Suudi Arabistanlı gazeteci Cemal Kaşıkçı, 2 Ekim 2018'de İstanbul'da gittiği Suudi Arabistan konsolosluğunda öldürülmüştü. Kaşıkçı'nın cesedi bugüne kadar bulunamadı.
Cemal Kaşıkçı'nın Riyad'dan gelen 15 kişilik bir ekip tarafından başkonsoloslukta öldürüldüğüne ve hâlâ bulunamayan cesedinin parçalanarak ortadan kaldırıldığına inanılıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan da Veliaht Prens bin Salman'ın adını telaffuz etmemesine rağmen, o dönemde üst düzey Suudi yetkilileri suçlamıştı. Cumhurbaşkanlığı ve istihbarat kaynakları uluslararası basına cinayetle ilgili çok sayıda bilgi sızdırmış, buralarda çıkan haberlerde de Muhammed bin Salman işaret edilmişti.
İki ülke arasında gerileme neden olan Kaşıkçı cinayeti ile ilgili 26 sanıklı dava Erdoğan'ın Suudi Arabistan'a ziyarete gitmesinin önünde en büyük engeldi.
Bu engel bugün kalktı ve Dosya, Adalet Bakanlığı'nın olumlu görüşü üzerine Suudi Arabistan'a devredildi.
İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Suudi gazeteci Kaşıkçı'nın 2018 yılında İstanbul'da öldürülmesine ilişkin davanın ve 31 Mart'ta yapılan duruşmasında, savcı yargılamanın durmasını ve dosyanın Suudi Arabistan makamlarına devrini talep etmişti.
Mahkeme heyeti, savcının talebi hakkında Adalet Bakanlığı'ndan yazılı olarak görüş istenmesine karar vermişti.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ da hemen ardından, dosyanın Suudi Arabistan'a devri için İstanbul 11'inci Ağır Ceza Mahkemesi'ne olumlu görüş bildireceklerini söylemişti.
Bakanlıktan gelen görüş sonrası sabah saatlerinde Cemal Kaşıkçı dosyasının Suudi Arabistan’a devredildiği ve cinayet davası dosyasının Riyad’a gönderildiği açıklandı.
AVUKATLARDAN İTİRAZ
11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada avukat Gökmen Başpınar, Adalet Bakanlığı'nın olumlu görüşüne itiraz ederek, şunları söyledi:
– Adalet Bakanlığı'nın kararı, kanuna aykırıdır. Suudi Arabistan'da bir kovuşturma bulunmamaktadır. Kovuşturma orada tamamlanmış ve sanıklar hakkında beraat kararı vermiştir. Beraat kararı verilen sanıklar hakkında Türk mahkemelerinin yargılamaya devam etmesi açıktır. Gönderilirse, kanuna aykırı bir işlem yapılır. Açılmış bir dava da var. İdare mahkemesi tarafından verilecek yürütmeyi durdurma sonrası farklı bir resim çıkacaktır.
“TÜRK HALKINA KARŞI SORUMSUZLUK”
– Suudi Arabistan ile Türkiye arasında herhangi bir ikili anlaşma yok. Adaletin olmadığı bir ülkeye teslim ediliyor olması Türk halkına karşı yapılmış sorumsuzluk örneği teşkil etmektedir. Sanıkların ifadesinin Suudi Arabistan'da alınması gerektiğini söylemiştik, bunu tekrarlıyoruz.
Muhalif gazeteci Cemal Kaşıkçı, Yalova’nın Termal ilçesine bağlı Samanlı köyündeki bir villada yaşıyordu.
– Durma kararı kanuna aykırıdır. Suudi Arabistan'da karar verilmiş ve kesinleşmiştir. İdare mahkemesinden gelecek sonucun beklenmesini, yargılamaya kaldığı yerden devam edilmesini, bakanlığın görüşünün reddedilmesini, davanın devam etmesini talep ediyoruz.
“KUZUYU KURDA EMANET ETMEYELİM”
Avukat Ali Ceylan da “Kuzuyu kurda emanet etmeyelim. Türk milletinin onurunu, haysiyetini koruyalım, böyle bir karar vermeyelim” diye konuştu.
Duruşmaya Sınır Tanımayan Gazeteciler Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu, Uluslararası Af Örgütü Türkiye Kampanya Sorumlusu Milena Büyüm, İnsan Hakları İzleme Örgütü Türkiye Raportörü Emma Sinclair katıldı.