Burası Afrika'daki bir mülteci kampı değil
Ahmet Takan'ın Yeniçağ'da yer alan yazısı şöyle:
Kahraman Mehmetçiğimizin, Fırat Kalkanı operasyonunda aslanlar gibi verdiği mücadelede karşılaştığı zorluklara geçmeden önce sıcak bir haber vereceğim.
Suriye'de El Bab'a yönelik operasyonlarda koalisyon güçlerinin hava desteğini alamayan Türkiye'ye, Rusya'nın da hava harekatı için izin vermediği ortaya çıktı. Hükümet kaynaklarının, bazı medya organlarına sızdırdığı haberlere göre, "Rusya, Türkiye'ye El Bab'ın güneyinde askeri hareketlilikte bulunacağını belirterek, Türk savaş uçaklarının uçuş yapmamasını istedi." Savaş uçaklarımızın Suriye'de yeterli ölçüde uçurulamamasının tek sebebi elbette bu değil !..
Haberin flaşına geçelim;
Rusya, geçtiğimiz günlerde (kaynağımın isteği üzerine burada gün ve saat vermiyorum-aht-) savaş uçakları ile El Bab operasyonuna destek verdi. Askeri kaynağımın verdiği bilgiye göre; Rus savaş uçakları, karadan El Bab'ı kuşatan Türk askerlerine IŞİD karargahlarını ağır bir şekilde bombalayarak destek oldu. IŞİD'in, Rus savaş uçaklarının ağır bombardımanı ile ağır kayıplar verdiği belirtiliyor. Ancak, bu satırların yazıldığı an itibarıyla, El Bab çevresindeki kuşatmamız ve çatışmalar devam ediyordu.
Koalisyon güçlerinin, Türkiye'nin, IŞİD teröristleri ile mücadelesinde desteğini çekmesi karşısında bu sevindirici bir gelişme olarak görülebilir. Ancak, uluslararası hukuka dayanarak meşru müdafaamız için gerçekleştirdiğimiz böylesi bir sınır ötesi operasyonun kendi savaş uçaklarımızı bazı gerekçelerle havalandıramamamız ağrıma gidiyor. İnsanın kanına dokunuyor!.. Gelecek için başka kuşku ve soru işaretlerine de yol açıyor. Hele!.. Büyük devlet söylemleri gırla giderken!..
***
Fırat Kalkanı operasyonunda kahramanlarımızın karşılaştığı bazı sorunları, yeri geldiğince, dilimizin döndüğü kadar ADSIZ'a taşıdık, devam da edeceğiz. Maksadımızın moral bozmak değil, yetkililerin gereken önlemleri almasını sağlamak olduğunu dünya alem bilir. Suriye topraklarında, Mehmetçiğin sıkıntılarını yazınca, hükümet kaynakları, suçlayıcı ifadelerle bunların asılsız olduğunu sağa sola yazdırıp, güllük gülistanlık tablo çizdi. Islak mendiller eşliğinde!..
Elimizde avucumuzda ne varsa kahraman Türk askerine feda olsun. Bakın, birileri rahat odalarında ahkam keserken, sağda solda iliştirilmiş gazetecilerin aracılığıyla kahramanlık pozları verirken neler oluyor? Kahraman Mehmetçik ne şartlarda o büyük mücadeleyi yürütüyor?.. Suriye cephesinden ulaştığım, belge niteliğinde, elimdeki fotoğraflardan sadece 4 kareyi bilgilerinize sunacağım. Çok fazla yoruma da girmeyeceğim.
* Çetin hava koşullarında askerlerimizin barındığı çadırların dış görüntüsü.
* Askerlerimizin eksik bırakılmadığı iddia edilen sıcak yemek!.. Pet şişe içindeki doğranmış soğana dikkat!..
* Siz bu karede sıcak yemek veya askerimizin çetin şartlarda ihtiyacı olan iaşeden bir örnek görebiliyor musunuz?.. "Burnumuzun dibindeki El Bab" öyle mi?..
Derdim, kimseye kapak yapmak değil!.. Tamam!.. Yalanla dolanla, algı operasyonlarıyla, iliştirilmiş gazetecilerinizle olup bitenlerden bi haber kamuoyunu bir süre daha idare edebilirsiniz. Ama Mehmetçik!.. Kan veren can veren onlar.. Uyumadan, dinlenmeden, durmak bilmeden Sur'da El Bab'da çarpışan onlar...
Türk milleti ordu millettir. Muhterem zevat!.. Siz isterseniz çıkın aradan. Görün bu milletin askeri için nasıl seferber ve de organize olacağını. Fotoğraflarda racon kesmek de size kalsın. Mehmetçiği yukarıdaki karelere mahkûm etmeye hiç kimsenin hakkı da yetkisi de yok. Türk milleti öyle bir millettir ki; evindeki son battaniyesini getirir askerinin hatta onun mermisinin üstüne örter!..