Camileri ahır yaptılar...

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Çarşamba, Eylül 13 2017
''Din adamı kılıklı soytarılar baş tacı edilirken, hakiki din alimleri hain ilan ediliyor ya da suskunluğa terkediliyor. Milyonlarca şuursuz dinci şapşik ‘dindar’ diye afişe ediliyor. Görüyorsunuz işte, yanmayan kefen pazarlayan Cübbeli namlı şeddeli cühela, cennete yürüten terlik pazarlıyor ekranlarda. İktidar istediği yöne havlatıyor tek komutla. ''
“Tekkeleri devlet kapatmadı, tekkeler zaten kendi kendilerini kapatmıştı.”
(Abdülhakîm Arvasî)

Osmanlı’nın son zamanlarında, İstanbul’un halkın meşhur Şişhane yokuşunun rahat bir şekilde çıkılabilmesi için bir atlı tramvay ekibi kurulmuştu. Bu sistem yokuşu aşarak Beyoğlu’na ulaşmak isteyenler için kolaylık sağladıysa da, başka bir sıkıntı ortaya çıktı: Yokuşun epeyce dik olmasından dolayı atlar çabuk yorulmaya başlamıştı. Durum böyle olunca da arabacılar, gün içerisinde atlarını bu güzergâh üzerinde bir Rum vatandaşın işlettiği ahırda dinlenmeye bırakmak zorunda kalıyorlardı: Dingo’nun Ahırı ismiyle meşhurdu. 

Bu ahırı işleten kişinin adıydı Dingo… Kafası her daim kıyak olan Dingo usta, mekânı başıboş bırakmış, giren çıkan pek belli olmuyordu. Ancak atlı tramvaycıların başka seçeneği de yoktu. Ahırda sürekli karmaşa, tartışma, hırsızlık, kayıp vesaire oluyordu. 

Belli düzen, nizam, saygı yoktu. Millet birbirinin atını yürütüyor, atlar karışıyor, bazen dinlenmiş zannedilen at yorgun olduğu için yokuşu çıkarken çatlayıp ölüyordu. 

Zamanla Dingo’nun Ahırı bir sembol oldu. Girenin çıkanın belli olmadığı, her türlü edepsizliğin normal sayıldığı, kuralsız, ahlaksız bir mekan. Sahibinin kafası her daim binbeşyüz olduğu için, ne mal emniyeti vardı, ne can. Üstüne üstlük bir de ne kadar ipten kazıktan kopmuş çakal çukal varsa, alayı Dingo’nun ahırını mesken tutuyordu artık. Kavga, gürültü, şamata hiç eksik olmuyordu bu ahırdan. 

Ünü o kadar yayıldı ki, nerede bir karmaşa, düzensizlik, ahlaksızlık varsa, “burası Dingo’nun ahırına dönmüş” diye darb-ı mesel olarak anılmaya başladı. 

Yok… Endişe etmeyin memleketi Dingo’nun ahırına benzetmek için yazmadım bunları. 

Benzetenler olabilir, açıkçası çok da bir şey söyleyemez, pek itiraz edemeyiz bu benzetmeye. Lakin, başka bir mesele için yâd et

Bu haberler de ilginizi çekebilir