15 Temmuz’dan ardından bir ihbarcının verdiği isim soyadı benzerliği sebebiyle gözaltına alındıktan sonra tutuklanan ve 6 yıl cezaevinde kalan bir kişi, “Bu süreçte işim de gitti eşim de gitti, her şeyim gitti. İhbar eden kişi mahkemede bu o kişi değil demesine rağmen 6 yıldan fazla yattım” dedi.
Tüylü Mikrofon adlı YouTube kanalında yayınlanan sokak röportajına konuşan bir kişi, 15 Temmuz 2016 darbe girişiminden sonra isim soyadı benzerliği nedeniyle tutuklandığını 6 yıl boyunca cezaevinde geçirdiği süreci anlattı.
Tüylü Mikrofon kanalı için sokakta bir kadınla söyleşi yaparken araya giren kişinin anlattıkları dinleyenler şaşkınlıklarını gizleyemedi.
“Ablama katılmıyorum da 6 yıl cezaevinde yattım ben, Ağustos ayında çıktım abla ben. İnanın yani bu malum darbe diye tutturulan olaylardan dolayı girdim ve soy isim yanlışlığı sebebiyle cezaevine girdim.’’ sözleri üzerine muhabirin ‘şaka yapıyorsun’ diye şaşırması üzerine şahıs, ‘‘6 yıl sonra bu olay ortaya çıktı, 6 yıl yattım cezaevinde’’ diye cevap verdi.
Muhabirin ısrarla, ‘‘6 yıl isim benzerliği yüzünden mi yattınız’’ diye sorması üzerine mikrofona konuşan şahıs, şöyle devam etti:
”BU SÜREÇTE BENİM İŞİM DE GİTTİ EŞİM DE GİTTİ HER ŞEYİM GİTTİ”
‘‘Evet, bu süreçte benim işim de gitti eşim de gitti her şeyim gitti. Kendime şunu dedim “Suçlu olarak girseydim daha mı iyiydi?” Hiçbir şey çalmadım hiçbir şey yapmadım. Çevrem bana hep destek oldu. Herkes benim ne iş yaptığımı çok iyi biliyordu. Ben kafe işletiyordum. Hiçbir şey de yapmamıştım. Bu süreçte de kendi kendimizi bununla teselli ettik. Çaresi olmayan bir şeyde de mızmızlanmanın bir anlamı yok.”
”CEZAEVİNDE HAİM MUAMELESİ GÖRDÜK, HERKESE GÖTÜNTÜLÜ KONUŞMA HAKKI VERİLDİ BİZE VERİLMEDİ”
Bizi cezaevinde çalıştırmıyorlardı hiç. Bana cezaevindeyken kardeşim olsun ailem destek veriyordu. Cezaevinde bize bir el eğitimi, bir çalışma becerisi gibi destekler verilmedi. İçeride hain muamelesi gördük. Herkese açık görüş var sana yok. Herkese kapalı görüş var sana yok. Herkese telefon hakkı var sana yok. Herkese şu an görüntülü bir şekilde konuşma hakkı var sana yok. Haftalık aileleriyle yarım saat konuşabiliyorlar ama bize yok. Biz sadece 10 dakika sesli konuşabiliyorduk. Onların ziyaretçisi de gelmezse o hafta bir yarım saat daha ekleniyordu 1 saat boyunca görüntülü konuşabiliyorlardı. Bizim ister gelsin ister gelmesin yine 10 dakika.”
”İHBARCI BU DEĞİLDİ’ DEMESİNE RAĞMEN 6 YIL YATTIM”
Muhabirin ‘‘Efendim 6 yıldır yattınız ve isim benzerliğinden doğru mu anlıyorum’’ diye tekrar sorması üzerine Süleyman isimli şahıs,
‘‘İlk tutuklanmam sebebi şu isimde biri var, o sensin. Hatta bunu söyleyen (ihbar eden) kişi mahkemede dedi ki ‘evet böyle bir isim vardı ama o kişi bu arkadaş değildi’ diyerek beni gösterdi ama düştün bir kere artık kurtulamazsın’’ diye cevap verdi.
”AYAKTA KALMAYA ÇALIŞTIK”
6 yıllık cezaevi sürecini anlatan şahıs, ‘‘Çaresi olmadığı için mızmızlanmayı bıraktık, kitap okuduk, namaz kıldık, Kendimize öz eleştirimizi de yaptık. O ortamda ayakta kalmaya çalıştık. Benim bir kızım var, mesela bu süreçte ben eşimden ayrıldım. Dışarı çıkınca bir şeyler yapmam lazımdı, çürütmenin kendime zararı vardı.” diye konuştu.
Muhabirin ‘cezaevi süreciniz nasıl bitti, beraat mi ettiniz ‘pardon’ mu dendi yoksa ceza mı işlendi’’ diye sorması üzerine şahıs şöyle devam etti:
”AHİRET’TE O KÖPRÜNÜN BAŞINDA BEKLEYECEĞİM”
Benin süreç, herkese denetimli serbestlik veriliyor ya 1 yıl. İşte onu bana ve benim gibi olanlara o hakkı da vermiyorlar. Ben o 1 yılı da yattım. 7,5 yıllık cezamın 6 yılını yatırdılar bana. Tahliye olmadan 1,5 ay önce annemi kaybettim. Düşünün ben 1 yıl önce yani denetimli serbestlikten çıkabilseydim ben annemi görebilecektim. Belki annem o duruma gelmeyecekti, annem dayanamadı, kanserden vefat etti. Allah’ım sebep olanlara da ahirette sorsun. O köprünün başında bekleyeceğim. Bu işin bir de öbür tarafı var.
‘ZİHNİYET DEĞİŞMEDEN HÜKÜMET DEĞİŞSE NE OLACAK?’
“Ülkenin gidişatına hukuk açısında baktığımız zaman bu gariplikleri yaşamayan hiç kimse bilmiyor. Benim cezaevinde kaldığım insanlar ya öğretmen ya polis memuru ya da öğrenciydi. Hepsi de temiz insanlardı. Cezaevinde Muhammed Ali Aktürk diye bir er ile kaldım. Çocuk Afyonlu ve hayatı boyunca oradan hiç çıkmamış. Ortaokul mezunu. Tezkeresine 3 gün kala demişler ki “Bir tatbikat var gelin” o da “Abi, askerliğin bitmesine 3 gün kalmış bir aksiyon olsun diye bindim gittim.” dedi. Bir baktım ki kendimi burada buldum dedi. Ve çocuğun hiçbir şeyi yok. Ben çıktığımda o halen daha içeride yatıyordu. Yakın akrabaların bile “Bir şeyin olmasa almazlardı seni” diyormuş. Ben anlayamıyorum artık. Zihniyet değişmedikten sonra bin tane af çıksın, yüzlerce hükümet değişsin bu bakış açısı değişmeyecek. Çünkü insanlar bilmiyor, anlamıyor. Neyin ne olduğunu araştırmıyorlar.
”CEZAEVİNDEKİ 100 KİŞİDEN 99’U MASUM”
Çok samimi söylüyorum, içeride olanların 100 tanesinden 99’u masum biri suçludur. Ben cezaevinde yaşadığım 6 yılda belki de bin kişi ile kaldım ve içerisinde bir kişiyi suçlu olarak göremedim. Öğretmenin, öğrencinin, memurun, matbaada bir işçinin darbeyle nasıl bir alakası olabilir? Rabbim inşallah içeridekilere de yardım etsin ve tez zamanda onları da kurtarsın.”