Anadolu Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Murat Cengiz Hortoğlu, birlik ve beraberlik mesajı verdi. Hortoğlu, "Eğer bir millet olacaksak sadece vatanı, bayrağı, toprağı sevmek yetmez. Aynı zamanda birbirimizi sevmek zorundayız. Birbirimizi kucaklamalıyız. Özellikle 7 Haziran'dan sonra 4 aylık süreçte bu ülkenin başına gelenlere bakınca aslında bu çabalarımızın ne kadar önemli ne kadar zaruri ve ihtiyaç olduğunu bir kere daha görüyoruz. İktidarı korumak adına günahlara girmeyin. Şerle galip gelen mağlup olmuştur." dedi.
Anadolu ve Bektaşi Federasyonu tarafından Yeşilköy Polat Renaissance Otel'de düzenlenen Muharrem ayı oruç açma programı Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Ezan okundu ve lokma duasından sonra oruçlar açıldı. Programın açılış konuşmasını Anadolu Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Murat Cengiz Hortoğlu yaptı. Türkiye'de son aylarda yaşananları örnek gösteren Hortoğlu, "Geçmişte yaşadıklarımız özellikle 7 Haziran'dan sonra 4 aylık süreçte bu ülkenin başına gelenlere bakınca aslında bu çabalarımızın ne kadar önemli ne kadar zaruri ve ihtiyaç olduğunu bir kere daha görüyoruz. Toplumumuz çok ciddi duygusal ve psikolojik bir savrulma yaşıyor. Kutuplaştık, sevgi dilinin yerine nefret dili bıraktık. Herkes adeta kendi kantosunu oluşturdu. Kendinden olana aşırı bir tazim, iltifat, sadakat. Kendi gibi olmayana da aşırı bir tevziat, yaftalama, suçlama, her şeyden sorumlu görme eğilimi. Kalbimizin aynı anda atması gereken milli maçta bile acılarımızı birleştirmeyi başaramadık. Kürtlerin Mevlanası Ahmed-i Hani'nin, Hacı Bektaş-ı Veli'nin ve Mevlana Celaleddin Rumi'nin torunları. Birbirimize böyle mi davranmalıydık. Bu ülkede sevgisizleştik. Bu ülkenin dilencileri bile bunun farkındalar. Allah sevdiğine kavuşturdun diye dua ediyorlar. Çünkü bu ülkenin insanları ne sevgiye ne sevdiğine kavuşur hale geldi. Bu sevgisizlikle birbirimize karşı mesafeler koymaya başladık." diye konuştu.
Toplumda sosyolojik fay hatları oluştuğunu ifade eden Hortoğlu, şöyle devam etti: "Bir enerji birikmesi söz konusu. Bu enerjinin bir gün depreme dönüşme riskleri var. Peki, ne yapacağız? Birbirimizi sevmek zorundayız. Eğer bir millet olacaksak sadece vatanı, bayrağı, toprağı sevmek yetmez. Aynı zamanda birbirimizi sevmek zorundayız. Kollarımızı aynen bir saatin akrep ve yelkovanı gibi 9 – 15 açmalıyız. Birbirimizi kucaklamalıyız. Birbirimize şefkatle sarılmalıyız. Ta ki dışarıda bıraktığımız bir mahzun gönül kalmasın. Bunu hak için yapmalıyız. Bu tek başına yeterli ve sağlam bir gerekçe. Biz bu toprakların ilk sahipleri değiliz. Son sahipleri olmak için birlik ve dirlik içinde olmalıyız."
Konuşmasında, hukukun önemine vurgu yapan Hortoğlu, "Eğer bizler çevremizde yanan ateşten kendimizi korumak istiyorsak, bu vatanı bir ve diri halde tutmak istiyorsak işte o zaman gerçek bir hukuk devleti içerisinde birbirimize sarılmak zorundayız. Sağlam bir ortaklık kurmak zorundayız. Eğer bu ortaklığı başaramazsak o zaman bu ülkede birlikte yaşama imkanı bulamayacağımız gibi çevremizdeki o ateşin içine de kendimizi bulmak mümkün." dedi.
İKTİDARI KORUMAK ADINA GÜNAHLARA GİRMEYİN
Hazreti Hüseyin'i şehit eden Yezid'in 38 yaşında bu dünyadan göçtüğünü hatırlatan Hortoğlu, "3 yıl iktidarda kalabildi. Sadece 3 yıllık dünyalık bir saltanat için değer miydi İmam Hüseyin ve evradı Resulün kanına girmeye? İktidarı korumak adına günahlara girmeyin. Hazreti Ali'nin dediği gibi günahlara yenilerek elde edilen zaferler muzafferiyet sayılmaz. Şerle galip gelen mağlup olmuştur. Haysiyetsiz yöntemlerle şerefli makamlara varılmaz. Onun için eğer Allah size bir yöneticilik imkanı verdiyse bunun kıymetini bil ve halkımıza daha iyi yaşama yollarını bulun. Yoksa esfeli safiline düşersiniz. Ama aynı zamanda Allah yöneticilere eşrefi makama çıkma imkanı da vermiştir. Bu şansı kullanmak yöneticilerin elindedir." ifadelerini kullandı.
