Suruç Aileleri İnisiyatifi, Suruç Katliamı’nda yaşamını yitiren "33 düş" yolcusu için Kadıköy Halitağa'da anma etkinliği düzenledi. Anma etkinliğine Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüleri İdil Uğurlu ve Sedat Şenoğlu, HDP Milletvekilleri, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, Gençlik Örgütleri katıldı.
Açıklamada katliamda yaşamını yitirenlerin fotoğrafları ile "Hiçbir düş yarım kalmayacak, Suruç için adalet herkes için adalet" yazan pankartlar açıldı. Açıklamanın yapıldığı alan polisler tarafından ablukaya alındı. Açıklamada sık sık "Suruç için adalet herkes için adalet" "Suruç'un hesabı sorulacak" sloganları atıldı.
Açıklamada ilk olarak katliamda yaşamını yitiren Vatan Budak’ın babası Savaş Budak, söz alarak anmaya gelenlere teşekkür etti. Budak, "5 yıldır bu alanda oturarak hep adalet istedik. Bugüne kadar hep biz konuştuk. Bugün buradaki dostlarımıza sözü vereceğiz. Ve bu mücadelemizi sürdüreceğiz" dedi.
SGDF Eş Başkanı Deniz Bahçeci de, 5 yıldır aynı acı ile bir araya geldiklerini belirterek, "Ama hep aynı inat aynı ısrarla buradayız. Yenilmedik yıkılmadık buradayız. Kızıldere'de Mahir ile yoldaşları devrimciliğin tarihini yazmıştı. 5 yıl önce 33 düş yolcusu da devrimin tarihini yazdı. Onlar bu yolda düştüler. Saray ve destekçileri düş yolcularını hedef aldı. Aynı Hrant gibi hedef aldılar. Ama onlar ezilenlerin kurtuluşu için yemin etmişlerdi. Güneşe uğurladığımız düş yolcularını yaşattık. Toprağa ektik umutlarımızı. Kavganın ve umudun olduğu her yerde yaşattık. 33lerin düşlerini büyüten binler olduk. 5 yıldır ne soluğumuz ne de nefesimiz tükendi. Korkutacaklarını düşündüler ama başaramadılar ve başaramayacaklar. Bugün 33'lerin izinden gitmenin günüdür. Bugün tüm adaletsizlikler peşinde gitmenin günüdür. Bugün hesaplaşma günüdür" ifadelerini kullandı.
HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan ise 5 yıl önce bu ülkenin tarihine kara bir leke olarak geçen 33 canın katledildiğini dile getirerek, “33 canımızı her yıl 20 Temmuz’da “adalet istiyoruz, faillerin yargılanmasını istiyoruz” dememize rağmen hiçbir şeyin yapılmadığını da biliyoruz. 33 canımız katledildi, sonrasında ne oldu biliyor musunuz? Hiç bir şey olmadı. Bugün burada bu manzara tıpkı Galatasaray Lisesi önünde oturan annelerimizin 25 yıldır çocuklarının katillerinin aradığı gibi aynı manzarayı bir kez daha görüyoruz. Bu ülkenin tarihi katliamlarla doludur. Bu ülkenin tarihi birçok insanımızın faili meçhul cinayetlerle kaybedilmesiyle doludur” dedi.
Bütün yaşananlara rağmen adaletin, hukukun, barışın, demokrasinin savunucuları bu ülkenin kara talihini değiştirmek üzere bu cinayetlerin açığa çıkması ve faillerinin yargılanmasını talep ettiğine vurgu yapan Buldan, “Şu an istenen talep edilen sadece budur. Biz canlarımızın geri dönmeyeceğini biliyoruz. Biz annelerimiz ve babalarımızın yüreklerindeki evlat acısının dinmeyeceğini de biliyoruz. Bu acını sadece ve sadece gerçek bir yüzleşme ve adalet ile Türkiye demokrasisinin hayata geçmesiyle bir nebze de olsa hafifleyebileceğine inanıyoruz. Bu ülkenin acılarla dolu tarihine Suruç katliamı da girmiştir. Bu ülkede bir kez daha şuna tanıklık ettik ki cinayetler açığa çıkmadığı sürece gerçek yargılamalar yapılmadığı sürece bu ülkede katliamlar yapılmaya devam edecek. Suruç aydınlatılmış, failler yargılanmış olsaydı ne Diyarbakır katliamı ne Ankara Gar katliamı gerçekleşmemiş olacaktı. Ancak her katliam, ölüm ve acı başka bir ölümü, acıyı ve katliamı tetiklemiş ve bugüne kadar gelmiştir. Hala bu ülkede acılar yaşanıyorsa, ölümler yaşanıyorsa, katliamlar gerçekleşiyorsa bu Suruç katliamının açığa çıkmasıyla birebir bağlantılıdır” diye belirtti.
