SEVİNÇ ÖZARSLAN- BOLD MEDYA
Cezaevlerinin fiziki ortamı koronavirüs salgınına davetiye çıkarıyor.
Pandemi başladığından bu yana birçok mahpus koronavirüse yakalandı.
Bazıları hastaneye geç götürüldüğü için hayatını kaybetti. Tutuklular içeride, aileleri ise dışarıda endişeli.
İki yıldır İzmir Şakran Cezaevinde tutuklu kimya öğretmeni Hasan Didar (42), kayınvalidesine gönderdiği mektupta salgının cezaevlerini ciddi bir şekilde tehdit ettiği bu dönemde yaşamaya mecbur bırakıldıkları koğuş ortamını yazdı.
Bold'dan Sevinç Özarslan'ın haberine göre, Didar, en fazla 8 kişinin kalabileceği 45 metrekarelik alanda 24 kişinin yaşamaya çalıştığını söyledi.
14 kişinin ranzada, 10 kişinin de yer yataklarında uyuduğunu belirten Didar, “Pencereler ve havalandırma yetersiz olduğundan nefes alamıyoruz. Koronavirüsün ciddi bir salgın olduğu bugünlerde 24 kişi oksijensiz, sporsuz, dip dibe yaşamaya çalışıyoruz.” dedi.
Koğuşlarında tek bir banyo ve tuvalet olduğunu vurgulayan Didar, 24 kişinin gece gündüz sıra beklediğini ve kişisel ihtiyaçlarını karşılayamadığını ifade etti.
İki katlı koğuşun 25 metrekarelik alt katında yemek yediklerini söyleyen Didar, kişi başına bir metrekarenin düştüğü alanın İzmir Kemeraltı Çarşısı’ndan daha kalabalık olduğunu, soğuk ve yağmurlu havalarda durumun daha da zorlaştığını belirtti.
Mutfak, tuvalet ve banyonun iç içe olduğu koğuşta hijyenik bir ortamın sağlanmasının zorluğuna dikkat çekti.
12 Mart 2018’den bu yana İzmir Şakran 3 No’lu T Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevinde kalan Hasan Didar, en son İzmir’de kapatılan bir etüt merkezinde çalışıyordu.
Cemaat soruşturmaları kapsamında tutuklanan Didar, 6 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırıldı, dosyası Yargıtay tarafından onaylandı.