nde öğrencilerinin önünde gözaltı yaptığında ne yapmaya çalıştığını kendi vicdanına dahi anlatamaz. Bir gün gelecek ona bunu soracaklar ve o yukardan gelen emirlerden bahsediyor olacak. O açıdan son derece manidar; ama içindeki manada bir olumluluk yüklemeden söylemek gerekirse son derece utanç verici bir durumla karşı karşıyayız. Öğretmenler Günü'nde okulda gözaltı yapmak ne demek; kim kiminle niye böyle hesaplaşıyor bu kadar anlamlı bir günde. Özellikle de Atatürk'e başöğretmenliğin verildiği günün yıldönümünde Öğretmenler Günü'nün kutlandığı yerde öğrencilerin önünde, bu, kadınlara kelepçe takılması olayı kadar vahim bir olaydır." diye konuştu.
"HUKUKEN SON DERECE ZORLAMA VE SORUNLU BİR YAKLAŞIM AMA CADI AVI YAPILIYOR"
Suçlamanın terör örgütüne yardım iddiası olduğunu belirten Özel, bu mantığa göre bundan önce AK Parti'nin tüm Manisa milletvekillerinin, tüm il, ilçe başkanları ve yöneticilerinin hepsinin terör örgütüne yardım ve yataklık ettiklerini söyledi. Bunların da hakkında işlem yapılması gerektiğini dile getiren Özel, şöyle devam etti: "Eğer bugün terör örgütü kapsamına alınan bu camia, eğer bir terör örgütüyse, başındaki kişi terör örgütünün başıysa; onlara şu 2 sene önce 17/25 Aralık sürecinde artık bu yolsuzluklar görmezden gelinemez deyip de Cumhurbaşkanı'nın çocuğunun ve 4 bakanın üzerinden başlayan bu tartışma olmasaydı ve onlara şu anda sınırsız biat ettikleri Cumhurbaşkanı tarafından 'ilişkilerinizi keseceksiniz' talimatı verilmeseydi şu anda yine değişen bir şey olmayacaktı. Geçmişte bahsedilen toplantılara birlikte gittikleri, yardımda bulundukları, ekonomik katkılar sağladıkları, kendi söyledikleri öğrencilere toplanan katkılardan burs verildiği, okutulduğu, bu okullara durumu iyi olmayan ailelerin çocuklarının yerleştirildiğini hepimiz biliyoruz. Bu yapılanlar suçsa, terör faaliyetiyse; bunun geçtiğimiz 11 yıl boyunca da yardımcısı ve bu suçun ortakları da o dönemin AKP'lileri. Ne zamandan beri bir camia terör örgütü olmakla suçlanıyor; o günden sonra bugünkülere bakıyorlar. Madem bu iddianız doğruysa, arkasında duruyorsanız kabul edin 'biz de zamanında birlikteydik, yardım-yataklık ettik.' Fakir öğrencilerin okutulması için onlara burs vermek için ya da okul masraflarının ödenmesi için yapılan bu yardımların terör örgütüne ekonomik destek olarak görülmesini hukuken de son derece zorlama son derece sorunlu bir yaklaşım olarak görüyorum. Ama bir cadı avıyla karşı karşıyayız. Cumhurbaşkanının kendisi demişti cadı avıysa cadı avı diye. Dünyada hiçbir lidere sen cadı avı yapıyorsunu kabul ettiremezsin. O yaptığı herşeyi objektif kriterlere dayandırdığına ikna etmeye çalışır sizi ama bir tek bizimkisi cadı avıysa cadı avı diyor yani gece ile gündüzün birbirine karıştığı, bir alacakaranlık sırasında haklıyı haksızı aramadan, suçlu suçsuzu ayırmadan önüne kim gelirse alıp onu perişan etmek ve bunu da kabul etmek sadece ve sadece herhalde bizim Cumhurbaşkanımızın kabul edeceği bir şey. O, 'cadı avı yapacağız' dediği günden beri de Türkiye'de cadı avı yapılıyor zaten."
"BU İDDİANAMELERİ HAZIRLAYANLAR VE TALEP EDENLER, HUKUKİ VE VİCDANİ OLARAK ÇOK CİDDİ SORGULAMAYA TABİ TUTULACAKLAR"
Silah olmadan nasıl terör örgütü olunduğuna ilişkin bir soruya ise Özel, "Terörün tanımı ve silahlı bir terör örgütünden bahsedildiği bir noktada bize somut olarak gösterilmesi gereken şu; 'bu örgütün silahları bunlar, kullanmak için eğitilmiş kişiler bunlar. Biz bu şüpheyi bu delille güçlendirdik ve kanıtladık' demeleri lazım. Böyle bir şey ortada yok. Bunların mesela lav silahı arıyorsun ama bakıyorsun kermeslerde yapılmış kol böreklerini satmış bu hanımlar mesela. Onlar lav silahı ararken kol böreği buldular kanıt olarak. Bugün Türkiye'de bu iddianameleri yazanların, hazırlayanların ve bu iddianameleri talep edenlerin gelecekte hem mesleki kariyerleri açısıdan hem de hukuken ve vicdanen çok ciddi bir sorgulamaya tabi tutulacaklarını, mesleki kariyerleri açısından da gelecekleri için çok kötü işlere imza attıklarını düşünüyorum." karşılığını verdi. CİHAN