Büyük çilekeşten çilekeşlere mesajlar
“Cenâb-ı Hak her birinizi tutup bir yere koymuş. Başkasını değil sizi tutmuş, başka yere değil bulunduğunuz mekâna koymuş. Öyleyse düşünmek lazım: ‘Bizi hangi hikmete binaen buraya koydu? Abes iş yapmayacağına ve her işinde hikmetler bulunduğuna göre, acaba ne istiyor bizden? ’ Sekizinci Söz’de dendiği gibi ‘Ey bu yerlerin Hâkim’i! Senin bahtına düştüm, Sana dehalet ediyorum ve Sana hizmetkârım. Senin rızanı istiyor ve Seni arıyorum.’ (Ey bizi bu gurbete atan Allah'ım! Bundan muradın ne ise onu benim vicdanıma duyur. Ve sadece duyurmakla kalma, beni o duyguyla doyur. Bu işin hakkını vermeye, bu vazifenin gereğini yapmaya muvaffak eyle...)”
“Şiddet Hiddet Öfke ve hased bir şey getirmez. Göz göre göre dünyada itibarlarını sıfırladılar... Ülkeyi dünyaya rezil ettiler... Olan biten bu kadar zırva karşısında insan hayret ediyor bir millet nasıl böyle bir duruma düşürülebilir diye.
“O (c.c.) bizi biliyor; açığımızı da biliyor, kapalı yanımızı da biliyor. Onun için tam bir istikamet içinde emrolunduğumuz gibi olmaya bakmalıyız...
“Keşke insan olsalardı. Keşke zulme girmeselerdi. Keşke kendilerini aklamak için masum insanları karalama peşinde olmasalardı KEŞKE KEŞKE KEŞKE…”
“Bir zulüm ki Haccac görse ellerini yüzüne kapatır, ‘Aman görmeyeyim.’ derdi.‘Ben, ben’ diyenler Müslüman bir ortamda neşet etseler bile hiç farkına varmadan dışarıya itilirler. Nur-i ferasetle bakanlar kalp ve ruhi hayatı görebilirler. Sürekli iman soluklayan insanlar kişinin gözünün irisine bakınca onun karakterini okuyabilirler..
“İnat duygusu Hak'ta sebat için verilmiştir. Yanlışta ısrar için değil.
“Eskiden Medine'de vardı münafık. Şimdi dünyanın her tarafına serpiştirilmiş.
“ Hudeybiye bir bahardır, açılıma vesile olmuştur.
“Hz. Ali döneminde yanlış sorgulamalar başlamıştır. Hz. Ali de sorgulanabilir mülahazası. İslam'a zarar vermiştir.
“Kaç tane İlahiyatçı İbn-i Vehb gibi heyecanından kalbi durdu ve orada öldü. Yalancının mumu yatsıya kadar.
“Küreselleşen bir dünyada işin çare-i yeganesi diyalogdur.
“Derse gelmeyince kendimi günahkar sayıyorum. Birkaç bin defa estağfurullah diyorum. Haddim değil, hakkım da değil ama O'nun bir yönüyle mirat'ı mücellasını dillendirmek için. Oksijen yudumlamak gibi.
“Cuma'da hutbe okunurken Efendimizin (sav) adı geçtiğinde dahi salavat getirilmez. İçinden geçirir sadece.
“Eşref saat bir anı seyyale gibi. Önemli olan mülahaza temizliği, iç derinliği.
“Cennet-Şems [Arapça'da dişi kelimeler]. Cehennem-Kamer [Erkek kelimeler]. Feministlere cevap teşkil eder. Erkeklerin durumu çok şık değil. Değerlendirilebilir bunlar.
“Kim Allah'a dua etmeyi terk ederse Allah'ın gazabına maruz kalır.
“Hizmet bize ait değil. Efendimiz (s.a.v.) tarafından ortaya konulmuş bir şey. Yedi cihan duysun bunu. O'nun ayağının bastığı yeri bütün cihana değişmeyiz.
“Dünya sadece bir gün. Şimdiki şe'n de bu. Yanılıyor insanlar bugüne takılıp kalıyorlar. Yarınsızlar mı? Yarın diyenlerin çoğu da yarının şuurunda değiller.
“Yetiştiğimiz kültür ortamı tesiriyle taklit içindeyiz. Öyle olmazsa fevç fevç İslamiyet'e dehalet olur. Tablo imrendirici değil. Hele şimdi bütün bütün tiksindirici.
“Vefa ve arkasına bakmadan gitme vardı. İddia yoktu. Çok büyük şeyler yapacağız mülahazası yoktu. Hiç hissetmedim öyle şeyler.
“Hangi çizgi, kimin çizgisi takip ediliyorsa öbür tarafta onlara bağırlarını açarlar.
İnşaallah ibret dersimizi bu mesajlardan almış oluruz.
Safvet Senih