İktidar yanlısı medyanın emekli öğretmen ve gazeteci Haydar Meriç cinayetini Hizmet Hareketi’ne yıkma çabası, eski polis İbrahim Güneş’in ifadesiyle boşa çıktı. Daha önce verdiği ifadede cinayetle sorumlu tutulan polisleri suçlayan Güneş, yandaş medyada çıkan haberler üzerine İstanbul Emniyeti’ne giderek yeniden ifade verdi. Polisleri suçlayan ifadesini baskı altında ve bazı vaatler karşılığında verdiğini itiraf eden Güneş, “Şubat 2015 tarihinde meslekten ihraç edildim. İhraç edildikten sonra bir daha da İbrahim Çıldır’ın yanına gitmedim. Şube müdürlüğümüz de Haydar Meriç’in konusunda diğer arkadaşlar gibi ifade verirken suçu hep Şube Müdürümüz İbrahim Şimşek’in üzerine atmıştım. Ben bu ifademi mesleğe geri dönebilme vaadiyle vermiştim. Verdiğim bu ifademin geçersiz sayılmasını talep ediyorum.” dedi.
Meslektaşlarını suçlaması istenmiş
Haydar Meriç’in öldürülmesi olayında çarpıcı gelişmeler yaşandı. Kırklareli Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube’de görev yapan ve bir süre mahkeme kararıyla Haydar Meriç’i dinlediğini belirten İbrahim Güneş, daha önce verdiği ifadesini geri çekti. Güneş, İstanbul Emniyeti Organize Suçlar Şube Müdürlüğü’nde yeniden ifade verdi. Usulsüz dinleme operasyonları kapsamında polislikten ihraç edilen İbrahim Güneş, kendisine cinayetle ilgili ‘Hizmetten olduğu düşünülen polsleri suçlaması halinde meslekten çıkarılmayacağı sözü’ verildiğini, ancak bu sözün tutulmadığını anlattı.
Geri dönmek için teklifi kabul ettim
İbrahim Güneş, o dönem Edirne Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürü olarak görev yapan İbrahim Çıldır’ın kendisini oyuna getirdiğini, Çıldır’ın kendisine “istenilen yönde ifade verirsen, mesleğe geri dönmeni sağlayacağım” dediğini aktardı. Eski polis İbrahim Güneş ifadesinde şöyle dedi: “Usulsüz dinleme iddiasıyla açılan idari soruşturma ile birçok memur gibi ben de açığa alınmıştım. Açıkta olduğum süre içinde Kırklareli İstihbarat Şube’de eskiden çalışması hasebiyle tanıdığım İbrahim Çıldır bana İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nde Haydar Meriç’in öldürülmesine ilişkin bir soruşturma yürütüldüğünü, bilgi edinme kapsamında Haydar Meriç’in öldürülmesine dair istenen şekilde ifade vermem halinde, mesleğe geri dönebileceğimi söyledi. İbrahim Çıldır, bu konuda referansın İstihbarat Daire Başkanı Engin Dinç olduğunu söyledi. Ben de açıkta kalarak mağdur olmam hasebi ile ve mesleğe geri dönüp geçimimi temin edebilme maksadıyla İbrahim Çıldır’ın teklifini kabul ettim.
Suçu İbrahim Şimşek’e attım
İstanbul ilimizdeki şube müdürlüğümüze 15 Ağustos 2014 tarihinde gelerek Haydar Meriç soruşturmasında İbrahim Çıldır ve diğer arkadaşların verdikleri ifadelere benzer şekilde beyanda bulundum. İbrahim Çıldır’ın Engin Dinç’i referans göstererek mesleğe geri döneceğime ilişkin vaadi boş çıktı. 23 Şubat 2015 tarihinde meslekten ihraç edildim. İhraç edildikten sonra bir daha da İbrahim Çıldır’ın yanına da gitmedim. Şube müdürlüğümüzde Haydar Meriç’in konusunda diğer arkadaşlar gibi ifade verirken suçu hep Şube Müdürümüz İbrahim Şimşek’in üzerine atmıştım. Ben bu ifademi mesleğe geri dönebilme vaadiyle vermiştim. Verdiğim bu ifademin geçersiz sayılmasını talep ediyorum.”
MİT görevlisi sık sık görüşüyordu
İbrahim Güneş, Haydar Meriç’i mahkemeden izinli önleme dinlemesi kapsamında bir süre dinlediğini, maktulün sık sık görüştüğü kişiler arasında Ahmet Daşdan adlı MİT görevlisinin de bulunduğunu belirtti. Meriç’in MİT’çi Ahmet Daşdan ile yaptığı görüşmelerden geçmişte irticai faaliyetler konusunda MİT’e muhbirlik yaptığı sonucunu çıkardığını belirtti.
İfadesinde Haydar Meriç’in definecilik konularıyla çok ilgili olduğunu ve bu konuda çeşitli geziler yaptığını kaydeden İbrahim Güneş, bu bağlamda önemli bir ayrıntıya dikkat çekti. Güneş, maktulün son görüşmelerini farklı adlara kaydedilmiş telefonlar üzerinden Mehmet Salih Uzer ve Ramazan Uzer adlı kişilerle yaptığını, bir banka ATM’si önünde Ramazan Uzer ile birlikte kamera görüntülerinin olduğunu vurguladı. İbrahim Güneş İbrahim Çıldır’ın kendisine Haydar Meriç cinayetinin muhtemel zanlılarının Uzer soy isimli kişiler olabileceğini söylediğini ve söz konusu şahıslardan Mehmet Salih Uzer’in definecilikle ilgili suç kaydının bulunduğunu da sözlerine ekledi.
Hikmet Meriç’ten Sabah’a yalanlama: Ağabeyimi cemaat öldürdü demedim
kprGazeteci Haydar Meriç’in öldürülmesi olayı ile ilgili iktidar medyasının haberi aynı gün kaynağından yalanlandı. Sabah’ın Meriç’in kardeşine dayandırarak verdiği, ağabeyini cemaatin öldürdüğü yönündeki haberin baştan sonra düzmece olduğu ortaya çıktı. Hikmet Meriç, gazeteye yaptığı açıklaların çarpıtıldığını söyledi.
Geçtiğimiz hafta 41 polis gözaltına alınırken Haydar Meriç’in Fethullah Gülen Hocaefendi’yle ilgili kitap yazacağı için öldürüldüğü iddiası gündeme geldi. Haydar Meriç’in kardeşi Hikmet Meriç önceki gün Yeni Hayat’a “Düne kadar haberim yoktu. Tehdit almıyordu. Kimseyi zan altında bırakmak istemiyorum.” diye açıklama yapmıştı.
AKP yanlısı Sabah gazetesine dün yansıyan iddialara göre de Hikmet Meriç, “Ağabeyimi FETÖ’nün istihbarat ekibi öldürdü. Ağabeyim kaybolmadan 3 gün önce, Gülen hakkında yazılar yazdığı için ve onunla ilgili kitap yazmaya hazırlandığı için tehdit telefonları aldı.” sözlerini sayfalarına taşıdı.
Yeni Hayat, Hikmet Meriç’i bu iddia üzerine tekrar arayarak olayın aslını sordu. Söylemediği sözleri kendisine aitmiş gibi yazdığı için Sabah’a tepki gösteren Hikmet Meriç, “Ağabeyimi FETÖ öldürdü demedim. Suçu kanıtlanmadığı sürece herkes masumdur, dedim. Onlar çok sapıtmış. Gazeteyi aradım, kızdım.” dedi.