Bugün ve Kanaltürk'e el konulmasına tepki gösterenlere yönelik soruşturmada 5 kişiye dava açıldı. Savcı yirmili yaşlardaki gençleri örgüt kurmakla suçladı. Çalıştığı gazetede gözaltına alınan muhabirin de şüpheli olduğu iddianamede, savcı 5 kişinin dernek ve sendika aracılığıyla terör örgütüne yardım ettiklerini de ileri sürdü. İddianamede, Bugün ve Kanaltürk'ün Tuncay Özkan'dan kumpasla alındığı ileri sürüldü. Kayyım atanmasına tepki gösteren milletvekilleri Mahmut Tanal, Eren Erdem ve Barış Yarkadaş hakkında da soruşturma yürütüldüğü belirtildi.
İpek grubuna el konulması üzerine Bugün ve Kanaltürk'e de kayım atanmıştı. Devletin yaptığı incelemeler sonucu hazırlanan raporda grubun muhasebe kayıtlarının kusursuz çıktığı belirtilmesine rağmen şirketlere el konulmasına vatandaşlar tepki göstermişti. Bugün ve Kanaltürk'e atanan kayyımların binalara girişinde kalabalık bir grup İpek grubuna destek vermişti. Bazı CHP'li milletvekilleri de destek için bina önüne gitmişti.
Tepkilerin devam ettiği sırada polis gruptan bazılarını gözaltına almıştı. Gözaltına alınanlar arasında eski Bugün muhabiri Kamil Maman da bulunuyordu. Maman'ın sert bir müdahale ile gözaltına alındığı görüntüler basına da yansımıştı.
Vatandaşların bu tepkisine savcılık soruşturma başlatmıştı. Terör ve örgütlü suçlar bürosu savcısı Adem Meral, Maman'ın da aralarında bulunduğu 5 kişi hakkında iddianame düzenledi.
Savcı Meral, 'FETÖ' adı altında silahlı terör örgütü soruşturmaları yürütüldüğünü anlattı. Yolsuzluk dosyalarının ortaya çıkması üzerine iktidarın ve ona bağlı olarak iktidara yakın basın organlarının ileri sürdüğü 'devlete sızdılar, kumpas kurdular' iddiaları tekrarlandı.
Kanaltürk ve Bugün televizyon kanallarının Tuncay Özkan'ın temsil çoğunluğu olacak şekilde kurulduğunu belirten savcı Meral, Ergenekon davasını bir nevi kumpas olarak niteledi. Özkan'ın itibarsızlaştırıldığı, ekonomik olarak direncinin kırıldığını iddia eden savcı, böylece kanalın İpek grubuna devrinin sağlandığını öne sürdü.
İpek grubunun örgüte finansman sağladığı gerekçesiyle soruşturma başlatıldığını ifade eden savcı, şirketlere el konulduğunu hatırlattı.
İddianamede kayyımların söz konusu televizyon kanallarındaki idari binalarda göreve başlamak üzere geldiklerinde bina önündeki kalabalık grubun direnç gösterdiği belirtildi. Kayyımların televizyon binalarına girişleri engellendiği ileri sürüldü.
Savcı, bu eylemin örgütün yararına sonuçlanacak şekilde gerçekleştirilmeye çalışıldığını kaydetti. Bu nedenle, 'örgüt adına gösteri yapma , propaganda yapma, slogan atma' gibi suçların maddi unsurlarının gerçekleştiği öne sürüldü.
Gazete binasının içinde gözaltına alınan gazeteci Kamil Maman'ın kayyımların girişini engellemeye çalıştığını iddia eden savcı, Maman'ın aynı zamanda polisleri tartaklayıp ve hakaret ederek örgüt adına eylem yaptığını da savundu.
MİLLETVEKİLLERİNE DE SORUŞTURMA
Savcı Meral, aynı olayda dokunulmazlıktan yararlanan CHP milletvekilleri Mahmut Tanal, Eren Erdem ve Barış Yarkadaş hakkında da polise direnme, izinsiz gösteriye katılma suçlarından Özel Soruşturma Bürosu'nda adli işlemin devam ettiğini belirtti.
Savcı, iddianamede şüpheli olarak gösterdiği 5 kişinin savunmalarında 'kayyım atanmasının yasal olmadığını düşünerek tepki amacı ile olay yerine gittik' şeklindeki savunmalarının tevil yollu kabul olarak değerlendirdi. Bu nedenle şüphelilerin atılı suçları işlediklerini iddia etti.
Savcı gazeteci Maman ile birlikte yaşları 20 ve 26 arasında değişen 4 kişinin suç işlemek amacıyla örgüt kurduğunu belirtti. 5 kişinin aynı zamanda silahlı terör örgütüne üye olduklarını da ileri süren savcı, polise direnme, gösteriye silah benzeri aletle katılma ve terör örgütü propagandası yapma suçlamalarına da yer verdi. İddianamede, 5 kişiye terör örgütlerine dernek ve sendika gibi kurumlarla yardım yapmak suçlaması da yöneltildi. Savcı Meral, 5 kişiye de bu suçlamalardan 13 yıldan 38 yıla kadar ceza verilmesini istedi.
SAVCI, ÇARŞI GRUBUNA DARBE DAVASI AÇTIRMIŞTI
Savcı Adem Meral, Gezi eylemlerine katıldıkları gerekçesiyle izinsiz gösteri, direnme gibi suçlardan soruşturma başlatılan Beşiktaş'ın Çarşı grubuna darbe suçundan iddianame düzenlemişti. Yargılama sonucunda Çarşı grubu tamamen beraat etmişti.
TUNCAY ÖZKAN, ÖNCE TEŞEKKÜR ETTİ, SONRA 'GASP' DEDİ
Kanaltürk'ün önceki sahibi Tuncay Özkan, kanalın satılmasından sonra yaptığı açıklamada, Koza grubuna teşekkür etmişti. Özkan, "Eğer olmasaydı, gelip bunu almasaydı yarın bu malların tamamı haraç mezat gitmişti." demişti. Özkan o dönem ki açıklamasında, "Hani çok kızıyorlar ya, onlar alıyor diye. Sanki sosyal demokrat arkadaşlar, başka arkadaşlar gelmişler de vermemişiz gibi. Koza grubu almayabilirdi, gelirdi hacizden alırdı ya." ifadelerini kullanmıştı.
Ergenekon davasında bir süre tutuklu kalan Özkan, yolsuzluk dosyalarının ortaya çıkmasıyla başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere Ergenekon ve Balyoz gibi davaların kumpas olduğu ortaya atıldı. Bu dosyalardaki tüm tutuklular tahliye edildi. Devletin İpek grubu şirketlerine el koyması üzerine Tuncay Özkan da kanalın gasp edildiğini ileri sürmüştü.
CİHAN