İŞADAMI ZEYNEL ABİDİN ERDEM: ÖNCE KARDEŞÇE YAŞAYACAĞIZ
İftar programını finanse eden işadamı Zeynel Abidin Erdem, "Bizim kurtuluşumuzun yolu belli. Önce kardeşçe yaşayacağız. Birbirimizi sayacağız. Hürmet edeceğiz. Anlayış farkımızı mozaik kabul edip öne çıkaracağız. Onu yaparken de birbirimizi öveceğiz, yermeyeceğiz. Birbirimizi itmeyelim. Politikacılardan istirham ediyoruz. Ötekileştirmeyelim birbirimizi. Ötekileştirdiğimiz zaman kamplar olacak. Kamplar bölündükçe düşmanlıklar başlayacak. Düşmanlıklar başlayınca taraflar olacak. Taraflar olunca da birilerinin yanında yer alıp silahlanacaklar. Sonra ne olacak? Beraber yaşamak zorundayız. Şartlar ne olursa olsun." şeklinde konuştu. ,
ADNAN POLAT: RAMAZAN'DA SÜNNİLER ALEVİLERE, MUHARREM'DE ALEVİLER SÜNNİLERE İFTAR VERSİN
Otelinde iftar veren işadamı Adnan Polat, "Türkiye'de değişik etnik kökenlerden gelen değişik dinlerden gelen ve aynı dinin değişik düşüncesinde olan ama özünde bir olan insanlar topluluğu yaşıyor. Baktığımız zaman bugün ülkemizde ciddi bir terör sıkıntısı yaşıyoruz. Bundan herkes nasibini alıyor. Fakat Türkiye'de başka problemler yaratmaya çalışıyorlar. Türkiye'de bir Alevi - Sünni problemi yaratmaya çalışıyorlar. Fakat sokağa baktığınız zaman bu insanların bir Alevi-Sünni diye bir derdi yok. Müslümanlığa baktığınız zaman bu insanların Allah'ı, peygamberi, kitabı ve dini bir. Bu biri ulu bir çınar olduğunu düşünürseniz o çınarın dalları Alevi-Sünni ve diğer mezheplerdir. Bu dalları kestiğimiz zaman nasıl bir görüntü hayal edersiniz? Sokaktaki insanın bir problemi yok ama bunu yaratmaya çalışıyor. Bizde dedik ki; toplumda belli noktalara gelmiş her kesimden insanı bir araya getirelim. Ramazan'da Sünniler Alevi kardeşine iftar versinler. Muharrem ayında Aleviler Sünni kardeşlerine iftar versinler." diye konuştu.
YAVUZ BÜLENT BAKİLER: KİTAPTAN KOPMUŞSAK BİRLİĞİ MUHAFAZA ETMEMİZ MÜMKÜN DEĞİL
Şair ve yazar Yavuz Bülent Bakiler, cahilliğin sorunlara yol açtığına dikkat çekti. Bakiler, "Evlerimizin yüzde 60'ı kitapsız ise sözüm ona aydın geçinen insanlarımız hitaptan kopmuş ise o memlekette dirliği, birliği muhafaza etmemiz mümkün olmaz. Batı dünyası neden doğu üzerinde hassasiyetle duruyor? Doğu Anadolu'daki Kürt kardeşlerimizi bunu bir türlü anlatamadık. Batının seninle uzaktan yakından bir ilgisi yok. Meselenin aslında milletimizin cehaleti vardır. Hacı Bektaş Veli'yi çocuklarımıza anlatabiliyor musunuz? Aleviler de Sünniler de Hacı Bektaş Veli'yi bilmiyor. Çünkü okumuyorlar. Okumadıktan sonra nerden bilecekler? Dün Madımak'ı yakan cahiller bugün gelir müzeyi de yakmaya çalışırlar. Önemli olan bu cehaleti ortadan kaldırmaktır. O da okumakla olur. Meselenin esasında dipsiz bir cehalet yatmaktadır. Bu miller bu iktidarlar cehaleti ortadan kaldırmadan biz birliğimizi, dirliğimizi kuramayız." dedi.
VALİ VASİP ŞAHİN: CEHALET İÇERİSİNDEYİZ, BİRBİRİMİZİ TANIMIYORUZ.
İstanbul Valisi Vasip Şahin de iftar programın katıldı. Şahin, "Birbirimizin cahiliyiz. Birbirimizi tanımamız lazım. Bunun için de iyi okumamız, kaynaklarından okumamız, sahih bilgilerle bilgilenmemiz gerekir. Tüm Ortadoğu'da yaşayan insanlar olarak inanan, inanmayan, Alevi veya Sünni, en fazla ihtiyacımız birbirimizi tanımak. Bir araya geldiğimizde şunu görüyoruz ki aslında bizim birbirimize azami müştereklerimiz var. Asgari ihtilaflarımız var. Ne yazık ki biz azami müştereklerimizi bırakıp asgari ihtilaflarımızla yüzlerce yıldır debelenip duruyoruz. Birbirimizi boğuyoruz." şeklinde konuştu.
CİHAN