Cahiliye Devrinde 'troller' nasıl çalışıyordu?

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Salı, Haziran 16 2020
"Modern teknolojinin imkânlarının kendilerine sınırsız bir şekilde sunulduğu bu şer şebekesi, kendileri gibi kötü ve şerre hizmet eden bir grup “devletlü”nün de sahte gücünü arkalarına alarak, ustalaştıkları itibar sû-i kastlarında, bazen öyle ileri gidebilirler ki, başbakan düşürüp yerine başkasını atayabilmeye kadar teşebbüs ederler. Belediye başkanlarını değiştirebilirler. Hatta hükûmetler yıkıp hükûmetler bile kurdurabilirler. "
Cahiliye Devrinde 'troller' nasıl çalışıyordu?

Prof.Dr.Muhittin AKGÜL | samanyoluhaber.com
Cahiliye Devrinden Günümüze 'Yergi ve Sövgü' Birlikleri!

Câhiliye döneminin en önde gelen özelliklerinden birisi, şüphesiz ki söz ve şiirin zirvede oluşudur. Hatta Kur’ân’ın i’caz (eşsizlik, benzersizlik) yönlerinin başında, onun bir söz mu’cizesi olmasının da, bununla oldukça yakın bir ilişkisi vardır. Zira peygamberlerin mu’cizeleri, genellikle yaşadığı çağda revaçta olan bir alanla ilgili olmuştur.   

Câhiliyede, günümüzdeki medyanın görevini, şâir, kâhin ve hatipler üstlenmişti. Panayırlarda yarışmalar düzenlenir ve dereceye giren şiirler, Kabe’ye asılarak, o gün açısından en şerefli bir konuma getirilmiş olurdu. Kabileler, genellikle kendilerinde bulunan şairlerin sayı ve şiir gücüyle şekillenirdi.

Şair, günümüzdeki gazete ve televizyon demekti; reyting veya tirajı yüksek bir medya gibi misyon icra ederdi. Zira onlardan biri, söylediği bir sözle, şerefli herhangi bir kabile ya da şahıs hakkında çok rahat itibar suikastı gerçekleştirebilir ve onları yerin dibine batırarak toplum içine çıkamaz hale getirebildiği gibi, şereften yoksun bir kabile ya da kişiye de kurguladıkları yeni imaj ile göklere çıkartabilirdi. 

Hem Mekke hem de Medine'de, aynı zamanda sövgüden, yergiden, övgü, yağcılık gibi işlerden para kazanan şairler de vardı. Sözleri güçlü, şiirleri etkili ve hitabetleri de zirvedeydi. 

Menfaat düşkünü, muhteris ve dilleri de uzun bu şairler, kimi zaman Allah Resûlünü, kimi zaman da diğer mâsum kimseleri yerer, iftiralar atar, Müslümanlara ağır hakaret ve ithamlarda bulunur, ortalığı karıştırmak adına sözün gücünden istifade ederek her türlü fitne ve fesada yol açabilirlerdi. 

Mekke ve Medine’de bu anlamda pek çok şair vardı. Medine’dekiler aynı zamanda hem Mekkeli müşriklerle, hem de Medine’deki Peygamber düşmanlarıyla işbirliği yapar,

Bu haberler de ilginizi çekebilir