Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret ettiği iddiası ile hakkında 2017 yılında dava açılan Almanya Parlamentosu’nun Yeşiller partili eski üyelerinden Memet Kılıç, bu davanın İstanbul ile Ankara arasındaki yetki tartışmasından dolayı bugüne dek uzadığı için, konudan kısa bir süre öncesine kadar haberdar olmadığını ifade etti.

Savcılığın Ankara 36. Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açarak, duruşma tarihi belirlediğini dile getiren avukat Kılıç, suçlanan kişinin ifadesi alınmadan atılan böyle bir adımın hem Türkiye’nin iç hukukuna, hem de Türkiye’nin de tabi olduğu uluslararası hukuka aykırı olduğunu belirtti.

DW Türkçe’nin konu ile ilgili sorularını cevaplayan Kılıç, konudan haberdar olduğu ilk anda duruşmaya katılmak niyetinde olduğunu, ancak avukatı Veysel Ok’un kendisini bu kararından vazgeçirdiğini bildirdi.

Hakkında henüz bir yakalama kararı olmasa da, Türkiye’ye gittiğinde yeniden ülke dışına çıkıp çıkamayacağı konusunda şüpheler olduğunu kaydeden Memet Kılıç, Almanya’daki işini ve ailesini düşünerek duruşmaya gitmeme kararı aldığını dile getirdi.

Hakkında böyle bir dava açılmasının üç anlama geldiğini belirten Memet Kılıç, ilk olarak Türkiye’de siyasi tartışmayı hakaret olarak sınıflandırılabilecek bir adalet sisteminin söz konusu olduğunu savundu.

İkinci olarak Türkiye’deki istikametin sadece Türkiye’deki gazeteciler ve politikacılar ve diğer vatandaşlar için değil, yurt dışında yaşayan aktif yabancı politikacılara yönelik de kovuşturma aşamasına girdiğini ifade eden Kılıç, "Üçüncü ve en önemli anlamı bana göre, AKP siyasi olarak ölmek üzere ve can çekişiyor. Bu can çekişme sürecinde ise sağa sola çırpınıyor ve bilinçsizce ortalığı yıkıyor. Böyle bir anlamı olduğunu da düşünüyorum" dedi. Avukat ve eski vekil Kılıç, belirttiği son noktanın gelecek günlerde daha da belirginleşeceğini savundu.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Kılıç'ın online yayın yapan ABC Gazetesi'ne Temmuz 2017'de yaptığı açıklamalar Cumhurbaşkanına hakaret olarak değerlendirildi.