Bu kez de halk stokçuluğa başladı

Eski Hazine Müsteşarı Mahfi Eğilmez, yargı bağımsızlığı, hukukun üstünlüğü, demokrasi ve güçler ayrımı sağlanmadan Türkiye’nin düzelmeyeceğine işaret etti.

SHABER3.COM

Türkiye’de geleceğe dönük tahmin yapmanın zor olduğunu “Kahve falı gibi; bir yol görünüyor, nereye gittiğini bilmiyoruz. Tahminlerimizde kur çok önemli yer tutuyor. Hatta kuru koymazsanız diğerleri çıkmıyor. Kurda artık tahmin veremiyorum” ifadesini kullandı.

Eğilmez, yargı bağımsızlığı ve hukukun üstünlüğü, demokrasi ve güçler ayrımı, bağımsız Merkez Bankası ve TÜİK, Varlık Fonunun kaldırılması gibi yapısal reformlar yapılmazsa 2022’nin önceki yıllardan farklı olmayacağını vurguladı. Eğilmez, “Hatta ve hatta son günlerde yaşananlara da bakarsak daha da sıkıntılı bir yıl yaşayacağımızı tahmin ediyorum” dedi. Mahfi Eğilmez, İstanbul Bilgi Üniversitesi İşletme Fakültesi tarafından düzenlenen çevrimiçi “Ekonomi Buluşmaları: 2022’ye Girerken Türkiye Ekonomisi” toplantısında yaptığı konuşmada, fiyat artışları olacak endişesiyle herkesin evinin bakkal dükkanı gibi olduğunu, ürün stoklandığını bu yapıldığı için piyasanın canlı göründüğünü söyledi.

KRİZ NOKTASINA GELMİŞİZ

Dolarizasyonun Türkiye’nin ciddi sorunlarından biri olduğuna işaret eden Mahfi Eğilmez’in konuşmasının satır başları şöyle:

- 2001 krizinden hemen sonra bankalardaki her 100 liralık mevduatın 57 lirası dövizdi. Şu anda her 100 liranın 56.5 lirası dövizde. Krizden hemen sonraki noktaya gelmişiz. Türk insanının kendi parasına olan güveni oldukça azalmış bu ciddi bir sorun.

- Kurlardaki artış bize enflasyon olarak geri dönüyor. Merkez ne zaman faizi düşürürse kur artıyor.

- Bir günde bir ülkenin parası yüzde 25 değer kaybeder mi? Ediyor. Türkiye’nin batmasını engel olan tek şey yastık altı varlıkları. Türkiye’de toplam kayıtsız 500 milyar dolar altın ve döviz olduğu tahmin ediliyor. Bu bir nevi krizlerde tampon görevi görüyor.

RAYDAN ÇIKMIŞ ÜLKE

- Şimdi yeni bir ekonomi ve maliye bakanı gelse maalesef yapabileceği şeyler sınırlı. Dünya bizi artık demokrasiden raydan çıkmış bir ülke olarak görüyor. Diyelim ki yeni bir bakan geldi her türlü yetki de verildi, yapısal reformları yapacak, hukukun üstünlüğünü getirecek hali yok ki. Kendi işini bakacak. Mesela faizi yüzde 30’a çekebilir çektiğinde kur bir anda 9-10 TL’ye düşer. Ama 1-2 ay sonra eski yerine gelir. Yapısal reformlar yapılmayacaksa bugün gelecek ekonomi ya da maliye bakanı 3-4 ay sonra istifa etmek zorunda kalır.

- Riskleri azaltmazsak bu işleri düzeltemeyiz. Ne yabancı sermaye ne ucuz para gelir, ne de bizim yatırımcımız yatırım yapar.

TÜİK’İ SAVUNMAYI BIRAKTIM

- Açıklanan enflasyonla bizim hissettiğimiz enflasyon uyumlu değil. Ben uzun zaman TÜİK’e yöneltilen eleştirilere karşı çıktım. Kendimi istatistiklerle idare ediyordum ama bugün artık idare edilecek noktayı çoktan geçtim. Artık ben de TÜİK’i savunmayı bıraktım, savunulacak bir tarafı da kalmadı. Enflasyon gerçek değil.


- TÜİK tüm atamalarında kararlarında siyasetten bağımsız olmalı. Bu anlamda yurtdışında da ciddi itibar kaybı var. Açıkladığımız verilerin yalan olduğu ortaya çıkabilir, Yunanistan’da bu yaşandı. TÜİK’i bağımsız yapmak için herkesi ayaklandırmak lazım.

- Enflasyon yüzde 40’sa ve siz yüzde 20 gösteriyorsanız alacağınız tüm önlemleri de yüzde 20’ye göre yaparsınız. Gerçeği konuşmayınca aldığınız önlemlerin de hiçbir anlamı kalmıyor.

- 2022’de şirketlerin nakit yönetimine ve alacak tahsiline çok dikkat etmesi lazım.

- Ben saydığım yapısal reform listesini 30 yıl önce dönemin hükümetine sunmuştum. Bu orta vadedir, uzun vadedir diye diye 30 yıl evvel başlasak şimdi bitirmiştik. Sürekli Mucize bekliyoruz. Bir şey yapacağız kur yükselecek cari açık azalacak...böyle bir dünya maalesef yok.
<< Önceki Haber Bu kez de halk stokçuluğa başladı Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER