Hakim ve savcı
tayinlerine ilişkin “
Yaz Kararnamesi”
HSYK’daki kilitlenme nedeniyle çıkamıyor ve
Türkiye yine askerlerle ilgili spekülasyonların kol gezmeye başladığı bir ortamda “siyasi gerilim” hattı üzerinde.
HSYK üzerinden yürütülmek istenen bir “
Ergenekoncu kontratak” ile karşı karşıyayız.
Bir ay kadar önce “askerler
sivil yargıya yasası” çıktığı
vakit, Mardin’de bir gece sohbet ederken
Diyarbakır eski
Baro Başkanı bana “Bu yılki HSYK toplantısı tarihi nitelikte olacak. Tayin
kararnamesine dikkat” diye “
alarm” vermişti ama ben,
itiraf edeyim, bu uyarıyı önemle zihnime kaydetmemiştim. Bir meslek grubu ilgilendiren rutin bir
uygulama özellikle dikkat sarfettiğim bir konu olmamıştı.
O haklı çıktı zira gelinen noktada bir “rutin uygulama”ya ilişkin “bürokratik bir tıkanıklık” ile yüzyüze değiliz. HSYK, Ergenekon savcılarının tümünü,
mahkeme heyetini, Güneydoğu’da 1990’larda
JİTEM marifetiyle işlenmiş olduğu anlaşılan “
faili meçhul cinayetler” üzerindeki örtüyü ilk kez kaldırmakta olan savcı ve hakimleri görevlerinden uzaklaştırmak konusunda harekete geçmiş durumda.
“Ergenekoncu kontratak”tan kasıt budur ve bu “kontratak”a siyasi iradenin karşı koyması nedeniyle tayin kararnamesi bir türlü yayınlanamıyor. Zira,
Adalet Bakanı ile müsteşar, kararnamenin
imza aşamasına geldiği bir sırada, 13 Temmuz’da HSYK’nın diğer 5 üyesinin aniden Ergenekon ve faili meçhul cinayetlerle ilişkin
dava ve soruşturmada görev almış olan savcı ve hakimleri değiştirmek amacıyla getirdikleri taslağı müzakere etmeyi reddettikleri için, iş tıkandı.
Müzakere yapılmadan karar da alınamıyor.
Birkaç gündür, “HSYK’nın 5 üyesinin ağır asker baskısı altında hareket ettiği” dedikodusu bizim de kulağımıza geldi. Öyle mi, değil mi bilmiyoruz ama o 5 üyenin Ergenekon ve faili meçhul cinayetler soruşturmalarının yönünü değiştirecek, hatta hasır altı edilmelerine yol açabilecek bir gayret içine girdikleri pek gizlenemez bir halde.
*** *** ***
Türkiye gündeminde yer alan herhangi bir konu, medyada kendi uzmanlarını yaratır. Ergenekon dendiğinde
Ankara’da neler döndüğüne ilişkin kulağımızı uzattığımız bu konunun önde gelen uzmanlarından biri
Star Gazetesi Ankara Temsilcisi Şamil
Tayyar.
Şamil Tayyar’ın son günlerde yazdıklarını dikkatle okuyorum. Dünkü yazı başlığı “Yuh Artık” idi. Bugüne dek kendisinde pek rastlanmayan sözcükler yazı başlığına yansımıştı. Yazısı şöyle başlamıştı:
“Dün ulaştığımız bazı bilgiler, bize ‘pes doğrusu’ dedirtti. Bu kadar cüretkar olacaklarını hiç beklemiyorduk. Estergon Kalesi gibi Ergenekon çıkışını kapatmış durumdalar. Neredeyse ölümüne savunuyorlar. Sanki Majino Hattı oluşturmuşlar. Hikayenin gerisi ve direnç noktaları, HSYK üyelerinin asıl derdinin farklı olduğunu gösteiyor. Ayrıca, tek başlarına hareket etmedikleri, rap rap seslerinden cesaret buldukları izlenimi doğuyor. Arkalarında ‘güçlü’ bir irade olmadan böylesine bir
savunma hattında dizilmeleri, başka nasıl açıklanır, izahı zordur.”
Sözünü ettiği HSYK’nın 5 üyesi.
Şamil Tayyar, hakimler ve savcılar tayin kararnamesi krizinin “perde arkası” öyküsünü gün, gün, tarih vererek ayrıntısıyla anlatmış, ayrıca hangi hakim ve savcıların “topun ağzında” olduğunu da isim isim belirtmiş.
Bir gün önceki yazısının başlığı “Sivil yargılamanın rövanşı” idi, iki gün önceki ise “HSYK’da Ergenekon şoku”. O yazının şu satırları özellikle dikkat çekiciydi:
“... HSYK’da bazı üyeleri bu kadar cesaretlendiren ne oldu? Bu soruya verilecek
cevap önemli. Biliyorum, ilk aklınıza gelen, ‘CHP’yi cesaretlendiren neyse, HSYM’yı cesaretlendiren de’ odur cevabıdır.
Doğruysa, çok vahimdir. Böyle bir durumda; askere sivil yargı yolunu açan yasaya tepkili TSK’nın 28
Şubat sürecindeki gibi tüm güç odaklarını harekete geçirmek istediği algısı oluşur ki, buna inanmak istemem... Ama aksi olursa, yani söylenti doğrulanırsa, hükümet,
Ağustos Şurası’nda büyük bir operasyona ihtiyaç duyabilir. Bazı komutanlara emeklilik yolu gözükebilir.
Şimdi ne olacak?
Adalet Bakanlığı, HSYK Başkanvekili’nin önerilerine şiddetle karşı. Böyle bir kararnameye imza atmak niyetinde değil. Çünkü, böyle bir karar, Ergenekon ve diğer davaları Susurluk’a, Şemdinli’ye dönüştürür...
Bir bakarsınız, bu yıl kararname hiç çıkmaz.”
*** *** ***
Kararnamenin hiç çıkmaması, 2000’e yakın tayin bekleyen hakim ve savcıyı aileleriyle birlikte
mağdur edecek. Kararnamenin, HSYK’nın 5 üyesi ve destekçilerinin istediği doğrultuda çıkması ise, Türk demokrasisini ve Türkiye’nin geleceğini –on milyonlarca insanı ve birkaç kuşağı birden- mağdur edecek.
Askeri
vesayet rejiminin, demokrasiye karşı “kontratağı”nın başarısını tescillemiş olacak.
Böyle bir durumu önlemek amacının sonucunda; şayet bu yıl kararname hiç çıkmazsa?
Çıkmasın!