Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel, euronews'e verdiği özel mülakatta, "Ukrayna'ya daha fazla askeri teçhizat sağlamalıyız." dedi.
Görev süresi Aralık 2024'te sona erecek olan Michel, Ukrayna savaşından Orta Doğu'ya ve Brüksel'in Gazze'ye yönelik çifte standart sergileyip sergilemediği konularında euronews Brüksel muhabiri Shona Murray'ın sorularını yanıtlatı.
Yaklaşan Avrupa Parlamentosu seçimleri, Rusya'nın Ukrayna işgali, İsrail-Hamas savaşı, daha yeşil (çevre dostu) bir kıtaya geçiş ve çeşitli ekonomik zorluklar üzerinde AB'nin pozisyonunu önemli ölçüde etkileyecek politika değişikliklerini de beraberinde getirecek.
Haziran ayında 400 milyondan fazla Avrupalı seçmen sandık başına giderek Strasbourg merkezli Meclis'in yeni üyelerini seçecek. Akabinde yeni seçilen milletvekilleri de Brüksel'in bir sonraki yönetim kadrosunu belirleyecek.
Euronews muhabiri Shona Murray:
Seçmenlerin yüzde 46'sı, Avrupa kurumları olan Avrupa Konseyi ve Avrupa Komisyonu'nun etkisini azaltmak istediklerini, daha fazla gücün ulusal hükümetlere gitmesini istediklerini söylüyor. Bunu neye bağlıyorsunuz? Sizce bunun nedeni nedir? Bu, kurumların bir tür başarısızlığını, bir algı eksikliğini mi gösteriyor?
Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel:
"Hayır, şaşırmadım. Ancak diğer yandan, AB genelinde birçok kişinin, örneğin Covid-19'lakarşı karşıya kaldığımızda, cevabın, çözümün Avrupa Birliği düzeyinde olacağını bildiğini biliyorum. Eğer bir enerji krizi varsa, enflasyon varsa, iklim değişikliği ile ilgili zorluklar varsa...
Daha fazla Avrupa iş birliğine ve koordinasyonuna ihtiyacımız var. Ulusal düzeyle Avrupa Birliği düzeyini karşı karşıya getirmeye çalışmanın hata olduğunu düşünüyorum. Eğer güçlü üye devletlerimiz ve güçlü bir Avrupa Birliğimiz olursa, bu AB genelindeki tüm vatandaşlarımız için iyi ve olumlu olacaktır."
Euronews:
Ve Avrupa'da barış sağlama konusunda, dün dediğiniz gibi, "eğer Ukrayna'ya Rusya'yı durdurmak için yeterli destek vermezsek, burada bir sonraki hedef olabiliriz" Bunu son iki yılda çok duyduk, ama yeniden gündemde. Örneğin İspanya Savunma Bakanı'nın, insanların şu anda içinde bulunduğumuz büyük tehlikenin farkında olduğunu düşünmediğini söylediğini duyduk. Bunu neden şimdi söylüyorsunuz? Elinizde ne gibi kanıtlar var ve ne için çağrıda bulunuyorsunuz?
Charles Michel:
"Her şeyden önde insanlara gerçeği söylemeliyim. Rusya'nın Ukrayna'yı işgal kararıyla birlikte büyük bir meydan okumay ile karşı karşıya kaldık. Bu sadece Ukraynalılar için bir meydan okuma değil, demokratik ilkelerin temellerine inanan hepimiz için bir meydan okumadır. Ve ben bunun kesinlikle ciddi bir tehdit olduğuna inanıyorum.
Bu yüzden, gerekeni yaptığımıza ve yapmaya devam ettiğimize inanıyorum. Hemen Ukrayna'yı desteklemeye ve Rusya'ya yaptırım uygulamaya karar verdik ve birlik olduk. Ancak bu yeterli değil. Daha fazlasını yapmamız gerekiyor. Hızlı hareket etmemiz lazım. İşte bu nedenle bir kez daha Ukrayna'ya daha fazla askeri teçhizat, daha fazla mali destek sağlamak ve Rusya'ya karşı daha fazla baskı uygulamak için somut adımlar atmaya çalışıyoruz. Avrupa projesinin kurucu babalarının öncelikleri olan barış, güvenlik ve refaha inanıyorsak buna ihtiyacımız var."
Euronews:
Ancak siz bunun çok ötesine geçiyorsunuz. Bir savaş ekonomisi, yani Avrupa'daki tüm ekonomik sektörlerin seferber edilmesi çağrısında bulunuyorsunuz. Bu toplumların yapısında köklü bir değişim demek.