Buldan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bizler Suruç'ta yaşamını yitiren 33 canımıza bir kez daha söz veriyoruz sizin bıraktığınız mirasa bizler sahip çıkacağız. Sizin bize devrettiğiniz o güzel hayallerinizi yaşatmaya söz veriyoruz. Sizler Kobane'ye gitmek için yüreklerinizi alıp gittiniz. O geziye çıkmadan, o ziyareti yapmadan önce Ankara’da gelip benimle görüşen 2 genç vardı. Bize Suruç’un kapılarının açılması için yardım edin demişlerdi. Biz de “sizi Kobanê’ye göndermek için elimizden geleni yapacağız” demiştik ama IŞİD ve onun arkasındaki güçler AKP hükümeti, bu ülkeyi yönetenler, çocuklarımızın canlarımızın Kobanê'ye gitmesine izin vermediler. Onları aramızdan aldılar ve bir kez daha bu ülkeye kara bir tarih yazdılar. Sevgili anneler sevgili babalar acınızı yürekten paylaşıyorum.
Ben bu acının ne olduğunu çok iyi biliyorum. Kayıpları, yargısız infazları, yıllardır açığa çıkarmak için uğraştığımız bu ülkede sizler gibi binlerce anne ve babanın olduğunu bilmenizi isterim. Şunu da bilmenizi isterim ki, bu acı hepimizin acısı bu mücadele hepimizin mücadelesi bu mücadeleyi sonuna kadar yürütmek hepimizin boynunun borcudur. Çocuklarımızın hayalini gerçekleştirmek hepimizin boynunun borcudur. Sizleri ve canlarımızı bir kez daha saygıyla selamlıyor ve buradan bir kez daha and içiyoruz; hayallerimizin gerçek olacak.”
HDK Eş Sözcüsü Sedat Şenoğlu da 33 düş yolcusunun yaşamın tam içinde olduğuna vurgu yaparak, “Onların düşleri hayatın en gerçeğidir. Onların düşlerinde adalet, özgürlük talebi var. Bizler onların düşlerinin mücadelesini veriyoruz. Düş yolcularımız gücünün peşinden binler gidiyor. Düş yolcularımızın bize devrimin peşinden vazgeçmeyin, devrim için birleşmekten vazgeçmeyin dediler. Bizler onlara söz veriyoruz. Bundan hiç vazgeçmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
Ardından söz alan CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, bugüne kadar olmadığı kadar yüksek konuşmak istediğini ifade ederek, "Sözüm burada oturan kişilere değil. Sözüm buradan geçen ve yakında oturanlara ulaşır diyedir. Konuşmak Çocuklara oyuncak götürmek için 33 çocuğumuz katledildi. Gençlerimizin katledilmesi aileler için ömür boyu yaşayacağı acılara sevk etti. Acılar elbette ortaklaşılarak azalır. Ama acıya en iyi gelen şey adalettir. Bu topraklarda cinayetler, faili meçhul cinayetler gördük. Acı kime dokunursa dokunsun adalet olsaydı Suruç ve diğer katliamlar olmazdı. Bizler başka kimseler katledilmesin diye buradayız. Biz bu ülkede asla ve asla adalete yaklaşamadık. Adalet mücadelesi, eşitlik mücadelesi en çok sesimizin bu sokakta ulaştığı ve buradaki adaletsizliği giderilmesi için ben ne yapmalıyım demesiyle olur. Suruç'ta katledilen 33 kardeşimizin talepleri burada ve dünyada büyüyor. Bir kez daha bu topraklarda katledilen gerçeklerin, 33’lerin umutları umudumuz, mücadeleleri mücadelemizdir diyorum” diye konuştu.
ESP Eş Genel Başkanı Özlem Gümüştaş, 5 yıldır ailelerin her ay acılarını bu alanda dile getirdiklerini belirterek, “Bugün farklı bir şey oluyor. Bugün birçok yerden anmalar yapanlar adalet haykıranlar için bir şey söylüyorum. Halkım özgürlük arayışı tek adamdan daha üstündür. Bunu aşacak hiç bir güç icat edilmedi. 5 yıl önce bombalarla bize saldırdılar. Ama mücadelemizi engellemediler. İşte her şeyi aşarak yürüdük geldik. Eğer biraz yorgun düştüysek Zülküf Gezen'i düşünerek geldik. Buradaki tablo birleşik yaşamın tablosudur. Ne mutlu buradaki tablodan” dedi.
Son olarak söz alan Suruç Gazisi Çağla Seven, bugün Suruç’ta 5 yıl önce olduğu gibi bir araya geldiklerini dile getirerek, “Kanımızın toprağa karıştığı yerdeydik. Ölülerimizin fotoğrafları ile oradaydık. Yine bize saldırdılar. Fotoğraflarımızı yırttılar. Biz bu şiddete karşı çıkıyoruz. Siz o fotoğrafları yırtabilirsiniz ama o fotoğraflar belleğimizde” diye konuştu.
Açıklamaların ardından anma, 33 düş yolcusunun isimleri okunarak son buldu.