İddianamede, ağırlaştırılmış müebbetle suçlanan bazı Zaman Gazetesi yazarlarının yazdıkları yazılar “suç” olarak dosyada yer alıyor. Ama ilginç olan bu yazıların sadece başlıkları var, ne yazıların içeriği ne de neyle suçlandıklarından bahsedilmiyor. İddianamede Zaman Gazetesi yazarı olmayan Orhan Kemal Cengiz’in herhangi bir yazısından da bahsedilmeden hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenmesi dikkat çekti.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan Zaman Gazetesi iddianamesi Mahkeme tarafından kabul edildi. İddianamede, Zaman Gazetesi, yaptığı yayın ve attığı manşetlerle algı operasyonu yapmakla suçlanıyor. İddianamenin giriş bölümünde, Zaman Gazetesi’ne atıfta bulunulan MİT Tırları olayı ve 17/25 Aralık operasyonları ile ilgili manşet ve sosyal medya hesaplarında suç işledikleri gerekçesiyle adları geçenlerin hiçbirinin soruşturmada şüpheli olarak yer almaması dikkat çekiyor. Zaman Gazetesi yazarları ise gazetede yayımlanan yazıları nedeniyle “algı mühendisliği” yapmakla suçlanıyorlar. Yazarlarının bir çoğunun sadece yazı başlıklarına yer verilmiş. Yazılarının içerikleri, bu yazıların içeriklerinde nelerin suç olduğuna yönelik değerlendirmeler yapılmıyor.
YAZILARIN SADECE BAŞLIKLARI VAR
Zaman Gazetesi köşe yazarlarının özellikle 17/25 Aralık sürecinde yazdıkları yazılar iddianameye dahil edilmiş. Ancak yazarların yazılarının sadece başlığı veriliyor. Ahmet Turan Alkan “Doğrular Eğriler”; Ali Bulaç “Kollektif Ceza”; Nuriye Akman, “Yolsuzluklar Nasıl Önlenir”; Mümtazer Türköne “Yargı Başbakanın Siyasi Rakibi mi?”; İhsan Dağı, “Peki Vatandaş Ne Diyor” “Bir Rüyamız Vardı Ne Oldu Ona” yazılarından bahsediliyor. Bu yazıların içeriğinde neler var, neler söyleniyor, nasıl bir algı mühendisliği yapılıyor bu konuda yorum ve değerlendirmeler yok. Zaman Gazetesi’nin arşivi silindiği için bu yazıların içeriği de bilinmiyor.
YAZILARDAN YAPILAN ALINTILAR
Yazarların bazılarının yazılarındaki cümleler alıntı yapılarak, suç yüklenmiş. Şahin Alpay, Mümtazer Türköne ve Lale Kemal için öne sürülen suçlamalar şöyle:
Şahin Alpay’ın bir yazısı için “Şahin Alpay, gerçekleri çarpıtarak, Erdoğan’ın cemaate karşı saldırıya geçtiğini ve Emniyet’te yapılan atamalar ile Adli Kolluk Yönetmeliği’nin değiştirilmesini Cumhuriyet tarihinin belki en büyük yolsuzluk soruşturmasının hükümet tarafından örtbas edilmeye çalışıldığı izlenimi doğurmakla” suçlanıyor.
Mümtazer Türköne de yazılarında, “Recep Tayyip Erdoğan’ın kaybettiği savaşı sürdür(düğünü) ve (F..ö-PDY) ile girdiği savaşı kaybettiğini” ileri sürerek F..ö-PDY’nin amacı doğrultusunda tavır geliştirmekle suçlanıyor.
Lale Kemal, 18 Ocak 2014 tarihli Zaman gazetesinde “…Vatandaşın halen görüşünden, inanışından dolayı fişlendiği korkusunu yaşamasını tehlikeli buluyorum… Bu ancak eski komünist ülkelerde az gelişmiş diktatörlüğün olduğu ülkelerde yapılır…” şeklindeki yazısı için “algıyı derinleştirmeyi hedeflemekle” suçlanıyor.
Ali Bulaç’a yönelik suçlama ise şöyle: 18 Ocak 2014 tarihli Zaman gazetesindeki “…Suriye hükümeti, Türkiye’yi iç savaş çıkartan örgütlere yardım suçlamasıyla şikayet ediyor. Bu şikayeti sakın hafife almayın…” yazısına atıfta bulunulan iddianamede, “Aynı tarihli Zaman gazetesi “MİT’ten skandal talimat, tüm dini grupları izleyin” manşeti ile çıkmış, ancak haberin içeriğine bakıldığında “PDY’nin birinci derecede hedef önceliğinde izleneceği” net bir şekilde görülmüş, dolayısıyla haber kendi kendisi ile çelişerek başlığını tekzip etmişti. Böylece Zaman, bir sonraki gün MİT tırlarına yapılacak operasyon öncesinde MİT’i hedef gösteriyordu.”
DARBE ÇAĞRISI
İddianamede yazıların içeriği görünmüyor bir çoğunun sadece başlıkları veriliyor ama Savcı, iddianamede, bu yazıların cımbızlanmadığını öne sürerek, yazarlara şu suçlamaları getiriyor:
“Köşe yazarlarının; yazı başlıklarının ve yazılarından seçilen kısımların cımbızla çekilip alınmadığı, konjonktürel ve tarihi perspektifle bakıldığında bu yazılardaki ifadelerin “mecaz” ya da metafor olarak izah edilemeyeceği, genel olarak operasyonların ve yargı sürecinin devam ettiği dönemlerde kaleme alınan yazılarda Hükümete sadece muhalefet yapılmadığı veya eleştiri yöneltilmediği” belirtiliyor.
İddianamede, “Görünürde suç unsuruna rastlanılmasa dahi basın ve ifade özgürlüğünün sınırlarını aşarak devlet yetkililerinin ve kurumlarının haklarını ihlal niteliğinde ifadeler kullandıkları ya da ön hazırlık niteliğinde yazılar yazdıkları” değerlendirmesi yapılıyor. Yazarlar için “askeri darbe çağrısında bulunmaktan” bahsediliyor. Bu kapsamda Ali Bulaç ve Mümtazer Türköne’nin yazılarından bahsediliyor. Ama tüm yazarlar “askeri darbe çağrısı yapmakla” suçlanıyor. Savcı bu suçlamayla tüm yazarların ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasını istiyor.
YAZAR DA DEĞİL YAZISI DA YOK
İddianamenin şüphelileri arasında yer alan Hukukçu Yazar Orhan Kemal Cengiz Zaman Gazetesi yazarı olmadığı halde iddianamede. Dahası Orhan Kemal Cengiz’in kaleme aldığı hiçbir yazıya başlık olarak dahi atıfta bulunmayan iddianamede, Cengiz’in de ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması talep ediliyor.