Charles Michel:
"Evet, tam olarak öyle. Ve kesinlikle daha fazlasını yapmamızı istediğim konusunda haklısınız. Neden mi? Çünkü son on yıllara bakarsak, Avrupa Birliği projesinin, ortak değerlere sahip olduğumuz ve daha fazla refah için iş birliği yapmamız gerektiği fikri üzerine kurulduğunu görüyoruz. Hepimiz ekonomik modelimizi uyarlamamız gerektiğinin farkındayız. İstikrar ve güvenliğimizi korumak için savunma endüstri tabanımıza çok daha fazla yatırım yapmamız gerekiyor."
Euronews:
Peki, neden şimdi bir savaş ekonomisi çağrısı yapıyorsunuz? Ukrayna'daki durumun bir çıkmaza girdiği, gelecek yıl Ukrayna için herhangi önemli kazanç öngörülmediği için mi?
Charles Michel:
"Bir yandan, Ukrayna'nın direnme ve geri püskürtme başarısının çok iyi olduğunu düşünüyorum, ancak Karadeniz'de daha fazla kontrol sağlama başarısı yeterli değil. Bu çok önemli. Çok fazla konuşmuyoruz belki, ama stratejik açıdan önemli.
Diğer yandan, Rusya'nın, mühimmat ve askeri teçhizat açısından askeri anlamda daha güçlü bir konumda olduğu da bir sır değil. İşte bu yüzden daha fazla askeri teçhizat sağlamamız gerektiğine dair bir aciliyet hissi var. İki yıl sonra değil. Çok geç olur. Şimdi, şu anda...
Bu nedenle örneğin Çekya'nın girişimini somut olarak destekliyoruz. Çek makamlarının diğer birçok ülkeye birlikte askeri teçhizat satın alma teklifinde bulunma kararını takdirle karşılıyorum, böylece bu teçhizat çok hızlı bir şekilde Ukrayna'ya ulaştırılabilir."
BM'de konuşan Batılı doktorlardan Gazze yorumu: İsrail, Refah'ı işgal ederse kıyamet gibi olur
AB liderleri bir ilke imza atarak Gazze'de nihai ateşkes çağrısında bulundu
Euronews:
Bir diğer önemli konu olan Orta Doğu'daki duruma geçmek istiyorum zira Avrupa Konseyi Başkanı olarak görevinizin bir parçası da AB üye ülkeleri arasında karmaşık konularda fikir birliği sağlamak. Hamas'ın 7 Ekim'de İsraillilere karşı gerçekleştirdiği acımasız terör saldırısına İsrail'in verdiği yanıtın bir sonucu olarak şu anda Gazze'de oldukça yürek parçalayıcı sahneler görüyoruz.
Ancak Josep Borrell'in de söylediği gibi açlığın bir savaş yöntemi olarak kullanılması, çocuk ölümlerinin muazzam boyutlara ulaşması ve ampütasyonlar için temel tıbbi malzeme eksikliği gibi konuları duyuyoruz. Bu durum AB'yi zayıflattı mı? Çifte standart olabileceğini, İsrailli siviller ve Ukraynalı siviller için olduğu kadar Filistinliler için birlik ya da sempati olmadığını düşünüyor musunuz?
Charles Michel:
"Öncelikle, Avrupa Birliği düzeyinde giderek daha fazla birlik olduğumuzu gözlemliyorum. Ancak doğruyu söylemeliyiz. Bu tam da başlangıçta, Hamas tarafından başlatılan bu saldırının ardından oldu. Hamas'ın kınanması konusunda aynı görüşteydik. Bunun korkunç bir terör saldırısı olduğuna şüphe yok. Ancak öte yandan Avrupa Konseyi'nde oybirliğiyle bir tutum sergilemek daha zordu. Neden mi? Çünkü üye devletlerimizin İsrail ve Filistin ile kendi ilişkileri, kendi tarihleri var.
Ancak çok önemli olan şu ki, büyük bir ilerleme kaydediyoruz. Birkaç gün içerisinde, iki ya da üç temel sütuna dayanan çok güçlü bir mesajla birleşeceğimizden çok eminim.
1. İnsani erişim Çifte standart yok. Her sivilin hayatı önemlidir. Bu son derece açık olmalıdır. Uluslararası düzeyde inandırıcı olmak istiyorsak, AB'den gelen tüm iletişim bu konuda son derece net olmalıdır.
2. Bölgesel gerilimin daha da tırmanmasını önlemek için her şeyi yapmalıyız. Lübnan, Kızıldeniz. Siyasi ve diplomatik açıdan her şeyi yapmak son derece önemlidir.
3. İki devletli çözüme tam destek veriyoruz. Ve bu konuda 27 üye ülke, bu önemli konu üzerinde herhangi bir belirsizlik olmaksızın hemfikirdir.